Avukat’ın oturarak konuşması sebebiyle duruşma salonundan çıkartılması

Avukat’ın oturarak konuşması sebebiyle duruşma salonundan çıkartılması

Avukat’ın oturarak konuşması sebebiyle duruşma salonundan çıkartılması


avukat’ın oturarak konuşması sebebiyle duruşma salonundan çıkartılmasıAvukat’ın oturarak konuşması sebebiyle duruşma salonundan çıkartılması

Avukat’ın oturarak konuşması sebebiyle duruşma salonundan çıkartılması
Yargıtay
T.C. Yargıtay 14. CD 
Esas: 2017/2615 
Karar: 2017/3614 
K.T.: 04/07/2017

Özet: Sanık müdafiinin ayağa kalkmadan konuştuğundan bahisle duruşma salonundan çıkartıldığı ve sanık müdafiinin esasa ilişkin beyanları zapta geçirilmeden ve kovuşturmanın hiç bir aşamasında sanığa savunma hakkı tanınmadan yargılamaya son verildiği anlaşıldığından yerinde görülen kanun yararına bozma talebinin kabulüyle kararın bozulması gerekir.


Cinsel taciz suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105/1, 105/2-a, 52/2. maddeleri gereğince 2.700,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2016 gün ve 2016/505 Esas, 2016/719 sayılı Kararın,

Dosya kapsamına göre, Ankara …. Noterliğinin 09/05/2011 tarihli, … yevmiye numaralı vekaletnamesine istinaden Ankara Barosu Avukatlarından …’un sanık …’nin müdafii olarak dosyada görev yaptığı, Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/505 esasına kayden yürütülen yargılamanın 12.07.2016 tarihli birinci celsesinde sanığın savunmasını müteakip, ara karar ile Avukat …’un sanık müdafii olarak duruşmalara kabulüne karar verildiği, buna karşın sanık müdafıin ayağa kalkmadan konuşmak istediğinden bahisle beyanı zapta geçirilmeden duruşmaya son verildiği ve duruşmanın talik edildiği 28.09.2016 tarihli ikinci celsede hazır bulunan sanık müdafıinden katılma talebine yönelik olarak diyecekleri sorulup beyanı alındıktan sonra ayağa kalkmadan konuştuğundan bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 203. maddesi uyarınca duruşma salonundan çıkartıldığı ve sanık müdafıin esasa ilişkin beyanları zapta geçirilmeden ve kovuşturmanın hiç bir aşamasında sanığı savunma hakkı tanınmadan yargılamaya son verildiği, böylelikle de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 197/1. maddesinde yer alan “Sanık hazır bulunmasa da müdafii bütün oturumlarda hazır bulunmak yetkisine sahiptir.” şeklindeki düzenlemeye muhalefet edildiği nazara alındığında, sanığın savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.04.2017 gün ve …. sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşıldığından, Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2016 gün ve 2016/505 Esas, 2016/719 sayılı Kararının; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 04.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN