Eşine çalışma konusunda baskı yapmak erkeğe kusur olarak yükletilebilir mi?

Eşine çalışma konusunda baskı yapmak erkeğe kusur olarak yükletilebilir mi?

Eşine çalışma konusunda baskı yapmak erkeğe kusur olarak yükletilebilir mi?


eşine çalışma konusunda baskı yapmak erkeğe kusur olarak yükletilebilir mi

Eşine çalışma konusunda baskı yapmak erkeğe kusur olarak yükletilebilir mi?
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2018/802 Karar: 2017/640 Karar Tarihi: 04/04/2021

Özet: Eşine çalışma konusunda sürekli baskı yapan ve ”Ya çalışacak, ya çalışacak, bunun alternatifi yok, ya defolup gitsin, ya çalışsın, geri zekalı kızınızı alın götürün, ben köle miyim, ben çalışacağım da o yatacak mı?” şeklinde sözler söyleyen erkek kusurludur.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan “boşanma” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 6. Aile Mahkemesi’nce davacı – karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı – karşı davacı kadının davasının kabulüne” dair verilen 14.05.2012 gün ve 2011/1135 E., 2012/611 K. sayılı karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 08.04.2013 gün ve 2012/23815 E., 2013/9719 K. sayılı kararı ile;

(…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı (kadın) yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır…)

gerekçesiyle oy çokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Asıl ve karşılık davalar boşanma istemine ilişkindir.

Davacı-karşı davalı vekili davalının müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini ancak kendi ailesini aile hayatının içine sokarak herşeye müdahale etmelerine izin verdiğini, daha önceden de boşanma davası açıp vazgeçtiklerini, barışma sonra tarafların kredi çekerek bir ev aldıklarını, kredi ödemelerinde zorluk çekince müvekkilinin davalı eşten çalışmasını isteyince tartıştıklarını, kadının ailesinin müvekkiline hakaret ve küfürler ettiğini, sonrasında kadının evden ayrıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davalı vekili davacının ailesinin evliliğe ilk evlendikleri günden itibaren müdahale ettiğini, müvekkilinin işe girmesi ve kendi evlerinin işlerini yaptırmak için baskı uyguladıklarını, davacı erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfürler ettiğini belirterek davacının haksız davasının reddini, karşı davanın kabulü ile boşanmalarına karar verilmesini, velayetin anneye verilerek 50.000 TL maddi tazminata, 50.000 TL manevi tazminata, 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk için 500 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin, davalı -karşı davacı kadına şiddet uygulaması nedeniyle ayrıldıkları, kadının boşanma davası açtığı, erkeğin barışma talebiyle davadan vazgeçildiği, bir araya gelmelerinin ardından erkeğin şiddet, hakaret, küfür ve ilgisizliğinin devam ettiği, çalışması konusunda kadına baskı yaptığı, “ya çalışacak, ya çalışacak, bunun alternatifi yok, ya defolup gitsin, ya çalışsın, geri zekalı kızınızı alın götürün, ben köle miyim, ben çalışacağım da o yatacak mı” diye söylediği, davacı-karşı davalı erkekten kaynaklanan kusurlu hareketler nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davalı-karşı davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, müşterek çocuğun velayeti anneye verilmiş, davalı-karşı davacı kadın lehine TMK’nın 174/1 maddesi uyarınca 5.000, -TL maddi tazminata, 174/2 maddesi uyarınca 3.000, -TL manevi tazminata hükmedilmesine, kadın lehine 325, -TL yoksulluk, müşterek çocuk için 300 , -TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir.

Hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan nedenle oyçokluğuyla bozulmuştur.

Yerel mahkemece bozma öncesi gerekçelerle maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik verilen hükümde direnilmiştir.

Direnme kararı davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davalı-karşı davacı kadın lehine TMK 174/1. ve 2. maddeleri uyarınca hükmedilen 5000 TL maddi, 3000 TL manevi tazminatın az olup olmadığı noktasındadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:

Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN