EVLENMENİN KOŞULLARI VE HÜKÜMLERİ

EVLENMENİN KOŞULLARI VE HÜKÜMLERİ

EVLENMENİN KOŞULLARI VE HÜKÜMLERİ


Evlenmenin Koşulları ve Hükümleri

EVLENMENİN KOŞULLARI VE HÜKÜMLERİ

Evlenmenin Koşulları ve Hükümleri

 

Giriş

 

Evlilik, toplumların en temel kurumlarından biridir ve her toplumda farklı şekillerde düzenlenmiş ve anlamlandırılmıştır. Türk hukukunda evlilik, hem bireyler arasında hukuki bir ilişki kurulmasını sağlar hem de toplumsal düzenin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Evliliği düzenleyen temel hukuk kaynağı Türk Medeni Kanunu (TMK) olup, evlenmenin koşulları ve sonuçları, bu kanunda ayrıntılı bir şekilde belirlenmiştir. Evliliğin yalnızca dini bir ritüel değil, aynı zamanda hukuki bir sözleşme olduğunu da unutmamak gerekir.

 

Bu makalede, evlenmenin koşulları, evlilikle ilgili hükümler ve hukuki sonuçları hakkında bilgi verilecektir.

 

1. Evlenmenin Koşulları

Türk Medeni Kanunu'na göre, evlilik geçerli bir şekilde kurulabilmesi için belirli koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu koşullar, iki ana başlık altında toplanabilir: kişisel koşullar ve yasal koşullar.

 

a. Kişisel Koşullar

Evlenebilmek için belirli bir yaşın üstünde olmak gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu, evlenme yaşı ile ilgili açık düzenlemeler getirmiştir:

 

Evlenme Yaşı: Türk Medeni Kanunu’na göre, evlenme yaşı en az 17’dir. Ancak, 17 yaşını doldurmuş bir kişi için evlenme izni, mahkeme kararıyla verilebilir. Bunun için, mahkemeye başvurulması ve evliliğin gerekçelerinin mahkemeye sunulması gerekmektedir. 18 yaş ve üzeri bireyler ise mahkeme iznine gerek olmaksızın evlenebilir.

 

Evlenecek Bireylerin Evlilik İçin Yeterli Akli Düzeyde Olması: Evlenmek isteyen bireylerin, akıl sağlığının yerinde olması gerekir. Akıl sağlığı yerinde olmayan kişiler, evlenme iradesini özgürce belirleyemezler. Bu durumda, kişinin evlenmesi yasaktır.

 

b. Yasal Koşullar

Evlilik için yasal olarak yerine getirilmesi gereken koşullar arasında aşağıdakiler yer alır:

 

Özdeki Akrabalık Yasağı: Türk Medeni Kanunu’na göre, kan bağı bulunan kişiler arasında evlilik yapılması yasaktır. Yani, doğrudan kan hısımlığı bulunan (anne-oğul, kardeşler gibi) kişilerin evlenmesi mümkün değildir. Ayrıca, evlatlık ilişkisi kurulan kişiler de akraba sayılmakta ve evlenmeleri yasaktır.

 

Evli Olmama Durumu: Bir kişi, mevcut evliliği sona ermedikçe veya boşanma işlemi tamamlanmadıkça yeniden evlenemez. Yani, boşanmış bir kişi ya da dul bir kişi yeniden evlenebilir, ancak mevcut evliliği devam eden bir kişinin evlenmesi hukuken geçerli değildir.

 

Zorlama ve Baskı Olmamalıdır: Evlilik, özgür iradeye dayalı olmalıdır. Zorlama, tehdit ya da baskı altında yapılan evlilikler geçerli sayılmayacaktır. Evliliğe dair irade beyanı, tam anlamıyla özgür olmalıdır.

 

2. Evlenmenin Hükümleri ve Hukuki Sonuçları

Evlenmenin hükümleri, evliliğin kurulmasıyla birlikte belirli hukuki sonuçları doğurur. Bu sonuçlar, eşler arasındaki hak ve yükümlülükleri kapsar ve evliliğin sona ermesine kadar geçerli olur.

 

a. Evlilik Birliği

Evlilik, eşler arasında hem duygusal hem de hukuki bir bağ kurar. Evlilik, yalnızca bireylerin toplum içinde tanınan bir birliktelik kurmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bu birliği hukuken de tanır ve düzenler. Evlilikle birlikte eşler, birbirlerine karşı birtakım hukuki hak ve yükümlülükler taşırlar.

 

b. Eşlerin Karşılıklı Hak ve Yükümlülükleri

Sadakat ve Sadık Olma Yükümlülüğü: Eşler, birbirlerine sadık kalmakla yükümlüdür. Sadakat yükümlülüğü, her iki eşin de diğerine duygusal ve cinsel anlamda sadık olmasını gerektirir. Bu yükümlülüğün ihlali, boşanma sebebi olabilir.

 

Birlikte Yaşama ve Yardımlaşma Yükümlülüğü: Evlilik, eşlerin birlikte yaşamalarını ve birbirlerine yardımcı olmalarını gerektirir. Her iki eş de evlilik birliğine sadık kalmak zorundadır ve karşılıklı yardımlaşmak, eşlerin evliliği sürdürmelerinin temelidir.

 

Evlilik Birliği İçi İhtiyaçların Karşılanması: Eşler, karşılıklı olarak ekonomik anlamda birbirlerine destek olurlar. Evlilikte, gelir ve giderlerin paylaşımı da önemlidir. Eğer eşlerden biri gelir elde edemeyecek durumda ise, diğer eş buna destek olmalıdır.

 

c. Eşlerin Mal Rejimleri

Evlenme ile birlikte eşler arasında mal rejimi de belirlenmiş olur. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasında dört tür mal rejimi bulunmaktadır:

 

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Eşlerin evlilik sırasında kazandıkları mallar, bu rejimde eşit olarak paylaşılır. Yalnızca evlilik öncesi kazanılan mallar kişisel mal olarak kalır.

 

Mal Ayrılığı Rejimi: Eşler, kendi mal varlıklarını tamamen ayırmış olurlar. Her eş, kendi mal varlıklarına sahiptir ve diğerinin mal varlığına karışamaz.

 

Paylaşımlı Mal Rejimi: Eşler, edinilen malları eşit olarak paylaştırırlar. Ancak bu rejimde, eşlerden biri mal edinmeden önceki dönemlere ilişkin sorumluluk taşır.

 

Müşterek Mal Rejimi: Eşler, ortaklaşa mal varlıkları edinirler ve bu malların tamamını eşit olarak paylaşırlar.

 

d. Evliliğin Sona Ermesi

Evlilik, bazı durumlarda sona erer. Evliliğin sona ermesinin hukuki sonuçları da vardır:

 

Boşanma: Evliliğin sona ermesiyle boşanma işlemi yapılabilir. Türk Medeni Kanunu, boşanmanın çeşitli sebeplerini düzenler ve bu sebeplerin oluşması halinde eşlerden biri boşanma davası açabilir.

 

Ölüm: Bir eşin ölümüyle evlilik sona erer. Bu durumda, eşin malvarlığı, miras hukuku çerçevesinde paylaştırılır.

 

Evlilik İptali: Bazı özel durumlarda, evlilik iptal edilebilir. Evliliğin iptali, geçerli bir irade beyanı olmadığında veya evliliğin kurulum koşulları yerine getirilmediğinde mümkündür.

 

Sonuç

Evlenme, yalnızca kişisel bir tercih değil, aynı zamanda hukuki bir sözleşmedir ve Türk Medeni Kanunu çerçevesinde birçok önemli koşul ve hüküm içerir. Evliliğin geçerli olabilmesi için belirli kişisel ve yasal koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Evlilikle birlikte eşler arasında belirli haklar ve yükümlülükler doğar, bunlar hem duygusal hem de ekonomik anlamda birbirlerine destek olmayı gerektirir. Evlilik, bir yandan eşlerin ortak hayatını düzenlerken, diğer yandan hukuki açıdan da önemli sonuçlar doğurur.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN