Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi


Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi

 

ANTALYA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

 

DAVACI: ...............................................................

ADRES: ...............................................

VEKİLİ: Av. Gizem Gül Uzun

ADRES: Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A blok 

No:8/79 Kocasinan/Kayseri

DAVALI: ...............................................................

ADRES:...................................................................................

KONU:Şiddetli geçimsizlik ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma, maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası talebimizdir. (Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla)

 

AÇIKLAMALAR

 

Ekli vekaletname gereğince davacı vekili olarak bulunmaktayız.

 

Davalı taraf ile müvekkilimiz 04/07/2021 tarihinde evlenmişlerdir. Bu evlilikten tarafların müşterek çocuğu bulunmamaktadır. Aşağıda açıklayacağımız nedenlerden ötürü şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış bulunduğundan tarafların boşanmalarına ayrıca müvekkilim lehine maddi ve manevi tazminata, nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

 

1- Davalı taraf ile müvekkilimiz üniversiteden arkadaşlardır. Nisan 2020 tarihinde konuşmaya başlamışlardır, Temmuz 2020'de nişanlanmışlardır, 1 yıllık nişanlılık döneminden sonra taraflar 04/07/2021 tarihinde evlenmişlerdir. Ancak bu evlilik davalı tarafın kusurları nedeniyle sadece 2 ay sürmüştür. Davalı taraf ve müvekkilimiz evlendikten sonra 2 ay birlikte yaşamışlardır. Bu 2 ay boyunca müvekkilimizin çekmediği sıkıntı, yaşamadığı stres ve üzüntü kalmamıştır. Deyim yerindeyse adeta müvekkilimiz davalıdan evliliğin ilk gününden beri sürekli dayak yemiştir, ekonomik, sosyal ve fiziksel şiddette maruz kalmıştır. 

 

2- Davalı tarafın huysuz, aksi, sinirli durumlarına rağmen müvekkilimiz alttan almaya çalışmış, tüm bu çabalarına rağmen davalı tarafın uzlaşmaz hareketleri nedeniyle anlaşmazlıklar giderek artmış, başından itibaren gerçek anlamda bir aile sıcaklığı ve evlilik birliği oluşturulamamıştır.

 

3- Davalı taraf, eş olma bilincine erememiş bu nedenle de evinde zaman geçirmek istememiştir. Davalı taraf oldukça saygısız olup bu 2 ay boyunca müvekkilimiz ile sürekli kavga etmiş ve müvekkilimize karşı "salak, ruh hastası, şerefsiz vb." gibi sürekli hakaretler ve sinkaflı küfürler etmiştir. Müvekkilimizi bu tip davranışlarla hem kendi ailesinin hem müvekkilin ailesinin yanında defalarca rencide etmiş küçük düşürmüştür. Hatta davalı taraf kendi annesi yanında müvekkilimizi darp etmiştir.

 

4- Müvekkil ile davalı eşi arasında dünya görüşü ve yaşam tarzı bakımından ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Diğer yandan davalı evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları hiçbir zaman yerine getirmemiş ve giderek yerine getirme niyetinde olmadığı da anlaşılmıştır. Evlenmeden önce de davalı taraf ve ailesi elektrik, su, aidat, kira, internet ödemeleri müvekkilin üzerine yüklemiştir. Hala bu masraflar da müvekkilin ailesince karşılanmaktadır. Zaten yapı itibarıyla uyumsuz, her şeye muhalefet eden, içinde bulundukları sosyal ve ekonomik durumların yetmeyeceği standartları talep eden, talepleri yerine getirilmediğinde hırçınlaşan bir sosyal kişiliğe sahiptir. Davalı tarafın ailesinin ekonomik durumları çok iyi olması ve davalının da her isteğinin anında yapılmasına alışkın olması nedeniyle müvekkil tarafından kendisinin beklenti ve taleplerinin karşılanamayacağı gerçeğini tespit etmiş olmalı ki, evlilikten kısa bir süre sonra devamlı sorun ve kavga çıkarmaya başlamış, müvekkile karşı soğuk, saygısız ve saldırgan bir tutum içine girmiştir. Müvekkile karşı hiçbir saygı göstermemiş, müvekkilin kişiliğine ve saygınlığına karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunmuştur. Bu tür küfür ve hakaretlere toplum içerisinde de sürdürmüştür

 

5- Davalı taraf sürekli olarak önemsiz şeyleri tartışma vesilesi yapıp her tartışmaların neticesinde müşterek haneyi terk etmiştir. ANCAK TERK ETMEDEN ÖNCE DE MÜVEKKİLE ZARAR VERMİŞ, DÖVMÜŞ VE YARALAMIŞTIR. Öte yandan davalı müvekkil ve ailesini benimsememiş, bunu açıkça ifade etmiştir. Davalı eşin ilk günden beri müvekkilin ailesine karşı bir öfke ve kin içerisinde olduğu müvekkilce de beyan edilmiştir. Hatta düğün gününde bile davalı taraf düğünü adeta müvekkile zehir etmiş, müvekkilin ailesi hakkında olur olmaz laflar söyleyerek müvekkili üzmüş ve aşağılamıştır. Davalı psikolojik olarak sorunlu bir kişiliğe sahiptir.Ancak bu durumunu bildiği halde sorunlu olduğunu kabul etmediği gibi tedavi görmeyi de reddetmektedir.Müvekkil davalı tarafından takıları vermesi için sürekli baskı görmüş darp edilmiş dayak yemiş ancak evi yuvası bozulmasın diye darp edildiğini ve dayak yediğini ailesine anlatamamış, en yakın arkadaşına bahsederek "Benden eğer bir gün haber alamazsan bil ki eşim ....... sebeptir" demiştir. 

 

6- Evlilik ortak yaşama duygusu ve arzusuna bağlı olup, hayatın birlikte yaşanması ve paylaşılması amacını güder. Eşler fiilen ayrı yaşamaya başlamışlarsa evliliğin söz edilen amaç ve anlamının kalmadığının kabulü gerekir. Davalı da müşterek evi terk ederek ortak yaşama arzusunda olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Bu hususun en büyük örneklerinden biri de davalı tarafın müvekkili geceleyin uyutup uyutup dışarı çıkmasıdır. Akşam olduğunda davalı taraf müvekkile "ya sen neden uyumuyorsun, uyusana artık" diye telkinlerde bulunmaya başlamıştır. Davalı taraf müvekkilimize uyku hapı vererek gecelerce uyutup dışarı çıkmıştır. Müvekkil kendisine uyku hapı verildiğini bilmemektedir. Eve geri geldiğinde uyanan müvekkil nereye gittiğini sorduğunda, "dışarı çıktığımı söylemiştim sen de tamam" demiştin, diyerek müvekkili azarlamış ve şiddet uygulamıştır. Halbuki müvekkil bu olayın farkında dahi değilken, bir gün davalının pantolonları arasında ekte sunulu ilacı bulup, eczaneye sorduğundan uyku hapı olduğunu öğrendikten sonra davalının ne yaptığını anlamıştır. Müvekkil, davalının pantolonlarının arasında Unisom isimli bir ilaç bulmuştur. Müvekkil ilacı eczaneye sormuştur, ilacın uyku hapı olduğunu öğrenmiştir. Müvekkil temizlik yaparken pantolonlarının arasında bu ilacı bulduğunu davalıya söylemiş, davalı taraf da mide ilacı olduğunu belirterek yalan söylemiştir. UNISOM uykusuzluk ve uykuya dalma zorluğu çekenlerde gece uykusuna yardımcı olmak amacıyla kullanılmaktadır. Müvekkilin uyku problemi olmadığı gibi sırf davalı tarafça uyutmak için kullanılmıştır. Hatta hapın etkisi müvekkilde gün boyu devam etmiş, müvekkil çalıştığı dönemde de ofiste de uyumuştur. 

 

Bir gün davalı taraf, gün içinde müvekkilden bileziğini istemiş, borcu olduğunu kendisine borç vermesini söylemiştir. Müvekkil eşinin ısrarı üzerine borcu kapansın diyerek borç olarak müvekkilin bileziği bozdurulmuştur. Aynı gece davalı taraf müvekkili uyuttuktan sonra müvekkile ait olan bileziğin paralarını da yanına alarak dışarı çıkmıştır. Müvekkil uyandıktan sonra davalının evde olmadığını görünce davalıyı aramış açmamıştır. Telaşlanan müvekkil, davalının annesini aramış, oğluna ulaşamadığını söylemiş, telaşlandığını ve ne yapacağını bilmediğini belirtmiştir. Belli bir saat sonra eve gelen davalı, müvekkilin annesini aradığı için müvekkili dövmüştür, "Orosbu, sen kim oluyorsun benim annemi arıyorsun, al bu paraları götüne sok, bu gece öleceksin " diyerek müvekkili duvara fırlatmış, daha sonra darp etmeye, tokat ve tekme atmaya başlamış, yerlerde sürüklemiş, müvekkilin boğazını sıkmış ve hatta en son mutfaktan bıçak alarak müvekkilin boğazına dayamıştır. Müvekkilin o an öleceğini sanmış ve şehadet getirmiştir. Davalı aynı zamanda, şiddetine bir yandan devam ederken, küfür ve hakaretler de devam ederek müvekkile evlendiği güne lanetler okumuştur. Yeni evli olan ve yeni ev eşyaları alan tarafların bıçaklarının da çok keskin olduğu şüphesizdir. Yaşadığı bu olaydan sonra müvekkilde psikolojik çöküntü başlamıştır. Adeta canını zor kurtarmıştır. Bundan sonra da müvekkil ayrılmaya karar vermiştir. Dilekçemiz ekinde müvekkilin şiddet gördüğüne ve vücudunda izler oluştuğuna ilişkin fotoğrafları sunuyoruz. 

 

Müvekkilimizin 2 aylık evlilik sürecinde 3 adet toplam 40 Gr bileziği bozdurulmuştur. Davalı askerdeyken de müvekkil yine davalıya para göndermiştir. Bileziklerin bozdurulması sebebi de davalının sürekli bitmeyen bir borcu olmasından kaynaklanmaktadır. Davalı müvekkile" borcum var borçlarımı ödeyeceğim" diyerek müvekkilin bileziğini almış ve bozdurmuştur. Ancak müvekkilimiz davalının ne borcu olduğunu dahi bilmemektedir. Davalı müvekkile bu konuda da herhangi bir şey anlatmamıştır, anlatmamaktadır. Davalı askerdeyken dahi, müvekkilden para istemiştir. Davalı taraf kendi babasından müvekkile balayı için 3000 TL istetmiştir. Müvekkil davalının zoruyla istemek zorunda kalmıştır. Bu parayı alan davalı bu parayı da harcamıştır. Balayı için yine müvekkilin bileziği bozdurulmuştur. Hatta müvekkilimiz davalının yaklaşık 10.000 TL miktar para ile iddia oynadığını davalıdan öğrenmiştir. Davalı müvekkile "dua et para artsın" şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil davalıya kumar oynamamasını dile getirmiş, davalı bu hususu dinlememiştir. Davalı ile müvekkil, müvekkilin babasına ait olan şirketin arabasını kullandığında davalı arabayı hızlı sürmüştür, müvekkil hızlı sürmesini istemediğini söylemiş, davalı taraf sinirlenip müvekkilin bacağını sıkarak "babanın arabası ya ondan, kaskosu var öder" diyerek aracı hızlı sürdüğünden Kurban Bayramında Manisa'dan dönerken Isparta'da hız cezası yemişlerdir. 

 

Müvekkilin mesleği restoratörlüktür. Müvekkilimizin babası Zafer Kulaç'ın yenilenebilir enerji şirketi vardır, müvekkil de babasına yardım amaçlı ara sıra ofislerine gidip gelmiştir, onun dışında da şu an çalışmamaktadır. Davalı taraf ise serbest meslek sahibi olup yine müvekkilin babasının iş yerinde bir süre çalışmıştır. Haricen öğrendiğimize göre de davalı sigortalı olarak çalışmaya başlamıştır. 

 

Müvekkil ile davalının düğünden önce, müvekkilin ablasının eşi ile kendi aralarında balkonda sigara içerken yapılan şakalaşmayı davalı olayı büyüterek, öfke nöbeti geçirmiş, "vay efendim damat beyi şöyle asacağım, böyle keseceğim, sakın düğüne gelmesin, onu dövdüreceğim" diyerek tehditler savurmaya başlamıştır. Bunun üzerine müvekkilin babası davalı ile telefonla görüşüp konuyu çözmeye çalışmış fakat davalı öfkeli tutumlarına çirkin itham ve tehditlerine devam etmiştir. Bunun üzerine müvekkilin babası Zafer Kulaç davalının tavırlarından haberi olduğundan dünürlerini arayıp durumu izah etmiştir. Müvekkil ve ailesi düğünü iptal etmek istediklerini söylemiştir. Dünürler müvekkilin ailesinin yanına gelmişlerdir. Düğün gününde müvekkil ile masada oturan davalı, masanın önünden müvekkilin babası................................... geçerken müvekkile "senin babana da göstereceğim, ailen de görecek gününü, babana bak babana, şimdi bir tane koyacağım" şeklinde hakaretler, tehditler, küfürler savurmuştur. 

 

Davalı, müvekkilimizin bildiğine göre sosyal medya hesaplarını kullanmamaktadır. Ancak müvekkilimiz davalının telefon ile yapışık bir hayatı olduğunu da beyan etmiştir. Davalı telefonunu hiç yanından ayırmamaktadır, şarja taktığında bile yanındadır, telefonu hep ters çevrilidir, tuş kilidi vardır, müvekkil tuş kilidini de bilmemektedir, davalı telefonla konuşurken sessizce müvekkilin yanında olmadığı zamanda konuşmaktadır, balkona çıkıp kapıyı kapatmaktadır.

 Bir gün davalının ailesi müvekkil ve davalının evine geldiğinde, davalının yanında oturan müvekkilimiz davalının telefon ile uğraşırken farklı bir isimle Instagram hesabı açtığını ve biriyle mesajlaştığını, mesajlaşırken güldüğünü görmüştür. Davalı mutfakta sigara içerken, müvekkilimiz kimle konuştuğunu, Instagram hesabı açıp açmadığını sormuş, "saçmalama" diyerek davalı müvekkili boynundan tutup ittirmiştir. İtme neticesinde yere düşen müvekkilden "AHH!" "diye acı sesi çıkınca davalının annesi mutfağa gelerek ne olduğunu sormuştur. Yine yatak odasında müvekkili, davalı taraf kendi annesinin önünde hırpalamıştır. Hatta araya giren davalının annesini de davalı taraf yatağa doğru ittirmiştir. Müvekkil olanları davalının ailesine söylediğinde davalının babası oğlu için "ben onu uyardım, uyarımı yaptım" demiştir. Müvekkilin ailesi olayları öğrendiğinde müvekkilin babası.............................. davalının babası ...................... ile özel olarak durumu izah etmiş ve oğlunun davranışlarının normal olmadığını, tedavi edilmesi gerektiğini ve bu sorunu çözmeden memleketine gitmemesi gerektiğini bildirmiştir. Buna rağmen ertesi günün sabahı davalı ailesi Isparta'ya dönmüşlerdir. Ertesi gün davalı huzursuz ve geçimsiz davranışları ile adeta müvekkili hayatından bezdirmiştir. Bunun üzerine hiçbir şeyin düzelmeyeceğine kanaat getiren müvekkil kesin olarak ayrılma kararı vermiştir.

 

Yine müvekkilin beyanına göre, davalının "Tinder" isimli uygulaması da mevcuttur. Tinder, IOS ve Android platformları için geliştirilen bir arkadaşlık uygulamasıdır. Facebook altyapısını kullanarak üye olunabilen sistemde, kullanıcılar bulundukları konuma yakın olan insanlarla karşılaşırlar. Günümüzde de bu uygulamanın sırf arkadaşlık uygulaması olmadığı, karşılaşan kişilerin cinsel münasebet için bu uygulamayı kullandığı da sabittir. Uygulamaya kayıt olunurken kişilerin telefon numarası da gerekmektedir. Davalı da bu uygulamaya kayıt olmuştur. Bilgisayarda mail adresini açık bırakan davalıya mail gelmiş ve bu mail müvekkilce görülmüştür. Maile göre, davalı Tinder hesabını Gold pakete yükseltmiştir. Gold paketin içeriğini bilememekteyiz. Ancak davalının işbu hareketleri evlilik birliğine uymayan hareketler olup müvekkilce aldatmadan da şüphelenilmektedir. Bu nedenle davalının evlendikten sonraki HTS kayıtlarının incelenmesini talep ediyoruz. 

 

7- Eşler arasındaki ruhi ve fikri anlaşmazlıklar sonucu evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, evliliğin devamında gerek eşler, gerekse toplum açısından yarar kalmamıştır. Davalı taraf kinci, agresif, sinirli, huysuz, aksi bir yapıya sahipken müvekkil bu zamana kadar hep alttan alan, yapıcı, çözümcü bir tavır içerisinde olmuştur. Bu öfkeler karşısında davalının ailesi hiç ilgilenmemiş, davalının önceden ilaç kullandığını sonra söylemişlerdir. Müvekkil tekrardan kullanabileceğini, doktora gitmesi gerektiğini söylemiş, ancak bu talebi de kabul görmemiştir. Müvekkil gerek evlilik birliğinden önce gerek evlilik birliği boyunca davalının isteklerini yerine getirmiş, bir eş görevini kendine üstlenmiştir. Müvekkilimize davalı tarafça evlilik teklifi edilmemiştir. Davalı taraf müvekkilin küçük kardeşine müvekkilin evlilik teklifine layık olmadığını söylemiştir. Yine davalı, müvekkilin küçük kardeşi ..........'ye "ben ablanı dövüyorum" demiştir. Küçük ............. de bunu müvekkilin annesine söylemiştir. Yine davalı tarafça sürekli müvekkile "sen karılık mı yapıyorsun ki" diyerek müvekkili sürekli bir kötüleme amacı içinde olmuştur. 

Eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün olmadığından, bu evliliğin sona erdirilmesi en uygun çözüm olacaktır. Müvekkilim ve davalı evlilikten sonra sadece kısa bir süre birlikte yaşabilmişlerdir. Davalı taraf evlilik sonrası birlikte geçirilen bu dönemde de müvekkilim ile bir takım şeyleri sorun ederek tartışmalar çıkarmış buna rağmen müvekkil davalıyı mutlu edebilmek için kendi şartlarını zorlamıştır.Ancak taraflar her ne kadar resmi kayıt üzerinde evli olarak görünmekte ise de evlilik hiçbir zaman fiili olarak gerçekleşmemiştir. Bunca emek , bunca özveri ,bunca masraftan sonra bu evlilik davalının kusurlu tutumları yüzünden çok kısa sürmüştür.  

8- Yukarıda anlatılanlardan anlaşılacağı üzere ; müvekkil için bu evliliğin dayanılır yanı kalmamıştır.

Müvekkil kendi sosyal çevresi ve şartlarına göre çok güzel bir düğün yapmış , hiçbir masraftan kaçınmamıştır. Davalının olur olmaz bütün isteklerini yerine getirmiştir.Müvekkil davalı ile evlenirken eşine büyük bir değer vermiş ve evliliğinin bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir biçimde süreceği inancı ve hayalini beslemiştir. Ancak davalının yapmış olduğu olumsuz hareketler, müvekkilin hakaretlere maruz kalması ve toplum içersin de küçük düşürülmesi, şiddet görmesi müvekkilin tüm hayatını alt üst etmiştir.

 Müvekkilin bu evlilik nedeniyle uğradığı maddi zararın tazmini için şimdilik 50.000 TL maddi ;

Müvekkil büyük umutlarla kurduğu bu yuvada bir gün olsun mutlu olamamıştır. Bunlardan başka ağır hakaretlere ve şiddete uğramış, onuru kırılmıştır. Bu hakaretlerin hiçbirisine cevap dahi vermemiş,eşine tek bir kötü söz sarf etmemiştir.Uğradığı onur kırıcı davranış ve hiç bir kusuru olmadan daha 2 aylık evli iken terk edilmiş olmasından dolayı evliliğe olan inancını yitirmiştir, bundan başka ailecek huzurları kaçmıştır. Müvekkil kusursuz eştir. Bu evliliğin ayakta kalması için elinden gelen fedakarlığı ve sabrı göstermiştir. Davalının ağır kusuru, yaşadığı acı hayat ve evliliğe son vermek zorunda oluşu sebebiyle ağır elem çekmektedir. Kadınlık onuru ve haysiyeti davalı tarafından ayaklar altına alınmıştır.Müvekkil daha 24 yaşındadır ve dul kalmıştır.Hayata tutunmak zorundadır. Müvekkil davalı eşin desteğini de yitirmiştir. TMK madde 174/1 maddi ve manevi tazminat başlıklı maddede 'mevcut veya beklenen menfaatleri yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir, gereğince, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı/karşı davacı tam kusurlu olduğundan maddi ve manevi tazminat talebimiz vardır. Davalının olumsuz davranışları ve sorumsuzca hareketleri neticesinde müvekkilin psikolojisi olumsuz etkilenmiş , evliliği dolayısıyla büyük bir manevi çöküntüye uğrayan , yaşadığı olumsuz olaylar ve bunca ağır elem nedeniyle gururu incinen müvekkil lehine davalıdan 100.000 TL manevi tazminat talep etme zarureti doğmuştur. Müvekkil şu an itibari ile herhangi bir işte çalışmamaktadır. Bu nedenle müvekkil için;dava sonunda yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere öncelikle ve ivedilikle tedbir mahiyetinde olmak üzere 1750 TL tedbir nafakası talep etmekteyiz.

 

 

Bu evlilik müvekkili haksız olarak madden ve manen yıpratmıştır. Taraflar arasında sevgi saygı ve evlilik birliğini geleceğe taşımaya yönelik irade kalmamıştır. Taraflar ruhen ve fikren anlaşamamakta olup şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmış ve evliliğin bu şekilde sürdürülmesi imkansız hale gelmiştir.Müvekkil kendisi için işkence halini alan bu evliliğe bir son vermeyi ve davasının kabulünü dilemektedir. Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere gerek toplum açısından gerek fertler açısından bir faydası kalmayan bu evliliğin sona erdirilmesi amacıyla iş bu davamızı açma gereği hasıl olmuştur.

Ziynet eşyası talebimiz de bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, ziynet eşyası olarak müvekkile ait olan 3 adet toplam 40 gramlık 24 ayar bilezik, geçimini temin etmesi için nafaka,maddi ve manevi kayıpları için ayrıca maddi ve manevi tazminat talep etmekteyiz. Davalı taraf ile yapılan görüşmeler sonucu, ziynet eşyalarının iadesi sağlanmamıştır. Ziynet eşyası talebimiz için harca esas değer fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500 TL'dir. Bileziklere ilişkin fotoğrafları da sunuyoruz.

Davamızın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve müvekkil lehine 50.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata, dava sonunda yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere 1750 TL tedbir nafakasına karar verilmesi talep olunur. 

 

 

HUKUKİ SEBEPLER :T.M.K. , H.M.K. ve sair ilgili mevzuat.

 

HUKUKİ DELİLLER :Nüfus kaydı, tanıklar, telefon kayıtları , faturalar, mali durum araştırması, davalının sosyal medya ve Tinder hesabına ilişkin kayıtlar, müvekkilin darp edildiğine ilişkin fotoğraf ile mesajlar, mailler,unisom ilacının kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin, karşı tarafın delillerine karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla yasal sair deliller

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda kısaca arz ve izah edilen nedenlerle, davalının kusurlu hareketleri sonucu eşler arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması , evlilik birliğinin çekilemez hale gelmesi ve tarafların yeniden bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmeleri mümkün olmadığından müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış bulunduğundan; 

- Tarafların şiddetli geçimsizlik ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına,

- Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Kusursuz eş olan müvekkilimiz lehine 50.000 TL maddi , 100.000 TL manevi tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hükmedilmesine; 

- Dava sonunda yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere öncelikle ve ivedilikle tedbir mahiyetinde olmak üzere 1.750 TL tedbir nafakasının müvekkilimiz lehine hükmedilmesine

- Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere müvekkile ait olan 3 adet toplam 40 gramlık 24 ayar bilezik, ( 1 adet 10 Gramlık, 2 adet 15 Gramlık) bedelinin (şimdilik 500 TL) mahkemece takdir edilecek veya uzman bilirkişilerce hesaplanacak nakdi karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkile verilmesine ya da ziynetlerin aynen iadesine ,

- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekâleten saygıyla arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ

Av. Gizem Gül Uzun

 

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN