ARABULUCUYA BAŞVURU EKSİKLİĞİNİN GÖREVSİZ MAHKEME AŞAMASINDA TAMAMLANMASI DURUMUNDA GÖREVLİ OLAN MAHKEME TEKRARDAN ANLAŞMAZLIK TUTANAĞININ YERİNE GETİRİLMESİNİ İSTEYEMEZ.
17. Hukuk Dairesi 2020/3187 E. , 2021/762 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
ARABULUCUYA BAŞVURU EKSİKLİĞİ YARGITAY KARARI
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının 18/11/2017 tarihinde saat 09:45 civarında ağabeyi ...'ın sevk ve idaresinde bulunan ... plakalı araçla babası Gıyasettin ve komşusu ... ile birlikte ...Yolu üzeri Birmes Sanayi Bölgesinde seyir halinde iken ... yönetimindeki ... plakalı araç ile taciz etmeye başlandığını, ...ile tartışma yaşandıktan sonra araç ile yola devam edilirken arkalarından takip eden ...'ın çalışanı olan ... sevk ve idaresinde bulanan ... plakalı kamyonetin selektör yaparak davacıyı taciz etmeye başladığını, davacı ... 'a araçtan iner inmez ...idaresindeki ...plakalı aracın kasıtlı olarak sürmeye devam ederek davacıya çarparak yaralanmaya sebebiyet verdiğini, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla uğradığı zararın tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat bedelinin ihbar edildiği tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) iş bu dosyanın ... Hukuk
Mahkemesi’nin 2017/539 E. sayılı dosya ile birleştirilmesini, TBK 75. madde gereği; kararın kesinleşmesinden itibaren iki yıl tazminat hükmünün değiştirilmesi hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 155 Sayılı Kanunun 20'nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23'üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya
varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut olayda davacı vekili tarafından 28.05.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış, yargılama devam ederken 12.07.2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ve tarafların uzlaşmadığına dair 06.08.2019 tarihinde tutanak düzenlenmiştir. İstanbul Anadolu 14.Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/539 Esas sayılı dosyasında ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 Esas sayılı dosyasında 13.02.2020 tarihinde tensip düzenlemiştir. Elde ki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk Yasası gereklerini "anlaşmazlık tutanağının getirilmesi" istemek Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK'nin 115/3. Maddesinde gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine
ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN'UN KARARA İLİŞKİN YORUMU;
Evet, doğru. Arabulucuya başvuru eksikliğinin görevli mahkeme aşamasında tamamlanması durumunda, görevli mahkeme, anlaşmazlık tutanağının yerine getirilmesini tekrar talep edemez.
Arabuluculuk ve Hukuki Süreç:
Türk hukukunda, özellikle ticari davalar ve bazı bireysel davalar için arabuluculuk aşaması zorunlu hale getirilmiştir. 2018 yılında yapılan değişiklikle, bazı uyuşmazlıklar için arabulucuya başvuru zorunlu hale gelmiştir. Eğer taraflar, bir davada önce arabuluculuk aşamasını geçmeden doğrudan mahkemeye başvururlarsa, mahkeme görevli olmayabilir veya davayı reddedebilir.
Arabuluculuk Başvurusu ve Eksiklik:
Eğer taraflar arabulucuya başvurduktan sonra başvurunun eksikliği fark edilirse ve bu eksiklik, dava açılmadan önce tamamlanmışsa, yani arabuluculuk başvurusu eksik olduğu halde tamamlanmışsa, mahkeme bu durumu dikkate alabilir.
Ancak, arabuluculuk sürecindeki eksiklik dava sürecine yansıtıldığında, yani dava açıldıktan sonra eksiklik tamamlandığında, görevli mahkeme, arabuluculuk tutanağının yerine getirilmesi için tekrar bir talepte bulunamaz.
Arabuluculuk ve Görevli Mahkeme:
Mahkeme, arabuluculuk aşamasında eksik başvuru olmasına rağmen davanın devam edebilmesi için gerekli olan belgeler ve işlemler tamamlanmışsa, davayı kabul edebilir. Ancak, mahkeme, arabuluculuk sürecini geçirmiş olan ve eksik başvuru yapan taraflara herhangi bir ekstra işlem talep edemez.
Mahkeme, arabuluculuğu geçmeden doğrudan dava açıldığı durumlarda, bu başvurunun tamamlanmasını isteyebilir. Ancak arabuluculuğun tamamlandığı durumlarda tekrar anlaşmazlık tutanağının yerine getirilmesi talep edilemez.
Sonuç:
Arabulucuya başvuru eksikliğinin görevli mahkeme aşamasında tamamlanması halinde, görevli mahkeme, anlaşmazlık tutanağının yerine getirilmesini tekrar talep edemez. Dava, arabuluculuk aşaması tamamlanmış ve gerekli belgeler sunulmuşsa devam eder, ancak mahkeme, bu aşamayı tekrar başlatma yetkisine sahip değildir.