TAŞINIR DAVASIYLA DİĞER DAVALARIN KARŞILAŞTIRILMASI

TAŞINIR DAVASIYLA DİĞER DAVALARIN KARŞILAŞTIRILMASI

TAŞINIR DAVASIYLA DİĞER DAVALARIN KARŞILAŞTIRILMASI


TAŞINIR DAVASIYLA DİĞER DAVALARIN KARŞILAŞTIRILMASITAŞINIR DAVASIYLA DİĞER DAVALARIN KARŞILAŞTIRILMASI

TAŞINIR DAVASI VE ZİLYETLİK DAVALARI

  1. Taşınır davası sadece taşınırlarda açılır . Oysa zilyetlik davaları hem taşınır hem de taşınmazlarda açılabilir. Yargıtay 'ın bazı tapusuz taşınmazlarda taşınır davasının açılabileceği yönünde kararları vardır. Ama biz taşınır olarak bilelim.
  2. Taşınır davası zilyetliğin rıza dışı kaybedileceği hallerde açılır. Oysa zilyetlik davaları ise gasp veya saldırı durumunda açılır.Zilyetlik davaları iki tanedir. Gasp durumunda geri verme , saldırı durdurulması ve tekrarının önlenmesi davaları.
  3. Zilyetlik davaları Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılır. Taşınır davaları ise kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır.
  4. Taşınır davası şartları varsa herkese karşı açılabilir. Oysa zilyetlik davaları faile ve külli haleflerine karşı açılabilir. Yani 3. kişilere açılamaz.
  5. Taşınır davası iyi niyetlilere karşı 5 yıl kötü niyetlilere ise her zaman , zilyetlik davalarıysa 2 ay ve 1 yıl içerisinde açılır.

Zilyetlik davalarında niye iyiniyet - kötüniyet gibi bir ayrım yapmıyoruz ? Çünkü zilyetlik davası sadece faile ve külli haleflerine karşı açılır. Bunlar da zaten kötü niyetli sayılır. İyi niyetli olanlara bu davalar açılmaz zaten.

Mesela benim saatimi A çaldı . ve 3. kişiye sattı. Ben zaten 3. kişiye zilyetlik davaları açamıyorum. Sadece mal çalan kişide dursaydı ona açabilirdim. Onunda zaten kötü niyetli olduğu belli. Halbuki taşınır herkese açılabilir. Hırsızada açılabilir.İyi niyeli 3. kişiye de açabilirim.

  1. Zilyetlik davalarını dolaysız zilyet malı kendisine veren dolaylı zilyede karşı da açılabilir. Oysa feri zilyet malı kendisine verene karşı taşınır davası açamaz.
  2. Bir diğer fark ise ispat yükü ile ilgili farktır.Onu da yukarı da incelemiştik. Taşınır davasında gasp şart değildir. Dolayısıyla ispat yükü farklıdır.
  3. Kötü niyetli bir zilyet zilyetlik davaları açabilir. Mesela hırsız bile zilyetlik davaları açabiliyor. Ancak taşınır davası açamaz. Kötü niyetli zilyet yani bir malın zilyetliğini kötü niyetle edinenler sonraki zilyetlere karşı taşınır davası açamıyorlar ama zilyetlik davası açabiliyorlar.TAŞINIR DAVASIYLA DİĞER DAVALARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Taşınır Davası İle İstihkak Davası Arasındaki Farklar

  1. Taşınır davası sadece taşınırlarda istihkak davası ise hem taşınırlarda hemm taşınmazlarda açılabilir.
  2. Taşınır davasında davacı önceki zilyet olduğunu ispatlamak ve şimdiki zilyedin karinesini çürütmek zorundadır , hakkın varlığını ise ispatlaması gerekmez.Oysa istihkak davasında daavcı malik olduğunu kanıtlamak zorundadır.
  3. Taşınır davasını zilyetliğini rıza dışı kaybetmiş , o malın önceki iyi niyetli zilyetleri açabilir. Oysa istihkak davasını sadece malik açabilir.
  4. İstihkak davası mülkiyet hakkından ayrı olarak temlik edilemez oysa taşınır davası temlik edilebilir.
  5. Taşınır davası iyiniyetlilere karşı 5 yıl kötü niyetlilere karşı her zaman açılabilir oysa istihkak davası mülkiyeti devam ettiği sürece her zaman açılabilir.
  6. Bir eşyanın maliki hiçbir zaman zilyet olamamışsa taşınır davası açamaz ama istihkak davası açabilir. (İnek - buzağı örneği , o örnekte istihkak davası açıyorduk. Bir de tavuk - yumurta örneği , orada yumurtalar karıştığı için sebepsiz zenginleşme davası açıyorduk.

kaynak. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DERS NOTLARI

Taşınır Davasında İspat

 

Taşınır davasında davacı, her şeyden evvel önceki (eski) zilyet olduğunu ispatlamak zorundadır. Buna ilaveten, halihazır zilyet lehine öngörülmüş bulunan üstün hak karinesinin çürütülmesine de ihtiyaç vardır. Zira, Medeni Kanun m.987/1’e göre, ‟bir taşınırın zilyedi, kendisine karşı açılan her davada üstün hakka sahip olduğu karinesine dayanabilirˮ. Eşyanın ilk elden çıkışı rıza dışı (istenmeden) gerçekleşmiş ise; mesela eşya kaybedilmiş, çalınmış veya gaspedilmişse, kural olarak davacının sadece bu durumu ispatlaması yeterlidir. Çünkü, eşya üzerindeki zilyetliğin istenmeden kaybedilmesi durumunda halihazır zilyedin iyiniyetli olması önem taşımaz. O, iyiniyetli dahi olsa eşyayı davacıya (önceki zilyede) geri vermek mecburiyetindedir. Ancak bu durum, rıza dışı elden çıkmış bir eşyanın halihazır zilyedinin iyiniyetli olmasına hiç değer verilmediği anlamına gelmez. Medeni Kanun, rıza hilafına elden çıkmış şeylerde de halihazır zilyedin iyiniyetine önemli sonuçlar bağlamıştır: Medeni Kanun m.990’a göre, ‟zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamazˮ. Para ve hamile yazılı senetleri elinde tutan kötüniyetli zilyetler aleyhine taşınır davası açılması ise mümkündür. Halihazır zilyet eşyayı açık artırmadan, pazardan veya benzeri eşya satanlardan satın almışsa, iyiniyetli olması kaydıyla ödediği bedel kendisine verilinceye kadar iade etmekten kaçınabilir. İyiniyetli halihazır zilyet aleyhine açılabilecek taşınır davası 5 yıllık bir hak düşümü süresine tabi tutulmuştur. Nihayet, iyiniyetli halihazır zilyet, şartlarını tamamlar ise, 5 yıllık zilyetlik süresinin bitiminde söz konusu taşınırın mülkiyetini zamanaşımı yoluyla kazanabilir.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN