Haksız İdari Gözetimden Kaynaklı Tazminat Dava Dilekçesi

Haksız İdari Gözetimden Kaynaklı Tazminat Dava Dilekçesi

Haksız İdari Gözetimden Kaynaklı Tazminat Dava Dilekçesi


Haksız İdari Gözetimden Kaynaklı Tazminat Dava DilekçesiKAYSERİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

 

 

DAVACI                 : **********

 

UYRUK                         : İran

 

VEKİLİ                 : Av. Gizem Gül Uzun,

 

DAVALI                 : Amasya Valiliği ( İl Göç İdaresi Müdürlüğü)

                                          Fethiye, İbni Sina Cd. No:1, 05100 Merkez/AMASYA

 

DAVA KONUSU           : 12.08.2023 tarih ve 15953464 sayılı idari gözetim kararı ile ihlal edilmiş bulunan maddi ve manevi zararın tazmini talebidir. 

 

HARCA ESAS DEĞER: 50.000,00 TL maddi tazminat için FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIMIZ saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500 TL harca esas değer gösteriyoruz. Manevi tazminat talebimiz ise 50.000,00 TL'dir.

 

AÇIKLAMALAR          : 

 

Müvekkil, Türkiye'ye yasal bir şekilde, kendine ait pasaportu ve vizesi ile giriş yapmıştır. Müvekkil herhangi bir olaya karışmamış ve suç işlememiştir. Müvekkilin sicili temiz olup, müvekkilin herhangi bir sabıka kaydı bulunmamaktadır. Olay günü, polis müvekkili yolda çevirmiş ve müvekkile pasaportunu sormuştur. Müvekkil o an yanında pasaportu bulunmadığı için polis tarafından alınmıştır. Müvekkilin pasaportu bulunmaktadır. Sadece kısa süreliğine dışarı çıktığı için o an yanında bulundurmamıştır. Müvekkil yasaya uygun şekilde Türkiye'ye giriş yapmış, herhangi bir suça karışmamıştır. Anılan 6458 Sayılı Kanunun 54. Maddesine aykırı bir durumu olmadığından alınan idari gözetim kararı haksızdır ve iptal edilmiştir. Ancak bu süreçte müvekkilin maddi ve manevi zararı doğmuştur. Şöyle ki,

 

Müvekkil ifade ettiğimiz üzere, Türkiye'ye turistik gezi amaçlı yasal giriş yapmıştır. Bunun için arkadaşının evinde konaklamayı tercih etmiştir. Olay günü geri dönmek üzere arkadaşının evinden çıktığı sırada yolda polis çevirmesi ile karşılaşmıştır. Polis müvekkile, kim olduğu, burada ne yaptığı, nereden geldiği ve nereye gittiği hususlarında çeşitli sorular sormuştur. En nihayetinde, müvekkilden pasaportunu göstermesini istemiştir. Ancak hayatın olağan akışı gereği bireylerin kimlik, telefon, cüzdan gibi lüzumlu eşyalarını unutabilmeleri mümkündür. PVSK'nın ilgili maddesi uyarınca;

 

2559 Sayılı POLİS VAZİFE VE SALȂHİYET KANUNU'na göre, 

 

Durdurma ve kimlik sorma

 

Madde 4/A- (Ek: 2/6/2007-5681/1 md.)

Polis, kişileri ve araçları;

a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik

mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek, amacıyla durdurabilir.

Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir. Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

 

 

 

POLİSİN MÜVEKKİLİ DURDURMASI VE KİMLİK SORMASINDA HUKUKA UYGUNLUK BULUNMAMAKTADIR. ZİRA DURDURMA YETKİSİNİ KULLANABİLMESİ İÇİN GEREKEN İZLENİME DAYALI MAKUL SEBEP OLUŞMAMIŞTIR. 

 

Olay günü müvekkil gündüz saatleri içerisinde kalabalık sayılabilecek nitelikteki caddede yürürken polis tarafından durdurulmuş ve nereden geldiği, şuan nereye gittiği, ülkede ne amaçla bulunduğu gibi müvekkile şüpheli şahıs isnadında bulunurcasına soru sorulmuştur. Polisin müvekkile karşı durdurma yetkisini kullanması hukuka aykırıdır. Zira polisin durdurma yetkisini kullanabilmesi için gereken makul sebep oluşmamıştır. Müvekkilin, suç ve kabahat içeren nitelikte bir davranışı söz konusu değildir. Ne kendi ülkesinde ne de Türkiye'de herhangi bir suça karışmamıştır. Adli sicili temizdir. Müvekkil kamusal alanda yürümektedir. Müvekkilin, polis tarafından önlenmesi elzem nitelikte suç işleme veya kabahat davranışı gerçekleştirmeye yönelik icrai hareketi de söz konusu olmamıştır. 

 

2559 Sayılı POLİS VAZİFE VE SALȂHİYET KANUNU, 

 

 

Durdurma ve kimlik sorma

 

 

Madde 4/A devamında

 

 

"Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir."

 

 

Müvekkilimiz kimliğinin evde olduğunu, hemen getireceğini beyan etmesine rağmen polis, müvekkile kimliğini ispatlaması hususunda kanunda öngörülen kolaylık sağlanmamıştır. Polis, müvekkili iki dakika dahi beklememiştir. Müvekkil, yanında kimlik bulunmaması sebebiyle polis tarafından adeta yaka paça geri gönderme merkezine götürülmüştür. Kanunun müvekkile tanıdığı kolaylık hiçbir şekilde sağlanmamıştır.

 

5683 Sayılı YABANCILARIN TÜRKİYE'DE iKAMET VE SEYAHATLERİ HAKKINDA KANUN,

 

 

Madde 1 – Türkiye'ye girmesi kanunlarla memnu bulunmıyan ve Pasaport Kanununun hükümlerine uygun şekilde gelen yabancılar, kanunlarla tayin olunan kayıt ve şartlar dairesinde Türkiye'de ikamet ve seyahat etmek hakkını haizdirler.

 

 

Anılan kanun hükmü uyarınca, müvekkilin Türkiye'de seyahat etme hakkı vardır. Polisin durdurma işlemi yapmasında makul bir sebep yoktur ve işlem tamamen hukuka aykırıdır.

 

6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na göre,

Sınır dışı etme kararı alınacaklar

 

MADDE 54 – (1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

 

a) 5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler

 

b) Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar

 

c) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar

 

ç) Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar

 

d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar

 

e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler

 

f) İkamet izinleri iptal edilenler

 

g) İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler

 

ğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler

 

h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler

 

ı) Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler

 

i) Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar

 

j) İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar

 

k) (Ek: 3/10/2016-KHK-676/36 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/31 md.) Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.

 

(2) (Değişik: 3/10/2016-KHK-676/36 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/31 md.) Bu maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri kapsamında oldukları değerlendirilen uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabilir.

 

Müvekkil yasaya uygun şekilde Türkiye'ye giriş yapmış, herhangi bir suça karışmamıştır.  Pasaport süresi de dolmamıştır ve anılan 6458/54  maddesindeki hususlara aykırı bir durumu bulunmamakta olduğundan alınan idari gözetim kararı haksızdır ve iptal edilmiştir. Ancak bu süre zarfında ilgili memurların gerekli denetimi yapmaması neticesinde yaklaşık olarak iki ay geri gönderme merkezinde kalmıştır. Ailesinin Türkiye'ye gelmesi gerekmiş, ailesi Türkiye'de bulunduğu süre zarfında harcamalar yapmış ve avukattan hukuki destek almıştır.

 

KABUL VE BARINMA MERKEZLERİ İLE GERİ GÖNDERME MERKEZLERİNİN KURULMASI, YÖNETİMİ, İŞLETİLMESİ, İŞLETTİRİLMESİ VE DENETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİK

 

Merkezlerde verilecek hizmetler

 

MADDE 14 – (1) Merkezlerde verilecek hizmetler şunlardır:

 

a) Barınma ve beslenme.

 

b) İç ve dış güvenlik.

 

c) Yabancı tarafından bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetleri.

 

ç) Psikolojik ve sosyal destek faaliyetleri.

 

d) Özel ihtiyaç sahiplerine uygun alanların tahsis edilmesi.

 

e) Barınanların kıymetli eşyalarının emanete alınması.

 

f) Merkezler arası nakil ve sınır dışı nakil işlemleri.

 

g) Genel Müdürlükçe uygun görülen diğer hizmetler.

 

(2) Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerin sağlanması ile buna ilişkin standartlar Genel Müdürlük tarafından belirlenir.

 

MÜVEKKİL GERİ GÖNDERME MERKEZİNDE RAHATSIZLANMIŞTIR. KAYSERİ ŞEHİR HASTANESİNDE GÖRDÜĞÜ YATILI TEDAVİDE MÜVEKKİLE ZATÜRRE HASTALIĞINA İLİŞKİN TEŞHİS KONULMUŞTUR. Anılan yönetmelik gereği müvekkile yeterli ölçüde barınma hizmeti sağlanmamıştır. Zira barınma koşullarının yetersizliğinden ötürü müvekkil hastalanmıştır ve yoğun bakımda yatmıştır. Ailesine müvekkilin öldüğü yönünde beyanda bulunulmuş, ailesi apar topar Türkiye'ye gelmek durumunda kalmıştır. Müvekkilin turistik amaçla gezmek ve tanımak istediği ülkede yaşadığı tüm bu olaylar neticesinde yaşama sevinci ve zevki azalmıştır.

 

Danıştay İDDGK, E. 2012/1657, K. 2014/3421, T. 3.11.2014

 

"İdare, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerini yerine getirirken, gerekli teşkilatı kurmak, bu teşkilatın ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarını hizmete hazır tutmak, hizmetin ifası sırasında hizmetin zamanında ve gereği gibi işlemesine devamlı olarak nezaret etmek ve hizmetin işleyişini kontrol etmekle sorumludur. Gerek hizmetin ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarının temin ve ifasındaki kusur, gerekse temin edilen bu araçlarla ifa olunan hizmetin geç işlemesi, gereği gibi veya hiç işlememesi; idareye, zarar gören kimselerin bu sebeplerle doğan zararlarını tazmin sorumluluğunu yükler."

 

Danıştay 10.Dairesi, E. 2007/6322, K. 2010/5981, T. 13.7.2010

 

"Hastanın ikazına rağmen, yeni bir muayene yapılmadan, film çekilerek dişlerin çekilip çekilmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, önceki barkot üzerine, diş hekimince başkaca bir muayene yapılmadan ve hastanın itirazına rağmen diş çekimi yapması hasta haklarına aykırı olup aynı zamanda hizmet kusuru oluşturmaktadır."

 

Danıştay 15 Dairesi., E. 2013/4226, K. 2016/2798,T. 22.4.2016

 

"Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas olduğundan, olayın oluşumu ve zararın niteliğinin irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin ya da daha ayrı bir anlayış ve amaçtan kaynaklanan sosyal risk ilkesinin uygulanıp, uygulanmayacağının belirlenmesi, tazminata hükmedilirken de herhalde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir."

 

Danıştay 8.Daire, E. 2017/6074, K. 2019/1727, T. 11.3.2019

 

“…tam yargı davalarında yargılamayı yapmakta olan mahkemece maddi zarara ilişkin gerçek tutarın saptanması gerekmekte olup, taleple bağlı kalınarak, bilgi ve belgeye dayandırılabilen zararlar belirlenmeli ve yapılacak hesaplama hukuki denetime elverişli olmalıdır.

Manevi zarar yönünden ise; manevi tazminatın, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, müterafik kusur durumu da dikkate alınarak, idarenin olaydaki kusurunun niteliğini, ağırlığını ifade edecek ve ilgililerin duyduğu acı ve üzüntüyü kısmen de olsa giderebilecek ölçüde saptanması zorunludur…”

 

 

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü, işbu davayı açma zaruretimiz hasıl olmuştur.

 

Kısaca; müvekkil, Türkiye'ye yasal yollardan giriş yapmıştır. Müvekkilin pasaport ve vize süresi dolmadığı halde müvekkil aleyhinde haksız idari gözetim kararı alınmıştır. Bu süreçte müvekkil Kayseri Geri Gönderme Merkezinde rahatsızlanmış ve Kayseri Şehir Hastanesine götürülmüştür. Müvekkil, Kayseri Şehir Hastanesinde yoğun bakımda kalmış, oksijen almış ve otuz kiloya kadar düşmüştür. Tüm bunların yanında müvekkilin ailesine müvekkilden bahsederken gayet rahat bir şekilde ÖLDÜ denilmiştir. Tarafımızca Kayseri 2.Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilmiştir. Dosya yeteri surette incelenmediği için itiraz reddedilmiştir. Sonrasında tarafımızca geri gönderme merkezi idari işleriyle görüşme yapılmış ve bu uzun süreçten sonra idari işler dosyayı inceledikten sonra VİZE İHLALİ YOKMUŞ, BIRAKIYORUZ demiştir. Müvekkil haksız yere idari gözetim altında kalmış, haksız yere mağduriyet yaşamıştır. Müvekkilin ailesi İran'dan gelerek bu uzun süreçte otelde konaklamış ve birçok masraf etmiştir. Müvekkil ve ailesinin maddi ve manevi anlamda birçok mağduriyeti doğmuştur. 

 

Manevi tazminata da hükmedilmelidir. Zira haksız bir fiil sonucu müvekkil ve müvekkilin ailesi elem, keder, üzüntü duymuştur. 

 

Maddi tazminat hususu değerlendirilirken müvekkilin ailesinin yaptığı tüm harcamaların göz önüne alınmasını talep ederiz. 

 

Valilikçe tanzim edilen 12.08.2023 tarihli 15953464 sayılı idari gözetim kararı müvekkile 13.08.2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Müvekkil, 19.09.2023 tarihine kadar haksız idari gözetime maruz bırakılmıştır.

 

HUKUKİ NEDENLER: Anayasa, HMK, İYUK, sair yasal mevzuat.

 

DELİLLER                   : Dilekçede sayılan ve ekte sunulan belgeler, Davalı idare elindeki belge ve bilgiler, sair yasal deliller.

 

SONUÇ VE İSTEM     : Yukarıda açıklanan ve  kendiliğinden göz önüne alınacak sebeplerle kısaca müvekkil 12.08.2023 tarih ve 15953464 sayılı idari gözetim kararı ile haksız yere idari gözetim altında kalmıştır. Müvekkilin maddi ve manevi tazminatının ödenmesi gerekmektedir. Müvekkilin uğramış olduğu zarara karşılık fazla ilişkin haklarımız saklı kalmak maddi tazminat için şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat için 500 TL harca esas değer gösteriyoruz. Manevi tazminat talebimiz ise 50.000,00 TL'dir. Müvekkile maddi ve manevi tazminatın ödenmesini dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak müvekkilime ödenmesine karar verilmesini, davacı vekili olarak saygılarımla arz ve talep ederim. Yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davalı kuruma hükmedilmesini talep ederim. 21.09.2023

 

                                                                                                                                   DAVACI VEKİLİ

                                                                                                                               Av. Gizem Gül UZUN

 

 

ADLİ YARDIM TALEBİMİZ HAKKINDA;

 

Müvekkilin üzerine kayıtlı mal varlığı yoktur. Müvekkilin üzerine kayıtlı gayrimenkul veyahut taşınır yoktur, ev ya da araba yoktur. Müvekkilin düzenli geliri de bulunmamaktadır. Zira müvekkilin işi yoktur. Kısaca müvekkil yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda değildir. Adli yardım talebimizin kabulünü talep ederiz.

 

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 334. maddesine göre, geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.

 

 

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN