Dini bir tarikatın toplantılarına katılmak, Tarikat binasında kalmak, Kadının kusurluluğu

Dini bir tarikatın toplantılarına katılmak, Tarikat binasında kalmak, Kadının kusurluluğu

Dini bir tarikatın toplantılarına katılmak, Tarikat binasında kalmak, Kadının kusurluluğu


dini bir tarikatın toplantılarına katılmak tarikat binasında kalmak kadının kusurluluğuDini bir tarikatın toplantılarına katılmak, Tarikat binasında kalmak, Kadının kusurluluğu

Dini bir tarikatın toplantılarına katılmak, Tarikat binasında kalmak, Kadının kusurluluğu
T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2014/10377 Karar: 2014/1454 Karar Tarihi: 03/11/2014

Özet: Kocanın gerçekleşen ve mahkemece de sabit görülen eylemleri yanında, davalı-karşı davacı (kadın)’ın da kocasının rızası hilafına dini bir tarikatın toplantılarına katıldığı, tarikat liderinin etkisine girdiği, zaman zaman bu tarikatın binasında kaldığı, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği ve kardeşleri ile çocuklarına, kocasını dövdürdüğü yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, davalı-karşı davacı (kadın)’ın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kocasıyla aynı oranda kusurlu olduğu kabul edilmelidir.


Taraflar arasındaki “boşanma” ve “karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, velayet, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise, kocanın davasının kabulü ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı (kadın)’ın tüm, davacı-karşı davalı (koca)’nın ise, velayete ve kadın lehine hükmedilen nafakaya ilişkin temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı-karşı davalı (koca)’nın diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Mahkemece, “evlilik birliğinin her iki tarafın kusurlu tutum ve davranışlarıyla temelinden sarsıldığı, kocanın, eşine göre daha fazla kusurlu olduğu” kabul edilerek davalı-karşı davacı (kadın) yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Kocanın gerçekleşen ve mahkemece de sabit görülen eylemleri yanında, davalı-karşı davacı (kadın)’ın da kocasının rızası hilafına dini bir tarikatın toplantılarına katıldığı, tarikat liderinin etkisine girdiği, zaman zaman bu tarikatın binasında kaldığı, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği ve kardeşleri ile çocuklarına, kocasını dövdürdüğü yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır.

Gerçekleşen bu duruma göre, davalı-karşı davacı (kadın)’ın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kocasıyla aynı oranda kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için ise, tazminat talep eden tarafın, kusursuz ya da az kusurlu olması zorunludur (TMK.md.174). Davalı-karşı davacı (kadın)’ın, eşit kusurlu olduğu, bu sebeple de lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilmeden, az kusurlu olduğunun kabulü ile buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ:

Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Ayşe’ye yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran İbrahim’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN