Boşanma Davası Sırasında Tedbiren Velayet

Boşanma Davası Sırasında Tedbiren Velayet

Boşanma Davası Sırasında Tedbiren Velayet


BOŞANMA DAVASI SIRASINDA TEDBİREN VELAYETBoşanma Davası Sırasında Tedbiren Velayet

KAYSERİ 6.AİLE MAHKEMESİNE

TEDBİR TALEPLİDİR.

DAVALI: 

VEKİLİ: Avukat Gizem Gül Uzun

DAVACI: 

DAVA KONUSU:  Müşterek çocuğun acilen müvekkile teslim edilmesi, çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesi ve yine geçici velayetin müvekkile verilmesi ve müşterek çocuk lehine tedbiren 3.000,00 TL, karar kesin hüküm halini alıncaya kadar 3.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi taleplerinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil .................. ile davacı ......................, 27.01.2017 tarihinde evlenmişler ve bu evliliklerinden ................... isimli 08.07.2018 doğumlu müşterek çocukları bulunmaktadır. Evlilik birliği taraflar için çekilmez bir hal almıştır.

Evlilik birliğini devam ettirmenin hem kendileri hem de çocukları için olumlu sonuçlar doğurmayacağına inanan taraflar boşanma kararı almışlar ve müvekkil ................... tarafından Kayseri 9.Aile Mahkemesi 2022/... E. Sayılı dosyada 07.10.2022 tarihinde boşanma davası açılmıştır.

Yine davacı taraf ise Kayseri 6.Aile Mahkemesi 2022/... E. Sayılı dosyada müvekkile boşanma davası açmıştır. Kısaca, her iki taraf için evlilik birliği çekilmez bir hal almış olup, her iki taraf da boşanma davası açmıştır. Ancak taraflar velayet, tazminat, ziynet alacağı, nafaka gibi hususlarda anlaşmaya varamadıklarından ötürü boşanma davası çekişmeli olarak devam etmektedir.

1-HENÜZ BOŞANMA AŞAMASINDA BİLE DAVACI BABA, MÜŞTEREK ÇOCUĞUN ÜSTÜN MENFAATİNİ ZEDELEMEKTEDİR.

Velayet hakkının anneye verilmesi gerekmektedir. Zira taraflar boşanma aşamasında olduklarından ötürü müşterek çocuk Zeynep, 01.10.2022 tarihinde müvekkil tarafından davacı babaya teslim edilmiş ancak bir daha çocuk geri getirilmemiştir. Davacı, müvekkile ''Hafta sonu bende dursun, pazartesi günü sana getireyim'' diyerek çocuğu teslim almış ve bir daha müvekkile çocuğu geri getirmemiştir. İlgili mesaj kaydı ektedir.(EK-1)

Müvekkil, çocuğu teslim ederken ''O da babası, çocuk babasını da özler, babasını da görsün gelsin, baba sevgisinden mahrum bırakmayım'' gibi iyi niyetli bir düşünce yapısında çocuğu davacıya GERİ GETİRİLMESİ KOŞULUYLA teslim etmiştir. Ancak davacı, müvekkilin iyi niyetini suistimal etmiş ve müvekkili oyuna getirmiştir.

Müşterek çocuk Zeynep, hafta sonları Talas Gençlik Merkezinde bulunan jimnastik kursuna gitmektedir. Zeynep, jimnastik yapmayı çok sevmekte olup, bu kursta kendisine arkadaşlar edinmiştir. Ancak davacı baba tarafından çocuğun alıkonulması yüzünden çocuğun hayatı sekteye uğramış ve çocuk sosyalleşmek üzereyken sosyal hayatından mahrum bırakılmıştır. Çocuğun jimnastik kursuna büyük bir şevkle ve istekle gittiğine ilişkin video kaydı delil olarak sunulacaktır.(EK-2)

Yine müşterek çocuk Zeynep, Talas Mevlana Zeki Özdemir 4-6 YAŞ Kuran kursuna hafta içi saat 13.00 ila 16.30 arası gitmektedir. Bu kursta görev alan kişiler öncesinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim almakta ve sonrasında sertifika almaktadır. Çocuğun gittiği kurs, yaşına uygundur. Adından da anlaşılacağı üzere çocuğun yaş aralığına uygundur. Kursun yönetmeliği ek olarak sunulacaktır.(EK-3) 

Davacı, müşterek çocuğun Kuran kursuna gitmesine sebepsiz yere karşı çıkmış ve müvekkilin geri kafalı olduğunu iddia etmiştir. Oysaki bahse konu kurs, devletin onay verdiği ve diyanete bağlı resmi bir kurstur.

Davacı, bu süreçte henüz 4 yaşında olan çocuğa evlilik birliğinin devam ettiği süreç boyunca almadığı pahalı hediyeleri sırf göz boyamak maksadıyla almıştır. Yine davacı, bu süreçte müşterek çocuğun psikolojisini hiçbir şekilde düşünmeden eşiyle olan boşanma aşamasını çocuğa lanse ettirmiş ve çocuğu müvekkil anneye karşı dolduruşa getirmiştir.

Hiçbir çocuk bir çatışmanın ortasında kalarak büyümek zorunda değildir!

Davacı, çocuğu anneye karşı dolduruşa getirmekle kalmamış ve müşterek çocuk Zeynep'in videolarını çocuğun gözleri önünde çekmiş ve müvekkil anneye atmıştır. Video içeriklerinde dolduruşa getirilen çocuk ''Hayır, istemiyorum'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Çocuğunun ruh sağlığını yeterince düşünen hangi baba, boşanma sürecinin çatışmasını çocuğuna yansıtır ve çocuğun videolarını bu şekilde çekip anneye atar?! İlgili video kayıtları Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.(EK-4)

Velayet tercihi konusunda çocukların çelişkili beyanlarda bulundukları görülmektedir. Zira çocuk, doğası gereği anne ve babasını ayrı düşünememektedir. Velayet düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Üstün yararın gerektirdiği takdirde, çocuğun velayet konusundaki görüşünün aksine de karar verilebilir.

Çocuğun hediyelerle gözü boyanmaktadır. Henüz 4 yaşında olan çocuk, ayırt etme gücüne tam olarak sahip değildir. Zira Yargıtay kararları da uyarınca çocuğun ayırt etme gücüne tam olarak sahip olduğu yaş, 8 yaş olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar çocuk, bazen annesini bazen babasını istiyor olsa dahi çocuk her şeyden önce anne sevgisine, bakımına, ilgisine ve şefkatine muhtaçtır.

Boşanma sürecinde müvekkil, çocuğu görmek için çocuğun yanına gitmek zorunda kalmıştır. Çünkü çocuk, davacı baba tarafından müvekkile hiçbir şekilde teslim edilmemiştir. Çocuğunun özlemine dayanamayan müvekkil anne, çocuğu görmek için gittiğinde çocuk, müvekkile ''Anne biliyor musun sen bana vurmuştun bir kere, beni bir kere yere atmıştın, dedem babama yumruk atmıştı, sen babamın koluna vurmuştun, sen babaannemin numarasını silmişsin, o yüzden seni arayamıyor'' gibi beyanlarda bulunmuştur. Bu beyanlar 4 yaştaki çocuğun psikolojisinin kaldırabileceği nitelikte değildir. Davacı baba, yalan yanlış çocuğu müvekkil anneye karşı bu şekilde dolduruşa getirmektedir.

Yine müşterek çocuk Zeynep, müvekkil anneye ''Anne seni buradayken özlüyorum, ama bir daha buraya getirmezsen diye seninle gelemiyorum'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Müşterek çocuğun bu cümlesi dahi davacı babanın yalan yanlış beyanlarla çocuğun aklını çeldiğini göstermektedir.

2-DAVACI BABA TARAFINDAN MÜŞTEREK ÇOCUĞUN BAKIMI AKSATILMAKTADIR.

Yine davacı tarafından müşterek çocuğun bakımı aksatılmaktadır. Bir çocuğun bakımını en iyi sağlayabilecek kişi annedir. Davacı baba, hafta sonu da dahil olmak üzere çarşamba günü hariç her gün işe gitmektedir. Davacı baba, sabah evden 09.30'da çıkmakta olup; akşam eve 19.30'da gelmektedir. Davacı baba, haftanın altı günü işe gitmekte olup, çok yoğun çalışmaktadır. Bu süreçte çocuk ile davacının annesi ilgilenmektedir. Davacı baba, çocuğu anneye teslim etmediği için çocuk bu yaşam şeklinde hem anne sevgisinden hem baba sevgisinden mahrum kalmaktadır.

Davacı baba, çocuğun menfaatine zarar verici tutum ve davranışlarda bulunmaktadır. Çocukla kişisel ilişkisi kurulan anne ya da babanın öngörülen yükümlülüklere uygun davranma zorunluluğu bulunmaktadır. Aksi durumda velayet hakkı kendisinde olmasa dahi kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kaldırılabilir. Öncelikle velayet hakkının müvekkile verilmesini ve davacı babası ile müşterek çocuk arasında kurulma ihtimali olan kişisel ilişki tesisinin reddini talep ederiz. Mahkemeniz aksi kanaatte bile olsa velayet hakkı yine müvekkil anneye verilmekle birlikte çocuk ile baba arasında kurulabilme ihtimali olan kişisel ilişki tesisinin minimum düzeyde tutulmasını ve çocuğun babada yatılı kalmamasını Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz.

3-MÜŞTEREK ÇOCUK ZEYNEP İÇİN İŞTİRAK NAFAKASI YÖNÜNDEN TALEBİMİZ BULUNMAKTADIR.

Önemle ifade etmek gerekir ki; velayet hakkı bakımından gözetilen tek kriter çocuğun üstün menfaatidir. Bu sebepledir ki hakim boşanma davası sonucunda çocukların velayetinin kime ait olacağı hususunda re'sen karar vermektedir. Velayetin taraflardan birisine bırakıldığı durumlarda dahi diğer tarafın çocuğun bakımına iştirak etmesine karar verir. Buna iştirak nafakası denilmektedir. Müşterek çocuk Zeynep için her ay 3.500,00 TL iştirak nafakası talebimiz bulunmaktadır. Zeynep'in giyim, yeme, içme, kurs, sosyal aktivite giderleri bulunmaktadır. Aynı zamanda Zeynep, mutsuz bir evliliğe şahit olduğu için geceleri dişleri gacırdatmaktadır ve eskiye oranla daha çabuk hırçınlaşmaktadır. Bu yüzden çocuğun alanında uzman bir pedagogdan müvekkil anne eşliğinde yardım alması gerekmektedir. Günümüz koşullarında tek seans ücreti dahi minimum 350 TL olmuştur. Sayın Mahkemenizin iştirak nafakasını değerlendirirken bu hususları da göz önüne almasını talep ederiz.

Günümüz enflasyonunda ve günümüz ekonomik krizinde bir paket sütün bile 14 TL olduğu devirde, davalı babanın aylardır çocuğa sadece 500 TL göndermesi, bu tutarı duyan herkesi güldürmüştür. Bir babanın çocuğuna 3 ayda toplam 500 tl göndermesi hakkaniyetli değildir. Çocuğun gittiği diyanete bağlı 4-6 yaş kursunun aylık ücreti dahi 250 TL olmuştur. Üstelik bu ücretin içerisinde kitap seti ve kırtasiye gideri bulunmamaktadır. Müvekkil sadece kitap setleri ve kırtasiye giderleri için dahi 1.000,00 TL ödeme yapmıştır. Çocuğun gittiği kursun ihtiyaç listesi Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.(EK-5)

4-DAVACI BABA, MÜŞTEREK ÇOCUĞA HER ŞEYİ BASKI VE KORKU İLE YAPTIRMAKTADIR.

Davacı baba, müşterek çocuğun her eğitimini korku ve baskı ile sağlamaktadır. Keza armut dibine düşer misali davalının annesi de benzer tutum ve davranışı sergilemektedir. Sırf yemek yeme konusunda çocuğa uzun vakit ayırmamak için çocuğa ''Yemeğini yemezsen görevli amca gelir, yemeğini bitirir'' şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Çocuk bu sözler ve eylemlerden sonra kendisini korku ve endişe içerisinde hissetmiştir.

Yine davacı ve ailesi çocuğa ''Çorabını giymezsen evde böcekler var, ayaklarını ısırırlar'' şeklinde beyanda bulunarak çocuğun her eylemini baskı ve korku ile yapmasına sebebiyet vermişlerdir.

Müşterek çocuk gündüz evde çok bunalmaktadır. Babası işe gitmekte olup, annesine de gösterilmediğinden ötürü akşam dışarı çıkmak istediğinde davacı ve ailesi, çocuğa ''Akşam dışarı çıkarsan çingeneler seni kaçırır'' şeklinde ürkütücü beyanlarda bulunmuşlardır.

Kısaca, davacı ve ailesinin çocuğa bir eylemi yaptırma şekli ikna yöntemi olmayıp ceza ve baskı yöntemidir. 

5-DAVACININ ANNESİ, MÜŞTEREK ÇOCUĞUN BAKIM VE GÖZETİMİNİ SAĞLAYAMAMAKTADIR.

Müşterek çocuğun annesi, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Kültürü Öğretmenliği mezunu olup, gelişim ve öğrenme psikolojisine hakim bir kişiliktir. Tam tersine davacının annesi ise lise mezunudur, lisans mezunu değildir. Davacının annesi, çocuğu 80'li yılların kırsal taşra kültürüyle yetiştirmeye çalışmaktadır. Davacının annesi ''Kız çocuğu okumasa da olur'' zihniyet yapısında olup, henüz 4 yaşında olan çocuğu eğitimden ve öğretimden soğutmaya çalışmaktadır. 

Müşterek çocuğun, davacının annesiyle yapabileceği tek etkinlik komşularla birlikte kadın gününe gitmek ve kısır yemektir. HANGİ ÇOCUK ANNESİ YAŞARKEN, ANNESİ KENDİSİNE GEREKLİ OLAN BÜTÜN İMKANLARI SAĞLAYABİLECEKKEN BABAANNESİ İLE BÜYÜMEK ZORUNDADIR?!

Davacın annesi, 1968 doğumlu olup; 54 yaşındadır. Yaşı gereği çocuğa bakmakla zorlanabileceği aşikardır. Kaldı ki yaşının dışında da davacının annesinin pankreas hastalığı bulunmaktadır. Kendine dahi zor yetebilen bir kadının, annesi yaşarken torununu yanında tutması ne kadar doğrudur bu hususu Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

6-MÜVEKKİLİN GELİRİNİN OLMAMASI, ÇOCUĞUN VELAYETİ ALABİLMESİNE ENGEL DEĞİLDİR.

Velayet yetkisi çocuğun sadece ekonomik geleceği ile ilgili olmayıp aynı zamanda fiziksel güvenliği, eğitimi ve psikolojik durumu ile de yakından alakalıdır. Velayet kendisine bırakılacak olan tarafın ekonomik durumu elbette önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki, diğer eş her durumda çocuğun eğitimi, bakımı, ve gözetimi için iştirak yükümlülüğü altındadır. 

Bu sebeple eğer çocuğun menfaati ve bilhassa talebi annesinin yanında kalmak istikametinde ise, sırf annesinin geliri olmadığı gerekçesiyle anneye velayet verilmemesi söz konusu olmaz. Zira diğer eş hem duruma göre anneye yoksulluk nafakası hem de çocuğu için iştirak nafakası ödemek yükümlülüğündedir.

Uygulamada velayet sadece belli başlı durumlarda babaya verilmektedir. 

''Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre vasi atar veya velayeti babaya verir.'' (TMK;m 337)

Anne ağır surette akıl hastası ise ya da anne ahlaki açıdan çocuğa kötü örnek olacak bir yaşam tarzı sürüyorsa velayet babaya verilmektedir. Ancak müvekkilimin hiçbir psikolojik rahatsızlığı bulunmamaktadır. Yine müvekkilim, babasının evinde yaşamakta ve ahlaki açıdan da çocuğa iyi surette örnek olabilecek bir yaşam tarzı sürmektedir. Müvekkilim, baba evinde yaşıyor olmasından mütevellit çocuğun anneannesi de çocukla çok iyi bir şekilde ilgilenmektedir.

7-EVİLİK BİRLİĞİ BOYUNCA ÇOCUKLA DOĞRU DÜZGÜN İLGİLENMEYEN DAVACI, SIRF MÜVEKKİLE OLAN HIRSINDAN ÖTÜRÜ ÇOCUĞU MÜVEKKİLE KARŞI KULLANMAKTADIR. DAVACININ AMACI MÜVEKKİLİ PSİKOLOJİK OLARAK YIPRATMAKTIR.

Davacının, müvekkile karşı kullanabileceği tez koz çocuğudur. Çünkü davacı, müvekkilin çocuğa ne kadar bağlı ve düşkün olduğunu bilmektedir. Davacının gözünü intikam hırsı bürümüş ve bu intikam planına çocuğu alet etmiştir, çocuğu adeta bir kukla gibi bir piyon gibi kullanmaktadır.

Müvekkil rıza göstermemesine rağmen davacı eve İKİ TANE AŞIRI BÜYÜKAKVARYUM almıştır. Ne zaman ki müvekkil davacıdan çocukla ilgilenmesini istediğinde davacı, müvekkile ''Dur kızım balıklara yem atacağım, dur kızım balıkların suyunu değiştireceğim'' şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Davacı, saat 20.00'da işten çıkıp eve gelmektedir. Eve gelip yemek yedikten sonra yatana kadar akvaryumla ve balıklarla ilgilenmektedir. Davacının balıklara olan ilgisi bile eşine olan ilgi ve alakasından fazladır.

Keza yine davacı işe gitmeden önce çocukla ilgilenmek yerine çocuğun eline telefonu tutuşturmuş ve müvekkille cinsellik yaşamak istemiştir. Müvekkil o an için uygun zaman olmadığını davacıya belirtmesine rağmen davacı, cinsel doyumunu her şeyden ön planda tutmuştur.

Uygulama evlilik birliği boyunca hiçbir değer görmeyen çocukların boşanma sürecinde kıymete bindiğini görmekteyiz. Davacı da, müvekkile olan öfkesinden ve hırsından çocuğa doğduğundan beri göstermediği özeni bu süreçte çocuğun gözünü boyamak için göstermektedir. Davacının tek amacı çocuğu anneden soğutarak annenin acı ve ızdırap çekmesine sebebiyet vermektir.

8-DAVACI, ETRAFINDAKİ HERKESİN HAYATI SADECE KENDİ İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA YAŞAMASINI İSTEMİŞTİR.

Davacı, müşterek çocuk Zeynep'in neyi, nasıl yiyeceğine bile karışarak çocuğu ürkütmüştür. Ne zaman müşterek çocuk Zeynep çikolata yese ''Kızım bu çikolata böyle yenmez, damağına yapıştırıp da yiyeceksin'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Müşterek çocuğa durduk yere kendisini suçlu hissettirmiştir.

Müşterek çocuk Zeynep'i çocuğun kendi istediği parka götürmemiştir. Davacı baba parkta sanki kendisi oynayacakmış gibi çocuğun gideceği parka bile ''O park daha güzel, hayır orası olmaz'' diyerek kendisi karar vermiştir.

Kısacası davacı, her şeyin en iyisini kendisinin bildiği zanneden ve bunu da karşısındakine dayatan, bencil, empati yeteneğinden yoksun kişilik yapısına sahiptir. Yukarıda da değindiğimiz üzere davacı narsist kişilik bozukluğuna sahiptir. 

9- DAVACI VE AİLESİ MÜŞTEREK ÇOCUĞUN SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLEMEKTEDİR.

Davacı baba, evlilik birliği ederken de askerlikten edindiği bir alışkanlık olduğunu iddia etmiş ve klozette sigara içmiştir. Müvekkil, çocuğunun boğazının tahriş olduğunu ve kapalı alanda sigara içmemesi gerektiğini davacıya defalarca beyan etmesine rağmen davacı, bu hususu umursamamış ve kapalı alanda banyoda bile sigara içmeye devam etmiştir.

Yine davacı, fiili ayrılık tarihinden sonra annesinin evinde de müşterek çocuğun yanında sigara içmeye devam etmiştir. Üstelik çocuğun yanında sigara içen sadece dava değildir çocuğun dedesi ve amcası da çocuğun yanında yoğun şekilde sigara içmektedir.

10-MÜVEKKİL, ÇOCUĞU HİÇBİR ZAMAN FİZİKSEL ŞİDDET GÖSTERMEMİŞTİR. TAM TERSİNE ÇOCUĞUN BOŞANMASI AŞAMASINDA BİR ÇATIŞMA ORTASINDA PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALMAMASI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPMIŞTIR.

Davacı, sırf velayeti alabilmek için müvekkile iftira atmaktadır. Kayseri 9.Aile Mahkemesi 2022/... E.Nolu cevap dilekçesinde müvekkilin çocuğa defalarca fiziksel şiddet uyguladığını iddia etmişse de bu husus yalan bir beyandan ibarettir.

Müvekkilin kızıyla oldukça sağlıklı ve güzel bir anne-kız bağı bulunmaktadır. Müvekkil hayatını çocuğuna adamış ve çocuğunu her şeyin önünde tutmuştur.

Müvekkilin ve kızının gerek fotoğraf gerek video kayıtları Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.(EK-6)

11-DAVACI BABA, MÜŞTEREK ÇOCUĞUN ÜSTÜN MENFAATİNİ DÜŞÜNMEMEKTEDİR.

Davacı baba, üç ay boyunca çocuğu için sadece 500 TL ödeme göndermiştir. Müvekkil ile sıkı sıkıya nafaka için pazarlık etmiştir.

Maddi durumu iyi olan ve günümüz ekonomik koşullarını bilen bir insanın çocuğuna üç boyunca 500 TL'yi reva görmesi ne kadar doğrudur?

Yine davacı baba, çocuğu boşanma sürecinin ortasında bir çatışmanın ortasında bırakmakta ve çocuğu anneden koparmayı amaç edinmektedir. Anne, çocuğu her görmeye gittiğinde sıkıntı çıkarmaktadır.

Davacının, müvekkile çocuğu gösterme hususunda sıkıntı yarattığına ilişkin birçok mesaj kaydı bulunmaktadır. Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.

Yine davacı, müvekkili telefondan spamlamış, WhatsApptan engellemiştir. Müvekkilin çocuğuyla görüntülü görüşme talebini bile reddetmiş ve bir annenin çocuğunun hasretiyle yanıp tutuşmasına sebebiyet vermiştir.

En sonunda çaresiz müvekkil, 24.10.2022 tarihinde Talas İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitmiş ve ''Çocuk benden 1 Ekim 2022 tarihinde babası tarafından iyiniyetim suistimal edilerek teslim alındı ve bir daha getirilmedi. Bana çocuğumu 24 gündür göstermiyor, çocuğu bana teslim etmiyor, çocuğu alıkoyuyor, ben kendim ayağına çocuğu görmeye 2 kere gittim onda bile sıkıntı çıkardı, lütfen bir şey yapın'' şeklinde beyanda bulunmuştur. İlgili ifade tutanağı ektedir.(EK-7)

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden dolayı çocuğun acilen müvekkile teslimi, Sayın Mahkemenizden İVEDİLİKLE geçici velayet kararının müvekkil lehine çıkartılmasını ve çocuk lehine dava aşamasında tedbir nafakasına İVEDİLİKLE hükmedilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz.

Müvekkil, çocuğa olan hasretinden ötürü gözyaşları içerisindedir. Çocuğunu görmemeye bir gün bile dayamayacak aşamaya gelmiştir. Sayın Mahkemenizden ara karar kurmasını talep ederiz.

HUKUKİ NEDENLER: HMK, TMK ve yasal sair ilgili mevzuat

HUKUKİ DELİLLER: Kayseri 9.Aile Mahkemesinin 2022/... E. sayılı dosyası, Kayseri 6.Aile Mahkemesinin 2022/... E. sayılı dosyası, mesaj kayıtları, video kayıtları, nüfus kayıtları, ikamet bilgileri, tanık, bilirkişi, yemin ve sair delil

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re'sen dikkate alınacak nedenlerle;

1)Sayın Mahkemenizin tedbir kararı çıkartmasını,

2)Çocuğun anneye İVEDİLİKLE teslim edilmesini ve çocuğun davacı babası tarafından alıkonulmasının engellenmesini, 

3)Sayın Mahkemenizin geçici velayet kararının müvekkil lehine İVEDİLİKLE çıkartılmasını,

4)Küçük yaştaki müşterek çocuğun öncelikle geçici velayetinin davalı müvekkile verilmesine ve müşterek çocuk lehine İVEDİLİKLE iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. 24.10.2022

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN