ZİLYETLİKLE KAZANIMIN ETKİLERİ NELERDİR VE NASIL OLUR?

ZİLYETLİKLE KAZANIMIN ETKİLERİ NELERDİR VE NASIL OLUR?

ZİLYETLİKLE KAZANIMIN ETKİLERİ NELERDİR VE NASIL OLUR?


ZİLYETLİKLE KAZANIMIN ETKİLERİ NELERDİR VE NASIL OLUR?ZİLYETLİKLE KAZANIMIN ETKİLERİ NELERDİR VE NASIL OLUR?

KAZANIMIN ETKİLERİ

Düşünün ki malik A saatini R'ye rehin olarak vermiş. R de gitmiş V'ye emanet olarak bırakmış. V de gitmiş iyiniyetli Ü 'ye satmış. V de gitmiş iyiniyetli Ü malik olur. Çünkü A'nın elinden mal rızayla çıktı , V'nin elinden de mal rızayla çıktı. V emin sıfatıyla zilyet. İyiniyetli Ü anında mülkiyetini m. 988 gereğince kazanır. İyi niyetle mülkiyet kazanılınca o mal üzerindeki önceki haklar ne olur? A'nın mülkiyeti sonra erdi. A uğradığı zararları R'den ve V 'den isteyebilir.

R, rehin hakkını (ayni bir haktır,mutlaktır ,herkese karşı ileri sürülebilir) Ü'ye karşı ileri sürebilir mi rehin hakkı ne olur ? İyi niyetli Ü , hakkı yani mülkiyeti rehinden ari olarak mı kazandı yoksa rehinle yüklü olarak mı kazandı ? İyi niyetle emin sıfatıyla zilyetten mülkiyet kazanımı öyle bir kazanım ki tam kazanımdır. Yani temiz kazanımdır. Emin sıfatıyla zilyetten iyi niyetle mülkiyet kazanılmışsa o mal üzerindeki önceki ayni haklar son bulur.

Ü mülkiyet değil de başka bir ayni hak kazansaydı ne olurdu ? Mesela Ü , intifa veya rehin hakkı kazansaydı. Diyelim ki rehin hakkı kazansaydı. V malı rehin hakkı olarak iyi niyetli Ü'ye verdi. İyi niyetli Ü , bu hakkı kazandı diye önceki haklar sonra ermez.

Sınırlı ayni hak kazanmışsanız önceki haklar son bulmaz fakat önceki hak sahipleri iyi niyetle kazanılan sonraki hakka katlanmak zorunda kalırlar.

İyi niyetli Ü rehin hakkını kazandı. A ve R iyi niyetli Ü'nün rehin hakkına katlanmak zorunda. Ne demek katlanmak zorunda olmak ?

aa. Bir kere A, iyi niyetli Ü'ye alacak ödenmezse malın paraya çevrilmesine katlanacak. Buna itiraz edemez.

bb. R iyi niyetli Ü'nün rehin hakkına katlanmak zorundadır. Yani bu rehinli saat satılsa ilk önce Ü alacağını alacak. Normalde ilk önce R'nin alacağını alması gerekir. Çünkü öncelik kural olarak hakkın kuruluş tarihine göre belirlenir. Ama burada iyiniyetli Ü rehni iyiniyetle kazandığı için rehin R 'nin rehin hakkının öncesine geçmiş sayılıyor. Rehinli mal satıldığında önce Ü , alacağını alır geriye bir şey kalırsa o zaman da R geri kalanı alır.

2. Para ve Hamiline Yazılı Senetlerde İyiniyetin Korunması (İyiniyetle Kazanımın Tam Korunduğu Hallerden İkincisi)

MK m. 990 : Zilyet , iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile , para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.

Bunları kazanabilmek için tek bir şart aramaktadır ; o da iyiniyettir. Edinimin emin sıfatıyla zilyetten olma şartı aranmamıştır. Mesela A'nın parasını H çalmış.

Çaldığı paralarla gitmiş Ü'ye olan borçlarını ödemiş. İyiniyetli Ü, anında hakkı kazanır. Emin sıfatıyla zilyetten edinim bu durumda aranmaz. Yani para ve hamiline yazılı senetlerde emin sıfatıyla zilyetten edinmeniz yasa koyucu tarafından aranmamıştır. Mal elden nasıl çıkarsa çıksın (rıza dışı çıksa bile) tek aradığımız şart iyi niyet olmasıdır. Yasa koyucunun böyle kabul etmesinin nedeni ; para ve hamiline yazılı senetler piyasada çok hızlı tedavül eden (el değiştiren) şeylerdir. Dolayısıyla bu tür şeylerde kanun piyasa güvenliğini korumak için böyle bir kural getirmiştir. Paranın Türk parası olması ya da yabancı para olması fark etmez.

Hamiline yazılı demek senet üzerinde isim yazmaması demektir. Senedi taşıyan yani zilyetliğinde bulunduran karine olarak hak sahibi kabul edilir.

İyi niyetli Ü'ye karşı A hiçbir dava ( taşınır , istihkak , sebepsiz zenginleşme ) açamıyor. A uğradığı zararları H'den alacak.

Diyelim ki olayda Ü kötü niyetliymiş. Paranın çalıntı olduğunu biliyor. Ü'nün kötü niyetli olduğunu A'nın ispatlaması gerekir. Kötü niyetli Ü'ye karşı hangi davayla bunu geri isteyebiliriz ? Para ve hamiline yazılı senet birinin paralarıyla karışmışsa teşhisi artık mümkün değilse taşınır veya istihkak davası açamayız ancak sebepsiz zenginleşme davası açabiliriz. Ü iyi niyetli olsaydı onu da açamazdık.

İyi niyetle kazanımın tam korunduğu haller bu iki durumdur. Bu iki durumda MK m. 988 ve m. 990 da düzenlenmiştir. Tam korumadan kastımız anında hakkın kazanılması idi.

kaynak. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DERS NOTLARI

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN