EŞİN HİÇBİR SEBEP YOKKEN ÇOCUK İSTEMEMESİ, BOŞANMA SEBEBİDİR.
2. Hukuk Dairesi 2019/4035 E. , 2019/11741 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.
2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davasında ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve kıskanç olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin ise küçük meblağlar da olsa şans oyunları oynadığı ve aile bütçesini iyi yönetemediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır, davacı-karşı davalı erkeğin hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu karara karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından karşı davanın kabulü ve tazminatların miktarı, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kadının eyleminin sadakatsizlik boyutuna varmayan güven sarsıcı davranış olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı-karşı davalı erkeğin makul bir sebep olmaksızın çocuk istemeyerek kusurlu olduğu sabittir. O halde, güven sarsıcı davranışta bulunan ve kıskanç olan davalı-karşı davacı kadın ile şans oyunları oynayan, aile bütçesini iyi yönetemeyen ve çocuk istemeyen davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurludur. Bu husus gözetilmeden davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Erkek yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davacı-karşı davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.12.2019 (Pzt.)
ÇOCUK İSTEMEMEK BOŞANMA SEBEBİ MİDİR?
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN'UN KARARA İLİŞKİN YORUMU;
Evet, Türk Medeni Kanunu’na göre, eşlerin birbirlerine karşı karşılıklı sadakat, sevgi, saygı ve anlayışla yaklaşmaları beklenir. Ancak eşin, hiçbir sebep yokken çocuk istememesi, boşanma sebebi olarak kabul edilebilecek bir durum olabilir, fakat bu durum tek başına doğrudan boşanma sebebi sayılmayabilir.
Türk Medeni Kanunu’nda "evlilik birliğinin sarsılması" durumunda boşanma kararı verilebilir. Eğer bir eşin, örneğin çocuk istememesi gibi bir durum, eşler arasında ciddi bir anlaşmazlık yaratıyor, diğer eşin bu durumu evlilik birliğinin devamını imkansız hale getirecek kadar önemli bir mesele olarak görüyor ve buna bağlı olarak evlilikteki sevgi, saygı ve diğer duygusal bağlar zedeleniyorsa, bu durum "evlilik birliğinin sarsılması" çerçevesinde boşanma sebebi olarak değerlendirilebilir.
Yine de, çocuk istememek, tek başına boşanma kararı alınacak kadar ağır bir durum olarak değerlendirilemeyebilir, ancak evliliğin temellerini zedelemesi, taraflardan birinin bu konuda duyduğu büyük bir rahatsızlık ve diğer eşin bu rahatsızlığa kayıtsız kalması durumunda, boşanma davası açılabilir.
Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davaları genellikle daha geniş bir bağlamda değerlendirilir ve eşlerin birbirlerine karşı duyduğu anlayışsızlık, beklentilerin karşılanmaması gibi sebepler de bu kategoriye girebilir.
Sonuç olarak, eşin çocuk istememesi tek başına boşanma için yeterli bir sebep olmasa da, bu durumun evlilikteki ciddi bir uyumsuzluğa yol açması halinde, boşanma sebebi olarak değerlendirilebilecektir.