NOTERLİKÇE DÜZENLEMEYEN/ONAYLANMAYAN TAHLİYE TAAHHÜDÜNDE, KİRACI İMZAYI KABUL ETMİŞ OLSA DA DÜZENLEME TARİHİNE İTİRAZ ETMİŞSE BU HUSUS YARGILAMA GEREKTİRDİĞİNDEN İTİRAZIN KALDIRILMASI YOLUNA GİDİLEMEZ. İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILMALIDIR.
TAHLİYE TAAHHÜDÜ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ YARGITAY KARARI
8. Hukuk Dairesi 2017/16112 E. , 2018/17854 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
...
MAHKEMESİ : ... .... İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... .... Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı kiralayan tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. ... Mahkemesince, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin .../05/2008 tarihinde başladığı, tahliye taahhüdünün bu tarihten sonraki bir tarihte .../08/2008 tarihinde düzenlendiği, davalının tahliye taahhüdündeki tahliye tarihine ve imzaya herhangi bir itirazının bulunmadığı, borçlunun itirazında haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalı tarafından takibe yapılan itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, takibe itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olduğundan tahliye talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının takibe itirazında taşınmazı ilk kiraladığı esnada davacının kendisine bir evrak imzalattığını, kira bedellerini düzenli olarak ödediğini, borcu bulunmadığını beyan ettiği, davalının tahliye taahhütnamesindeki imzaya, taahhütnamenin içeriğine ve tarihe açık bir itirazının bulunmadığı, her ne kadar duruşmadaki beyanında taahhütnamedeki tarihin sonradan doldurulduğunu iddia etmiş ise de, İİK'nin 63. Maddesi hükmüne göre itiraz eden kiracının itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebebini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği, bu durumda tahliye taahhütnamesinin usul ve yasaya uygun olduğu, Mahkemece itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ....02.2016 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile ....08.2008 tanzim ve 28.01.2016 tahliye tarihli adi yazılı belgeye dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, burada yaklaşık ... yıllık kiracı olduğunu, burayı ilk kiraladığı esnada kendisine formalite diye evrak imzalattırıldığını belirterek, tahliye taahhüdündeki tarihe itiraz etmiştir.
İcra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdü noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş değildir. İİK.nin 275.maddesi ve 04.....1957 tarih, .../... sayılı İBK gereğince alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirir. Somut olayda davalı kiracı tahliye taahhüdünün taşınmazın ilk kiralandığı esnada imzalandığını ileri sürerek tahliye taahhüdündeki tanzim tarihine karşı çıkmış olmakla uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği gözetilerek itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü ve itirazın kaldırılması kararına ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nin 373/.... maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ... Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ... Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ........2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN'UN KARARA İLİŞKİN YORUMU;
Konu: Tahliye Taahhüdü ve Tarih İtirazı
1. Tahliye Taahhüdü Nedir?
Kiracının, belirli bir tarihte kiralananı boşaltmayı taahhüt ettiği, yazılı bir belgedir (TBK m.352/1).
Bu taahhüt:
Kira sözleşmesinden sonra düzenlenmelidir.
Yazılı olmalıdır.
Genellikle noter huzurunda düzenlenirse kesin delil niteliği kazanır.
2. Noter Onayı Olmayan Tahliye Taahhüdü
Noterde yapılmamış ya da onaylanmamış bir tahliye taahhüdü de geçerlidir. Ancak:
Tarafların imzaları inkâr edilebilir.
En önemlisi: Düzenleme tarihi tartışmalı hale gelebilir.
3. Kiracının İmzayı Kabul Edip Tarihe İtiraz Etmesi
Eğer kiracı:
✅ İmzayı kabul ederse,
❌ Ancak "bu tarih kira sözleşmesinden sonra değildir" veya "tarih sonradan yazıldı" şeklinde tarihe itiraz ederse,
bu durum basit bir belgeye dayalı ilamsız tahliye takibi ile çözülemez. Çünkü:
Tahliye taahhüdünün düzenleme tarihinin kira sözleşmesinden sonra olması şarttır.
Tarihe yönelik itiraz, belgenin geçerliliğini etkileyen ciddi bir unsurdur.
Bu nedenle, takip hukukunda itirazın kaldırılması yoluna gidilemez.
4. Ne Yapılmalı? → İtirazın İptali Davası
Böyle bir durumda:
Kiraya veren, itirazın iptali davası açmalıdır (İİK m.67).
Mahkeme, tarafları dinler, belgenin tarihinin gerçekten kira sözleşmesinden sonra düzenlenip düzenlenmediğini araştırır.
Gerekirse bilirkişi incelemesi veya tanık beyanı alınır.
5. Yargıtay Uygulaması
Yargıtay da aynı doğrultuda karar vermektedir:
"Noterlikçe düzenlenmeyen veya onaylanmayan tahliye taahhüdünde kiracı, imzayı kabul etmiş fakat tarih kısmına itiraz etmişse, bu husus yargılamayı gerektirir. Bu durumda tahliye taahhüdüne dayanılarak ilamsız tahliye takibi yapılamaz; itirazın iptali davası açılması gerekir."
– Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, E: 2014/5933, K: 2014/8489
✅ Sonuç
İmzayı kabul edip tarihe itiraz varsa, bu artık yargılamayı gerektiren bir hukuki uyuşmazlıktır. Dolayısıyla:
İtirazın kaldırılması değil,
İtirazın iptali davası yoluna gidilmelidir.