İFTİRA SUÇU KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARARA İTİRAZ DİLEKÇESİ

İFTİRA SUÇU KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARARA İTİRAZ DİLEKÇESİ

İFTİRA SUÇU KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARARA İTİRAZ DİLEKÇESİ


YOZGAT SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

Gönderilmek üzere

SORGUN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

SORUŞTURMA NO: 2023/*** Esas

MÜŞTEKİ : 

 

VEKİLİ : AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

 

ŞÜPHELİ: 

SUÇ İSNADI: İftira

D.KONUSU: EK KYOK kararına itirazlarımızdır.

AÇIKLAMALAR:

Sorgun Cumhuriyet Başsavcılığınca üzerine atılı iftira suçu hakkında şüpheli konumunda olan Hasan **** adına başlatılan 2023/*** Soruşturma numaralı dosyamızda 22/02/2023 tarihli Karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Karar 10.03.2023 tarihinde müvekkile tebliğ edilmiş olup, karar hakkındaki itirazımızı CMK 172 ve 173 maddeleri gereğince itiraz edebileceğimiz tarafımıza bildirilmiştir. İşbu karar usul ve yasaya aykırı olup bu hususta itirazlarımızı süresi içerisinde sunma gerekliliğimiz hasıl olmuştur. Şöyle ki;

Müvekkil, Yozgat ili Sorgun ilçesinde Sorgun İlçe Emniyet Müdürlüğünde Başkomiser olarak görev yapmaktadır. Müvekkil 10 yılı aşkın süredir görevini şerefiyle yerine getirmektedir. Daha önce Ankara'da da görev yapmış ve görev yaptığı yerlerde herhangi bir problem yaşamamıştır. Müvekkilim çalıştığı yerlerde astları ve üstleri tarafından her zaman sevilen ve saygı duyulan şerefli bir polistir. 

OLAY

19.02.2023 günü saat 23:07 sıralarında Sorgun İlçe Emniyet müdürlüğü Polis Merkezi Amirliği Binasında 21:00-23:00 ön nizamiye nöbeti tutulduğu sırada ön nizamiye kapısının önüne gelerek durmadan kapıya vurarak araçla açan 06 *** 13 plakalı beyaz renkli araç hızla polis merkezi bahçesinden geçerek merdivenlerin oraya kadar girmiş, aracın ön şoför koltuğundan polis merkezinde Çarşı mahalle Bekçisi olarak görev yapan şüpheli Hasan ***** çıkmış ve aracın ön yolcu koltuğundan ise kimlik bilgileri sonradan öğrenilen şüphelinin nişanlısı Şerife ********* inmiştir. Şüphelinin görünüş, hal ve hareketleriyle alkollü olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Hasan **** polis merkezi bahçesindeki banka oturarak yüksek sesle ``kimse benim halimden anlamıyor, her şeyin sorumlusu Abdurrahman Başkomiser, amına koyduğumun çocuğu, FETÖCÜ ibne, onun gırtlağını keseceğim, onun katili olacağım`` söylemlerde bulunmuştur. Akabinde şahıs emniyet görevlileri tarafından sakinleştirilmiştir. Dava konusu olay 19.02.2023 tarihi saat 23:50 de ilgili emniyet görevlileri tarafından tutanak altında alınmıştır. 

Olay günü ile alakalı olarak eklemek istediğimiz birkaç husus vardır. Şüpheli olay günü polis merkezine normal bir vatandaşın gideceği şekilde değil, müştekiye zarar vermek niyetiyle olay yerine gitmiştir. Şüpheli olay yerine gittiğinde polis merkezinin kapısına zarar vermiştir. 

1- ŞÜPHELİNİN OLAY GÜNÜ BEYANLARI İFTİRA SUÇUNU OLUŞTURMAKTADIR.

Şüpheli, olay günü müvekkilim hakkında bulunduğu beyanlarda açıkça anlaşılır bir şekilde ve bağırmak suretiyle ``FETÖCÜ İBNE`` demiştir. Müvekkilimin görevi süresinde FETÖ/PYD terör örgütü ile alakalı herhangi bir ilişiği bulunmamış, bu durum hakkında aleyhine en ufak bir beyan bile bulunmamaktadır. Fakat bunlara rağmen şüpheli, müvekkil aleyhinde böyle bir hassas hususu umursamadan iftirada bulunmuştur. 

Şüpheli, beyanda bulunurken alenen müvekkilimin FETÖ üyesi olduğunu iddia etmiştir. Şüphelinin, müvekkilimin FETÖ/PYD terör örgütü ile ilişiği olduğunu söylemesi yalnızca şüphelinin kişisel problemlerden kaynaklanan kin ve nefrete dayalı, asılsız bir beyandan ibarettir.

Fetöcü iftirası sonucu kişilik hakları ihlal edilen müvekkilimin, içsel huzurunun ve manevi bütünlüğünün bozulmasının yanı sıra toplum içindeki saygınlığı da tabii ki zedelenmiştir, şüphelinin iftirasındaki asıl niyeti tam bir çamur at izi kalsın niteliğindedir.

İftiraya konu suçun ağırlığı, Türkiye gündemindeki yeri, suçun toplumsal yansıması ve müvekkilin mesleğinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, iftiraya maruz kalan müvekkilin kişisel hak ve değerlerine yönelik olan ihlal oldukça ağır ve yoğundur.

2- Şüpheli ve Müdafinin Beyanlarına İlişkin Cevaplarımız

2a- Şüphelinin Savcılık nezdinde verdiği ifadesinde de yine birçok çelişki bulunmaktadır. Şüpheli, savcılık nezdinde verdiği ifade de `` Sadece emniyet binasına gittiğimi hatırlıyorum``, şeklinde beyanda bulunmuştur akabinde müvekkile üzerine söylemiş olduğu hakaret ve tehdit içerikli beyanlar için `` tehdit ve hakaret içerikli sözler söylemedim`` demiştir. Şüphelinin beyanları tereddüte yer bırakmayacak şekilde sarihtir. Önce emniyet binasına gittikten sonrasını hatırlamadığını beyan etmiş, daha sonrasında ise müvekkil aleyhinde beyanlarda bulunmadığını çok net bir şekilde ifade etmiştir. Bu beyanlar arasında gözle görülür bir şekilde çelişki bulunmaktadır. Emniyet binasına gittikten sonrasını hatırlamadığını iddia eden şüphelinin çok rahat bir şekilde hakarette bulunmadım diyebilmesi hakkaniyete aykırıdır.

Şüphelinin bir diğer beyanı psikolojik rahatsızlıkları olduğu ve bu rahatsızlıkların kendine ve etrafındakilere zarar verecek kadar yüksek derecelere çıktığı yönündedir. Bu beyanın soruşturma aşamasında göz önünde tutulmaması gerekmektedir. Keza anksiyete bozukluğu günümüzde her üç insandan birinde gözükmekte olup, bu psikolojik rahatsızlıkla rahatlıkla yaşayabilmektedir. Şüphelinin bu beyanı yalnızca cezadan kaçınmak için bir bahanedir. 

2b- Yine şüpheli müdafi 20.02.2023 tarihli 2023/*** E. sayılı Sorgun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sorgulama tutanağında şüphelinin alkol etkisinde bulunduğundan dolayı suç işleme kastinin olmadığını beyan etmiştir. Bu beyan kesinlikle itibar edilmemesi gereken hukuka aykırı bir beyandır. Keza TCK 34/2'de `` İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.`` şeklinde düzenlenmiştir. İsteyerek alkol veya uyuşturucu madde alınması halinde kanun koyucu bu durumun failin kusur yeteneğine bir etkisi olmadığını belirtmiştir. Bu halde fail cezalandırılabilecektir. Kusur yeteneğinin var olduğu kabul edilir. Kişi iradi olarak alkol veya uyuşturucu almış ve bunun etkisi altında suç işlemiş ise kendi kusuru ile algılaması bozulduğu için sorumluluğu azalmaz veya kalkmaz.

3- Şüphelinin Psikolojik Rahatsızlığına İlişkin Beyanlarımız

Şüphelinin Sorgun Cumhuriyet Savcılığındaki sorgusunda psikolojik rahatsızlığı hakkındaki beyanlarına yönelik olarak; ŞÜPHELİNİN HEYET RAPORU ALMASINA KARAR VERİLMESİNİ talep ederiz. Şüphelinin heyet raporu alması, işlemiş olduğu suçtaki kusur oranının tespiti için elzem bir hal almıştır. Yine şüphelinin heyet raporu alması, bahsettiği psikolojik rahatsızlık nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinde yer alan “53’üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak” ibaresine göre bir psikolojik sorunu mevcut ise memur olmasına engel bir hal olup olmadığı gözetilecektir. 

KEZA ŞÜPHELİNİN SUÇA MEYİLLİ BİR KİŞİLİK OLDUĞU KİŞİ HAKKINDA DÜZENLENEN ADLİ SİCİL RAPORU İNCELENDİĞİNDE SARİH BİR ŞEKİLDE GÖZLE GÖRÜLECEKTİR. ŞÜPHELİ KİŞİ HAKKINDA DAHA ÖNCEDEN HAGB KARARI VERİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN ŞÜPHELİ SUÇ İŞLEMEYİ BİR ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMİŞTİR.

4- SOMUT OLAYDA İFTİRA SUÇUNUN İNCELENMESİ

İftira suçu, hakkında savcılık soruşturması açılması veya idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesidir (TCK m.267). Yani, fail masum olduğunu bildiği bir kişiye suç atmaktadır. Mağdurun “hukuka aykırı bir fiil işlemediğini bildiği halde” iftira atma, iftira suçu şartları açısından en önemli olgudur. İftira suçu ile mağdura somut ve belirli bir fiil isnat edilmektedir. 

İsnat edilen hukuka aykırı fiilin belirli olması gerekir. Bir kimseye, belirsiz ve sınırı çizilemeyen fiillerin isnadı iftira suçunu oluşturmaz. Ayrıca bildirimde bulunan hukuka aykırı filler, yetkili makamları harekete geçirecek ciddilikte olmalıdır. Yetkili makamların, bildirimde bulunulan hukuka aykırı eylem için somut olarak harekete geçmesi gerekmez, fiilin onları harekete geçirmeye elverişli olması bu suçun oluşumu için yeterlidir. 

4a- Şüpheli Hasan *******'ın fail sıfatı oluşmuş mudur?

İftira suçunda fail için özel bir kıstas belirtilmemiş olup, fail gerçek kişi olmalıdır. Failin mağdura karşı hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekmektedir. Mağdurun masum olunduğunun bilindiği bir suçtan dolayı suç isnat edilmesi gerekmektedir. Somut olayımızda müvekkil Abdurrahman *********'a FETÖ/PYD terör örgütü yapılanmasına ilişkin herhangi bir soruşturma veya hüküm düzenlenmemiş olup üzerine isnat edilen suç örgütüne ilişkin bir dosyası bulunmamaktadır. İftira suçunun unsurları gerçekleşmiş olup, şüpheli Hasan ******* suçun failidir.

4b- Müşteki Abdurrahman ********'ın mağdur sıfatı oluşmuş mudur?

İftira suçunda mağdur için özel bir kıstas belirtilmemiştir. Üzerine işlememiş olduğu bir suça yönelik fiil isnat kişinin gerçek kişi olup, sağ olması yeterlidir. Somut olayımızda Abdurrahman ***********'ın üzerine atılı suça dair bir hüküm olmadığı sabit olup, kendisi sağdır. İftira suçuna ilişkin mağdur sıfatı oluşmuştur.

5- Tekerrüre İlişkin Beyanlarımız 

Şüphelinin Adli Sicil Ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenip gönderilen Adli Sicil Kaydına ilişkin olarak aşağıya ekleyeceğimiz, daha önce şüpheli hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin, şüphelinin kasten işemiş olduğu iftira suçu nedeniyle hükmün kesinleştikten sonra HAGB kararının bozulmasının akabinde şüpheli aleyhinde tekerrüre ilişkin esas ve hükümlerinin uygulanmasını arz ve talep ederiz.

2 T : 012702021T0026029 09.06.2020 * * * * * HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI (GENEL) YOZGAT 1 ASLCM KES.TARİHİ:05/10/202116/09/2021 2020/597 2021/625 ***

3 T : 012702021T0026030 09.06.2020 * * * * * HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI (GENEL) YOZGAT 1 ASLCM KES.TARİHİ:05/10/202116/09/2021 2020/597

2021/625 ***

6- İftira Suçuna İlişkin Emsal Yargıtay Kararı

YARGITAY

Esas No: 2020/19374

8. Ceza Dairesi

Karar No: 2023/339

Karar Tarihi: 07.02.2023

İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir.

Bu itibarla; sanık hakkında kurulan hükümde, sanığın yukarıda açıklanan şekilde silahlı terör örgütü ile işbirliği yapmadıklarını bildiği halde, haklarında idari yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla katılanlara hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi nedeniyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanığın görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, \"28.09.2015\" yerine, \"28.08.2015\" olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilecek maddi hata kabul edilmiştir.

Adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyet hükmü bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, koşulları oluştuğu halde ayrıca 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 11.05.2016 tarihli kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2023 tarihinde karar verildi.

7- Bu beyanlar ve yukarıda bahsettiğimiz bütün somut olgulara rağmen Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan soruşturma sonucunda şüphelinin atılı suçu işlediğini gösterir somut delillerin bulunmadığı gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Verilen bu kararı kabul edebilmemiz mümkün değildir. Zira dosya içerisindeki somut deliller iddia makamınca görmezden gelinmiştir. Ayrıca şüphelinin, müvekkil aleyhine isnat etmiş olduğu suçu doğrulayacak tutanak ve tanık beyanları da iddiaların doğruluğunu ispatlamaktadır.

Yukarıda anlatılanlar ışığında dosyaya konu olaylar hakkında etkin bir soruşturma yürütülmeden doğrudan Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır. Şüpheli hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılması gerekirken, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Arz ve izah olunan sebepler ile itirazımızin kabulüyle, Sorgun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/02/2023 tarihli 2023/4** Soruşturma numaralı dosyasında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına ve şüpheli hakkında KAMU DAVASI AÇILMASINA KARAR VERİLMESİNİ saygılarımızla vekaleten talep ederiz.

HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK

HUKUKİ DELİLLER: Tanık, Sorgun İlçe Emniyet Müdürlüğü olay tutanağı, İfade tutanakları ve sair tüm deliller

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda açıklanan nedenler ve resen gözetilecek hususlar çerçevesinde itirazımızın kabulüyle, Sorgun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/02/2023 tarihli 2023/4**Soruşturma numaralı dosyasında, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının itirazen kaldırılmasına ve ilgili dosyada şüpheli hakkında 5237 s.k. m. 267 ve m. 271 hükümlerine göre iddianame düzenlenerek CMK 170/1-2 gereği KAMU DAVASI AÇILMASINA KARAR VERİLMESİNİ saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 21.03.2023

MÜŞTEKİ VEKİLİ

AV. GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN