BİNA İÇİNDE MUHAFAZA ALTINA ALINMIŞ EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK SAVUNMA

BİNA İÇİNDE MUHAFAZA ALTINA ALINMIŞ EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK SAVUNMA

BİNA İÇİNDE MUHAFAZA ALTINA ALINMIŞ EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK SAVUNMA


KAYSERİ 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2021/*** E.

SANIK : 

MÜDAFİİ: Av. Gizem Gül Uzun

 

MÜŞTEKİ: 

 KONU : Savunmaya İlişkin Beyanlarımızın Sunulmasından İbarettir

AÇIKLAMALAR:

Müşteki 06.03.2021 tarihinde yaşamış olduğu hadiseden dolayı yapılan kovuşturmada Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/*** (E), 2022/220 (K) sayılı ve 17.02.2022 karar tarihli kararının, müvekkilin itirazı akabinde, müvekkile verilen hükmün, KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. CEZA DAİRESİ, 2022/**** E., 2022/1969 K. sayılı 27.05.2022 tarihli kararıyla "sanıkların suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken hükme esas alınan ve reddedilen deliller ile mahkemece ulaşılan kanaatin kimin ne şekilde hangi eylemiyle atılı suçu işlediğinin denetime imkan verecek şekilde gösterilmeden istinaf denetimine açık olmayacak şekilde sanıklar hakkında mahkûmiyetlerine dair hüküm kurulması, hukuka aykırı olup bu nedenlerle istinaf başvuruları yerinde olduğundan CMK'nin 289/1 maddesi yollamasıyla 280/(1-e) maddesi gereğince, hükmün sair yönleri incelenmeksizin" KESİN OLARAK BOZULMASINA karar vermiştir. Müşteki bu durum karşısında hırs ve kin yapmış olup; yaşanan olayda herhangi bir suç işlediğine dair aleyhine delil bulunmayan ve keza aynı şekilde masumiyetini ispatlayan birden çok delil bulunmasına rağmen sadece arkadaş kurbanı olan müvekkil aleyhinde yalan deliller üretmiş ve yalan beyanlarda bulunmuştur. Keza müvekkilin ceza almasını sağlayabilmek amacıyla dilekçe konusu davayı açmıştır. 

Müvekkilin Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/*** E. sayılı dosyasında belirtilen suçlar yönünden masumiyeti, mevcut dosyaya sunulan delillerden, sanık beyanlarından ve müvekkilin samimi beyanlarından da sarih bir şekilde anlaşılacağı üzere sabittir. Keza dava konusu olayda da müvekkil masum olup, müvekkilin suçsuz olduğu işbu dilekçe ile ayrıntılı olarak Sayın Mahkemenize açıklanacaktır. Şöyle ki:

1- MÜVEKKİLİN SUÇ TARİHİNDE GÜN BOYU EVİNDE OLDUĞU, TANIK BEYANLARI VE MÜVEKKİLİN "539 554 04 33" GSM NUMARASINA AİT HTS KAYITLARIYLA SABİTTİR.

Müşteki, müvekkilin 12/06/2021 tarihinde saat 23:45 sıralarında dava konusu müştekiye ait taşınmaza hırsızlık yapmak için giriş kat salon balkon pvc penceresini zorlayarak mala zarar vermek suretiyle geceleyin girerek konut dokunulmazlığını ihlal ettiği, ancak herhangi bir şey hırsızlayamadan olay yerinden ayrılması nedeniyle hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığını beyan etmiştir. Bu beyanlar tamamıyla asılsızdır. Müvekkil, üzerine isnat edilen fiillerin meydana geldiği sırada evinde babası "Cihan ****" ile birlikte vakit geçirmekte olup, o saatlerde dışarıya çıkmamıştır. Keza yine müşteki, dava konusu taşınmazda müvekkile ait yeni bir parmak izi olduğunu iddia etmesi tamamen müştekinin hırsı ve kiniyle yalan delil üretmesinden ibarettir. Keza müvekkil o gece müştekinin evine pvc penceresini zorlayarak mala zarar vermek suretiyle içeriye girmiş olsa dava konusu taşınmazın balkon kısmında da parmak izlerinin olması gerekmektedir. Aksi hakkaniyete aykırıdır. Müşteki alenen suç uydurma suçunu işlemiş bulunup, müşteki hakkında suç duyurusunda bulunma hakkımızı saklı tutarız.

2- MÜVEKKİL GEREK SORUŞTURMA EVRESİNDE SAVCILIĞA VERDİĞİ İFADELERDE GEREKSE KOVUŞTURMA EVRESİNDE MAHKEME HUZURUNDA BULUNDUĞU BEYANLARLA ADALETE YARDIMCI OLMUŞTUR.

Sanık gerek soruşturma evresinde kollukta verdiği ifadede gerekse de kovuşturma aşamasında mahkemede vermiş olduğu ifadede 03.06.2021 tarihindeki olayı olduğu gibi dosdoğru anlatmış ve kovuşturmanın adil bir şekilde sonuçlanması için adalete yardımcı olmuştur. Hal böyle olunca samimi olarak beyanlarda bulunduğu ve yetkili mercileri uğraştırmadığı, onlara kolaylık sağladığı da aşikârdır. Sanığın ifadelerinden de anlaşılacağı üzere 03.06.2021 tarihinde işlenen hırsızlık olayının çözümlenmesi için beyanlarda bulunduğu açıkça görülecektir.

3- ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİNİN GÖZETİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

Lakin sanığın üzerine atılı 12.06.2021 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarını işlediğine dair suçlamalar doğruluk payı içermemektedir. bu suçları da işlemiş olması halinde çekinmeksizin itiraf edeceği su götürmez bir gerçektir. Nitekim inkâr etme amacı güden bir şahsın bir diğer olayı da zinhar kabul etmemesi, yalanlaması gerekirdi.

Kaldı ki ikinci bir olay tarihi olan 12.06.2021 tarihinde müdafisi olduğum sanığın, müştekinin evine girdiğini ve mala zarar verdiğini kanıtlar somut bir delil bulunmadığı gibi herhangi bir emare de bulunmamaktadır. Buna ilişkin ne bir tanık, ne bir beyan vardır. Sanığın suçu işlediğine ilişkin algı yaratan tek husus müştekinin asılsız beyanları olmakla birlikte bu beyanlar müdafisi olduğum sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair herhangi bir delil yer almamaktadır. Hâsıl olan tek şey; sanığın olay tarihinde gün boyunca evinde olduğudur.

Bilindiği üzere ceza muhakemesinde temel olan bazı ilkeler bulunmaktadır. Bu ilkelerden en önemlisi olarak gösterilebilecek olanı “Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi”dir. Buna göre; ceza muhakemesinde ispat konusunda bir husus aydınlatılmadığında sanık lehine sonuç çıkarılması ve karar verilmesi gerekir. Zira suçluluğu sabit oluncaya kadar sanık suçsuz sayılmalıdır.

Bu hususta AY. m.38/4“Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” ve AİHS m.6/2 “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.” Denilmek suretiyle suçsuzluk karinesine yer verilmiştir. İkinci olaya ilişkin suçun müdafisi olduğum sanık tarafından işlenip işlenmediği belli olmadığı ve somut bir delil bulunmadığı için sanık hakkında işbu ilkenin uygulanması gerekmektedir.

3A- KUSURSUZ CEZA OLMAZ.

Önemle belirtmekte fayda vardır ki; ceza hukukunun temel ilkelerinden olan kusursuz ceza olmaz ilkesi de göz ardı edilmemelidir. Zira ceza hukuku faili değil eylemi esas alan bir hukuk dalıdır. Failin geçmişine ya da kişisel özelliklerine göre değil, eylemine bakarak suçlu olup olmadığı saptanır. Bir kimsenin geçmişte bir suçu işlemiş olması, bundan sonra da o suçunu işleyeceğine kanıt oluşturmaz.

Buna göre; 03.06.2021 Tarihinde arkadaş kurbanı olan sanığa 12.06.2021 tarihinde sözde gerçekleştirilen hırsızlık suçunun da izafe edilmesi yerinde değildir. Ceza hukuku ilkesi ile bağdaşmamaktadır.

3B- SANIK DAHA ÖNCEKİ OLAYDAN DOLAYI PİŞMAN OLMUŞTUR.

Sanık daha önceki eyleminde (2021/*** E.) suçsuz olmakla birlikte; arkadaş kurbanı olmuştur. Tüm bunlara rağmen müştekinin mağduriyet yaşadığından ötürü kendi içerisinde suçluluk duygusuna kapılmış, pişmanlık duymuştur. Bu olaylardan sonra arkadaş çevresini değiştirip, bundan sonra böyle bir durumla tekrardan karşılaşmamak için gayret sarf etmeye başlamıştır. Hülasa kendisi şuan da iş sahibi bir insandır. Bir daha böyle bir şey yaşamayıp, ailesi ile ilgilenip, onların ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Keza müvekkil, bu olaydan sonra da başkaca herhangi bir adli vakaya karışmamıştır.

4- MÜVEKKİLİN ÜZERİNE ATILI SUÇLARIN İNCELENMESİ

4a- HIRSIZLIK SUÇUNUN MADDİ VE MANEVİ UNSURU BAKIMINDAN İNCELENMESİ 

Hırsızlık Suçunun gerçekleşeceği zaman bazı şartların varlığı gerekir. Bunlardan biri hırsızlık yapılan malın taşınır olması diğeri ise malın zilyedine ait rızanın bulunmamasıdır. Bunların yanı sıra mal başkasına ait olmalı ve failin maldan faydalanma amacı gütmesi gerekmektedir. Mal alınmalıdır. Bu şartlar oluştuğu takdirde hırsızlık suçu işlenmiş olacaktır. Hırsızlık suçuna yönelik cezalar belirlendiğinde bazı nedenler ağırlaştırıcı etkiye sahip olmaktadır. Bunlar arasında bilişim sistemlerini kullanılması, üstte taşınan eşyanın çekip alınması, hırsızlığın gece işlenmesi, kişinin kendini savunamayacak durumda olmasından yararlanılması sureti ile hırsızlık işlenmesi yer alır. Bu suç kasten işlenen suçlar arasındadır. Fail kendisine ya da başkasına yarar sağlama amacı gütmeli ve taşınabilir bir mal üzerinde eylemini gerçekleştirmelidir.

TCK m.143/1 "Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır." demektedir. Bu maddeden cezalandırılmasının koşulu failin hırsızlık suçunun gece vakti işlemesi olduğundan, müvekkilim sanık yukarıda kısaca açıkladığımız nedenlerden de açıkça anlaşılacağı üzere hırsızlık suçuna konu eylemi gerçekleştirmediğinden bu suça konu eylemde gerçekleşmemiştir. Müvekkilin üzerine atılı TCK Madde 142/2 h.2 suçundan beraatini talep ederiz.

4b- MALA ZARAR VERME SUÇUNUN(TCK M.151) KANUN MADDESİNİN ÜZERİNDEN İNCELENMESİ

TCK m.151- (1) "Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, …" demektedir. Müvekkilim mağdura ait işyerini ne bilmekte ne de mağdura ait bir taşınır ya da taşınmaz mala zarar vermiştir. Cezalandırılabilmenin ön koşulu yasada tanımlı suça konu eylemi gerçekleştirmektir. Müvekkilimde mağdura ait taşınır/taşınmaz mala zarar vermediğinden bu suçta oluşmamıştır. Müvekkilin üzerine atılı TCK Madde 151/1 suçundan beraatini talep ederiz. 

4c- KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇUNUN(TCK M.116) KANUN MADDESİ ÜZERİNDEN İNCELENMESİ

Madde 116- (1) "Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

(4) "Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur". Şeklindedir. 

Suçun oluşması için kanun koyucu, bir kimsenin konutunun eklentilerine rızasını aykırı olarak girilmesi sonucunda suçun oluşacağını belirlemiştir fakat müvekkil 12.06.2021 tarihinde müştekinin taşınmazına hiçbir şekilde girmemekle birlikte, dava konusu taşınmazın yakınlarında bile bulunmamıştır. Söz konusu durum yukarıda bahsettiğimiz üzere tanık beyanları ve müvekkile ait GSM numarasının HTS kayıtlarının incelenmesi sonucunda da sabit olacaktır. İşbu sebeple müvekkilin üzerine atılı TCK Madde 116/4 suçundan dolayı da beraatini talep ederiz.

5- Son Beyanlarımız. Müvekkil hakkında 2021/*** E. sayılı dosyası nedeniyle yerel mahkeme tarafından verilen hüküm istinaf merciinde bozulduğundan dolayı müvekkilin üzerine atılı suçları işlediği sabit olmayıp, bütün bunlara rağmen Savcılığın düzenlemiş olduğu iddianame de müvekkilin daha önceden işlediği iddia edilen suçlar hakkında kesinleşmiş hüküm var gibi davranılmıştır. Savcılığın iddianamesinde bu şekilde hareket etmesi yukarıda açıklamış olduğumuz üzere hukuk ilkelerine açıkça aykırılık göstermektedir. Müvekkilin işlemediği suçlardan ötürü üzerine bu şekilde ağır ithamların bulunması müvekkil ve ailesini psikolojik olarak kötü etkilemektedir. Bu sebeplerden ötürü müvekkilin beraatini istemek işbu dilekçe ile hasıl olmuştur. Sayın Mahkemenizden gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz.

HUKUKİ DELİLLER: Tanık, HTS kayıtları, KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. CEZA DAİRESİ, 2022/18** E., 2022/19** K. sayılı 27.05.2022 tarihli kararı ve bütün sair deliller

HUKUKİ NEDENLER: TCK,CMK

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen takdir edilecek nedenler üzere;

Müvekkil üzerine atılan suçların geçerli bir delille ilişkilendirilmemesi, ve müvekkil üzerine atılı suçların yasal unsurlarının gerçekleşmemesi sebeplerinden dolayı; müvekkilin üzerine atılı olan hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından dolayı CMK Madde 223/2b-e bentleri gereğince beraat kararı verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz. 04.04.2023

SANIK MÜDAFİ

AV. GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN