Özet: Kişinin uzlaştırma hususundaki beyanı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, hak sahibinin açık beyanı ya da açıkça (varlığı halinde) vekaletnamede bu hususta vereceği yetki ile vekili kullanabilecektir.
Basit yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/11/2017 tarihli ve 2017/7424 soruşturma, 2017/2689 esas, 2017/1831 sayılı iddianamenin iadesine dair Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/12/2017 tarihli ve 2017/571 sayılı iddianame değerlendirme kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/02/2018 tarihli ve 2018/179 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesince, müşteki yerine avukatının uzlaşma teklif formunu imzaladığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/13. maddesinde yer alan, ” Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafii ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.” ve Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 31/1. maddesinde yer alan, “Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, sanık, katılan, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafii ve vekil katılabilir. Şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi, müdafii ya da vekilinin haklı bir mazereti olmaksızın müzakerelere katılmaktan imtina etmesi hâlinde, ilgili taraf uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.” şeklindeki düzenlemeler ve vekaletname de müşteki vekilinin uzlaşmaya ilişkin özel yetkisi bulunması karşısında, vekile yapılan uzlaştırma teklifinin geçerli olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1. maddesinde; “Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.”
Aynı kanunun 253/4. maddesinde; “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.” hükümleri yer almaktadır.
Kişinin uzlaştırma hususundaki beyanı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, hak sahibinin açık beyanı ya da açıkça (varlığı halinde) vekaletnamede bu hususta vereceği yetki ile vekili kullanabilecektir. İnceleme konusu somut olayda, uzlaştırma bürosu tarafından müşteki vekiline uzlaşma teklifi yapılmıştır. 08/08/2017 tarihli vekaletnamede müşteki tarafından vekiline uzlaştırma hususunda yetki verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapılan uzlaştırma teklifi geçerli olup iddianamenin iadesi gerekçesi yerinde olmadığından mercii tarafından itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/02/2018 tarihli ve 2018/179 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 23/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
adana avukat, adana hukuk bürosu, adana avukatlık bürosu, mersin avukat, mersin avukatlık bürosu, mersin hukuk bürosu, hatay avukat, hatay avukatlık bürosu, hatay hukuk bürosu, hatay boşanma avukatı, hatay ceza avukatı, iskenderun avukat, gaziantep avukat, gaziantep avukatlık bürosu, gaziantep hukuk bürosu, kayseri avukat, kayseri hukuk bürosu, kayseri avukatlık bürosu, kayseri boşanma avukatı, kayseri ceza avukatı, kayseri icra avukatı, niğde avukat, kayseri tazminat hukuku avukatı, kayseri iş hukuku avukatı
Adres
Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri
İletişime Geçin
Linkler
Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim
Hakkımızda
Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.
HARİTA
Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.