Kadının Eğitim Hakkının Engellenmesi ve Bağımsız Bir Ev Temin Edilmemesi, Boşanma Davasında Tam Kusur

Kadının Eğitim Hakkının Engellenmesi ve Bağımsız Bir Ev Temin Edilmemesi, Boşanma Davasında Tam Kusur

Kadının Eğitim Hakkının Engellenmesi ve Bağımsız Bir Ev Temin Edilmemesi, Boşanma Davasında Tam Kusur


Kadının Eğitim Hakkının Engellenmesi ve Bağımsız Bir Ev Temin Edilmemesi, Boşanma Davasında Tam Kusur

Kadının Eğitim Hakkının Engellenmesi ve Bağımsız Bir Ev Temin Edilmemesi, Boşanma Davasında Tam Kusur
Yargıtay
T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 
Esas: 2020/4728 
Karar: 2020/5981 
Karar Tarihi: 19/11/2020

Özet: Eşini evden uzaklaştıran, manevi anlamda bağımsız ev temin etmeyen ve kadının eğitim hakkının engelleyen eş boşanmada tam kusurludur.


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, ziynet alacağı, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

Davacı kadının ziynet alacağı talebine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “72.070,00 TL” olarak belirlenmiştir.

Davacı- kadının talebine konu ziynet alacağı tutarı 15.000,00 TL olup, karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından bölge adliye mahkemesi kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davacı kadının temyiz dilekçesinin ziynet alacağı talebi yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

İlk derece mahkemesi tarafından, davacı kadın ve davalı erkeğin evlilik birliğini ortak hayatı devam ettirme noktasında gereken çabayı göstermedikleri, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, kadının TMK 174/1-2 m. düzenlenen maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Davacı kadın tarafından hüküm, ziynet alacağı, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakalara yönelik istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından kadının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b -1 gereği esastan reddine karar verilmiştir.

3-Davacı kadının kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Davacı kadından kaynaklanan dava dosyasında ispatlanan bir kusur yoktur. Erkeğin mevcut kusurlarının yanında, eşini evden uzaklaştırdığı, manevi anlamda bağımsız ev temin etmediği, kadının eğitim hakkının engellediği dosya kapsamında tanık beyanlarıyla ispatlanmıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkek tam kusurludur.

4-Yukarıda 3. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle, bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, davacı kadının ziynet alacağı talebine yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, kararın 2 bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliği ile karar verildi. 

 KARARA İLİŞKİN GÖRÜŞÜMÜZ: 

Kanunlarda kusurlu hallerin hepsine yer verilememesinden ötürü boşanma davasında durum tespiti için tarafların evlilik süreci içerisindeki eylemleri ve tutumlarına bakılarak kusur araştırması yapılır ve buna göre tarafların kusur oranı belirlenir. Evi terk etmek, evlilik birliğinin sorumluluklarından kaçınmak, onur kırıcı davranışlarda bulunmak, cinsel ilişkiden kaçınmak gibi bir çok neden boşanma davasında kusur olarak sayılabilir. Kusur araştırması özellikle nafaka ve tazminata olan etkisi bakımından oldukça önemlidir. 

Söz konusu olayda da boşanma davası açılmış ve yapılan yargılama sonucunda çiftin boşanmasına karar verilmiştir. Verilen bu kararda her iki tarafından da evlilik birliğini devam ettirmeye yönelik çabasının bulunmamasından dolayı kusur tespitinde her iki taraf da eşit kusurlu bulunmuştur. Ancak Yargıtay'ın verdiği kararda da görmekteyiz ki koca, eşine manevi anlamda bir bağımsı ev bile temin etmemiş ve eşinin eğitimine de engel olmaktadır. Bu durum kadının kişilik haklarına saldırıdır. Dolayısıyla erkeğe tam kusur olarak yüklenmelidir.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN