GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU VE CEZASI

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU VE CEZASI

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU VE CEZASI


GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU VE CEZASI

Görevi yaptırmamak için direnme, bir kimsenin kamu görevlisine karşı görevi yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanmasıdır. Örneğin bir kimsenin haciz için evine gelen icra memurunu darp etmesi gibi.

 

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun hukuksal konusu, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmeni dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik eylemlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

 

Kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit eylemi gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır.

 

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, genel bir suçtur. Herkes bu suçun faili olabilir. Suçun mağduru ise görevini yapmakta olan bir kamu görevlisidir.

 

Görevini yaptırmamak için direnme seçimlik hareketli bir suç olup bu suçun hareket ögesini kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanmak oluşturmaktadır.

 

Suçun oluşması için direnme gösterilen işin kamu görevlisinin görevine girmesi gerekir.

 

Suçun cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli şekilleri şunlardır;

 

*Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi

 

*Suçun kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi

 

*Suçu birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi

 

*Suçun silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak işlenmesi

 

Görevi yaptırmamak için direnme suçu, kasten işlenebilen bir suçtur.

 

Fail görevliye direnirken hakaret de etmişse iki ayrı suçtan hüküm kurulması gerekir.

 

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun sonucu nedeniyle ağırlaşmış şekillerinin gerçekleşmesi durumunda gerçek içtima hükümleri uygulanır ve fail, bu suçun dışında ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.

 

Bu suçun soruşturma ve kovuşturması resen yapılır, şikayet aranmaz.

 

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme (Mukavemet) Suçu ve Yargıtay Kararları

Cebir ve Tehdit Aşamasına Varmayan Karşı Koyma

TCK’nın 265. maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, olay günü … ‘ın kullanmış olduğu araçta kaçak orman emvali olduğunun tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturma nedeniyle olay yerine gelen sanığın katılana yönelik “ne oluyor burda biz vatan haini miyiz” demesi üzerine olay yerinden uzaklaştırmaya çalışıldığı esnada katılana yönelik “benim savcı tanıdıklarım var, çevrem var, sana bunun hesabını soracağım” demek suretiyle direndiğinden bahisle hakkında mahkumiyet kararı verilmiş ise de, sanığın sözlerinin bir bütün halinde Anayasal şikayet hakkını kullanacağını bildirme niteliğinde olduğu ve sonuç almaya elverişli, objektif olarak katılan üzerinde ciddi bir korku veya endişe doğuracak nitelikte olmadığı, ayrıca tüm dosya kapsamı ile sanığın katılana yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olabilecek cebir veya tehdit niteliğinde herhangi bir davranışının da bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar : 2019/12775).

 

Haciz Mahallinde İcra Memuru ve Avukata Direnme Suçu

Avukatların TCK’nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yargı görevi yapan kişilerden olması ve müvekkilleri adına haciz işlemlerini takip etmelerinin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi anlamında adli bir işlem olması karşısında, bu görev sırasında, görevin engellenmesine yönelik olarak katılan avukata karşı gerçekleştirilen eylemler nedeniyle TCK’nın 265. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan görevi yaptırmamak için direnme suçunun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesine ilişkin cezayı ağırlaştıran nitelikli hâlin uygulanma koşulunun gerçekleştiği ve sanıkların eylemlerinin bir bütün hâlinde birden fazla kişiyle birlikte yargı görevi yapan kişilere karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-Karar : 2020/38).

 

Mahkemece, sanığın alacaklı vekili olarak kendisi hakkında icra takibi yapan katılana “bu evden eşya kaldıracak adamın anasını sinkaf ederim “ şeklindeki sözleri hakaret niteliğinde kabul edilmiş ise de, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, bu sözlerin sanığın katılanı icra takibinden vazgeçirmek için tehdit niteliğinde olduğu ve TCK’nın 265/2. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suçun niteliğinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek, hakaret suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi-K.2020/44).

 

Avukat olarak görev yapan katılan C. Z.’un alacaklı vekili sıfatıyla yürütmekte olduğu bir icra takibi nedeniyle Manavgat 1. İcra Müdürlüğü görevlileri ile birlikte olay günü sanığın babasının evine haciz yapmak üzere geldiği, haciz devam ederken sanığın katılana “ananı avradını sinkaf ederim” deyip, sonrasında katılan ve diğer görevlilere “sizi burada öldürürüm asarım, keserim, sizi burada alnınızdan av tüfeği ile vururum” şeklinde tehdit içerikli sözler söylediği ve katılanın üzerine yürümesi biçiminde gerçekleşen eylemlerinin bütün halinde yargı görevi yapana karşı zincirleme şekilde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile görevi yaptırmamak için direnme ve tehdit suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması, Sanığın hakaret fiilini alenen işlemesine rağmen, hakkında TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi (Yargıtay 5. Ceza Dairesi Karar: 2015/564)

 

Avukat olan katılanın, alacaklı vekili olarak süresinde borcunu ödemeyen sanık hakkında icra takibinde bulunacağını söylemesi üzerine, sanığın katılana hitaben “çeki takibe koyarsan ceza yersin, cezanı ben keserim, seni gebertirim” şeklinde sözler sarf ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemin, TCK’nın 6/d maddesi delaletiyle aynı Kanunun 265/2. Maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. CD - 2015/2454 karar).

 

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda “Cebir” ve “Tehdit” Unsuru

Sanığın, ihbar üzerine olay yerine gelen polis memurlarını görünce tabancasıyla doldur boşalt yapıp, onlara “gidin lan buradan” demesinden ibaret eyleminin, TCK’nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tehdit suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi- K.2021/27501).

 

Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında olmalıdır. (2015/6439 karar – Yargıtay 23. Ceza Dairesi).

 

Alkollü araç kullanıp kırmızı ışık ihlali yapan sanığa görevli polis memurları tarafından alkol testi yapılmak istenmesine karşın sanığın alkometreye üflemeyi kabul etmeyip “sizi doğuya sürdüreceğim” biçiminde sözler söylediği olayda; sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme yetkisi olmadığı gözetilip, görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir ve tehdit öğelerinin nasıl oluştuğu tartışılıp denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıaty 4. Ceza Dairesi 2013/42403 E. , 2014/31816 K.).

 

TCK’nın 265. maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü göz önüne alındığında, dosya kapsamından sanığın akrabasını yaralayan Şevket isimli kişinin polis merkezi amirliğinde olduğunu öğrenince koşarak içeri girmeye çalıştığı sırada müşteki polisler tarafından içeri girmesinin engellendiği ve sanığın müşteki polis Murat’ı eliyle iterek düşmesine sebep olduğu, müşteki Murat’ın basit tıbbi müdahale giderilir şekilde yaralandığı, eylemin cebir niteliğinde olduğu halde, sanığın mahkumiyeti yerine müsnet suçtan beraatine dair karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4.CD-K.2021/17761).

 

Rapor hazırlayan doktorun alkolmetreye üflemesini söylemesi üzerine, kamu görevlisi doktora hitaben “bu üflemeden bana bir şey olursa seninle görüşürüz” dedikten sonra elindeki su dolu pet şişeyi doktora fırlatarak onun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına neden olma eylemin, görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 4. CD - 2015/24443 karar).

 

B blok koridoruna çıkmak isteyen sanıklardan S. P.’ın kendilerine müdahale etmek isteyen infaz koruma memuruna bıçak doğrultarak “ya koğuşa gireceksin ya öleceksin” demekten ibaret eylemi, TCK’nın 265/2. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturur (Yargıtay 4. CD - 2015/24703 karar)

 

Sanığın yıkım işlemi bittikten sonra imar müdürü olan şikayetçi H. H. A.’a yumrukla vurması şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olayda; sanığın müştekinin hangi görevinin yapılmasını engellemek için cebir ve/veya tehdit kullandığı karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle gösterilmeden; eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. CD - 2015/1478 karar)

 

Olay tarihinde pazar yerindeki yenileme çalışmaları nedeniyle tezgahlarının kaldırılması istenilen sanıkların bu duruma karşı çıkarak belediye zabıta görevlileri olan müştekilere fikir ve eylem birliği içerisinde tezgahlarda bulunan saldırıda kullanılmaya elverişli araçlarla saldırdıkları, müşteki T. S.’nın yaralandığı ve olaya müdahale eden polis memurlarınca yakalandıkları, eylemlerinin bir bütün halinde TCK’nın 265/1-3-4,, 43/2. maddeleri kapsamında birden fazla kişi birlikte olacak şekilde saldırıda kullanılmaya elverişli araçlarla birden fazla kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu tüm unsurlarıyla oluşturduğu anlaşılmasına rağmen tezgahlarına tekme atılıp devrildiği şeklindeki savunmaları üzerinde durularak olayın başlangıcı ve gelişimi irdelenerek aynı Kanunun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik indirimi koşullarının oluşup oluşmadığı da tartışılmak suretiyle yeniden karar verilmesi gerekir (Yargıtay 4. CD - 2015/1406 karar).

 

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığında görev yapan mağdurun suç tarihinde görevi kapsamında denetim yapmak amacıyla sanığa ait işyerine giderek çalışanların sosyal güvenlik kayıtlarının olup olmadığının tespiti için kimliklerini toplayıp tutanak tanzim ettiği sırada, iş yerine gelen sanığın, mağdura “Sen kimsin, buraya giremezsin, inceleme yapamazsın, senin ne haddine burada inceleme yapmak, bunun sonucuna katlanacaksın” şeklinde yüksek sesle bağırarak tehditte bulunduğu, akabinde mağdurun elindeki kimlikleri çekip almak suretiyle yere saçtığı (Yargıtay 4. CD - 2015/1370 karar).

 

Kanun maddesinde suç oluşturan hareketin “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınarak; 25/11/2011 tarihli olay tutanağında bu sanığın cebir ve tehdit içeren herhangi bir fiilinden söz edilmediği, müştekilerin aşamalarda alınan ayrıntılı beyanlarında da S.’in sadece eve girilmesine engel olmak istediğini belirtmeleri karşısında unsurları oluşmayan görevi yaptırmamak için direnme suçundan beraat kararı verilmesi gerekir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2015/1212).

 

Müşteki polis memurlarının, şikayete konu olaya karışan tarafları karakola davet etmeleri üzerine, buna karşı çıkan sanığın sinkaflı sözler dışında söylediği kabul edilen “Benim partimi kimse bozamaz. Bu partiyi ben düzenliyorum. Ne beni alabilirsiniz ne de başkasını, buradan adam mı alacaksınız” şeklindeki sözlerde, direnme suçunun yasal unsurlarından olan tehdit öğesinin oluşmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 5. CD - 2015/1028 karar).

 

30/09/2009 tarihli olay tutanağının içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre, sürücü belgesiz şekilde motosiklet kullanmaktan dolayı hakkında işlem yapılıp aracın trafikten men edilmek istendiği sırada motosikleti teslim etmemek için depo kapağını açarak yakmaya çalıştığı, bu duruma engel olmak isteyen katılan polis memuru Ü. Y. G.’ün yaşanan arbede sırasında yere düşen motosikletin ayağına çarpması neticesi yaralandığı anlaşılan olayda, kasten işlenebilen bir suç olan görevi yaptırmamak için direnme suçunun yasal unsurunu teşkil eden cebir ögesinin ne şekilde gerçekleştiği gerekçeleriyle denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gösterilmeden ve taksirle yaralama suçu tartışılmadan karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi Karar: 2015/972).

 

Sanığın herhangi bir görevliye karşı görevi yaptırmamak için cebir ve tehdit içeren herhangi bir fiilinden söz edilmediği, “el kol hareketi yaparak, üzerlerine yürüyerek, kapıları tekmeleyerek, zorluk çıkararak” gibi açıklık taşımayan ibarelere yer verildiği nazara alınarak adı geçen müştekilere ve tanıklara sanık tarafından herhangi bir görevliye karşı görevini yaptırmamak için cebir ve tehdit kullanıp kullanmadığı hususlarının ayrıntılı olarak açıklattırılmasından sonra eyleminin direnme suçunu ne şekilde oluşturduğu açıkça yerel mahkeme tarafından gösterilmelidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - 2015/780 karar).

 

Katılan N. A.’ü yakasından tutarak sarstığı ve pitbull cinsi köpeğini üzerine saldırtmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı anlaşılmakla, eyleminin TCK’nın 265/5. maddesi hükmü de nazara alındığında bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu, kasten yaralama fiilinin bu suçun cebir unsurunu teşkil ettiği gözetilmeden oluşa uygun düşmeyen yanılgılı değerlendirme sonucu görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisini kasten yaralama suçlarından iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2015/626).

 

Müşteki polis memurunun sivil giyimli bir şekilde, Beyoğlu İlçesi Kemeraltı Caddesinde dolaştığı sırada sanığın, müştekiyi eğlence mekanına götürme ve ona fahiş fiyatta fatura çıkarılmasına aracılık etme düşüncesiyle yaraladığının kabul edilmesi karşısında, müştekinin engellenmek istenen görevinin ne olduğu belirtilmeden görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (18. CD- 2015/791 karar).

 

Okul önünde kamyonette sebze satışı yaptığı görülen sanığa, mağdurlar tarafından hakkında işlem yapılacağının söylendiği, bu amaçla mağdur …’ın kamyonete oturup, aracı yediemine çekmesini istemesi üzerine sanık tarafından mağdur …’a tehdit niteliğinde sözler söylenmesi şeklinde kabul edilen eylemin TCK’nın 265/1. maddesi kapsamında görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 106/1. maddesinin 1. cümlesi uyarınca hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar : 2019/13149).

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN