Suriyeli göçmenlerin ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı

Suriyeli göçmenlerin ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı

Suriyeli göçmenlerin ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı


Suriyeli göçmenlerin ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı

Suriyeli göçmenlerin ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı

Yargıtay
T.C. Yargıtay 18. CD
Esas: 
2016/11965
Karar: 
2018/8188
K.T.: 
06/06/2018

Özet: Suriye’deki iç karışıklıklar ve çatışmalar nedeniyle yaşanan insani krizin büyümesi nedeniyle ülkesinden ayrılmaya zorlanmış veya ayrıldığı ülkeye dönemeyen Suriyeli göçmenlerin ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmelidir.


Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.

Sanık …’nın 15.03.2012, sanık …’ın 31.03.2012, sanık …’in 26.03.2012,  sanık …’nin 08.04.2012 tarihli eylemleri nedeniyle  göçmen kaçakçılığı  suçundan açılan  davalarda hüküm kurulmamış ise de,  dava zamanaşımı süresi içinde  Yerel Mahkeme tarafından bu hususta karar verilebileceği öngörülerek,  temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu  duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

A)Aşağıda isimleri yazılı olan sanıklar hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan kurulan hükümlerin temyizinde;

15.03.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar …’a

21.03.2012 eylemde;

Sanıklar … ile …’ye

26.03.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar … ile …’ya

27.03.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar … ile …’ye

31.03.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar … ile …’ye

04.04.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar … ile …’ya

07.04.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar …, …, … ile …’e

08.04.2012 tarihli eylemde;

Sanıklar …, … ile …’ye

24.04.2012 tarihli eylemlerde;

Sanıklar …, …, …, … ile …’e

Yükletilen göçmen kaçakçılığı eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda  ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz  denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve  Kanunda öngörülen  suç tipine uyduğu,

Sanık … hakkında  adli sicil kaydında yer alan en  ağır cezayı içeren  ilam yerine, daha az cezayı öngören ilam tekerrüre esas alınmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Sanık … hakkında Hatay 1.  Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2013 tarihli kararı ile  gözaltı ve  tutuklulukta geçirdikleri sürelerin mahsubuna karar verildiği halde,  mükerrer infaza sebebiyet verecek şekilde yeniden mahsup kararı verilmiş ise de, bu hususun infaz aşamasında resen dikkate alınabileceği,

Anlaşıldığından, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ile sanık …  müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak,

B)Sanık … hakkında 21.03.2012, 31.03.2012, 24.04.2012, sanıklar … ile … hakkında 06.04.2012, sanıklar …, …, … ile … hakkında 11.04.2012 tarihli eylemlerde göçmen kaçakçılığı suçundan kurulan hükümlerin temyizinde;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Sanık …’nin atılı suçlamayı reddederek …’lere yansıyan …. nolu telefon hattına ait konuşmaların kendisi tarafından yapılmadığını söylemesi, dosya kapsamında bu hattın sanık tarafından kullanıldığına dair herhangi bir delile ulaşılamaması, sanık …’ın kolluktaki müdafii olmadan verdiği ilk ifadesinde, hattın … isimli kişi tarafından kullanıldığını, bu kişinin … ve… isminde kardeşleri olduğunu, Karaköse köyünde yaşadığını belirtmiş olmasına karşın, atfı cürüm niteliğindeki bu ifadesinden sonraki aşamalarda dönerek telefondaki kişinin … olduğunu söylemesi, dosya kapsamından … ve… isimli kardeşleri olan kişinin … olduğunun anlaşılması ile kaçak göçmenlerin sanık hakkında bir anlatımlarının bulunmaması karşısında, sanığın 21.03.2012 tarihli göçmen kaçakçılığı suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin neler olduğu açıklanmadan,  CMK‘nın 230/1-b maddesine aykırı olarak bu sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi,

2-Sanık … hakkında 21.03.2012, 31,03.2012, 08.04.2012 ve 24.04.2012 tarihli dört ayrı göçmen kaçakçılığı eylemi nedeniyle kamu davası açıldığı, kararın gerekçesinde, sanığın 21.03.2012 ve 08.04.2012 tarihli suçları işlediği kabul edilirken, 31.03.2012 ve 24.04.2012 tarihli suçları işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter hukuka uygun, kuşkudan uzak kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği belirtildiği halde, kararın hüküm kısmında, hangi tarihteki eylemleri nedeniyle cezalandırıldığı belirtilmeden göçmen kaçakçılığı suçundan üç ayrı hüküm kurulmak suretiyle, 31.03.2012 ve 24.04.2012 tarihli eylemlerinden dolayı gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye düşülmesi,

3-2010 yılından sonra Suriye`deki iç karışıklıklar ve çatışmalar nedeniyle yaşanan insani krizin büyümesi sonucunda 29.04.2011 tarihinde bu ülkeden Türkiye’ye yönelik ilk toplu nüfus hareketinin gerçekleştiği, ülkeye gelen Suriyelilerin önce “misafir” şeklinde tanımlandığı, Ekim 2011 tarihinden itibaren ise İçişleri Bakanlığı’nın 1994 sayılı Yönetmeliği’nin 10. maddesi gereğince “geçici koruma statüsüne” alındığı, sonrasında 30.03.2012 tarih ve 62 sayılı “Yönerge” ile Suriyelilerin “geçici koruma” altında olduğu kabul edilmiştir.

Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun “Geçici Koruma” başlıklı 91 inci maddesinde; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22.10.2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliğinde, “geçici koruma”; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma” şeklinde tanımlanmıştır.

TCK’nın 79/1. maddesinde, göçmen kaçakçılığı suçunun, bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkeye sokulması, bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkede kalmasına imkan sağlanması veya bir Türk veya yabancının yasal olmayan yollardan yurt dışına çıkmasına imkan sağlanması, biçimindeki seçimlik hareketlerden biriyle işlenebileceği düzenlenmiştir. Yasal olmayan yollardan ülkeye giren bir yabancının, ülkede kalmasına imkan sağlanması durumunda anılan Kanun maddesine göre, göçmen kaçakçılığı suçu şeklen oluşacak ise de, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak yasal olmayan yollarla ülkeye giriş yapan ve mevzuat düzenlemeleriyle geçici koruma statüsüne hak kazanan iki Suriyeli göçmenin, ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı suçun unsurları oluşmayacaktır.

Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, sanıklar … ile …’ın 06.04.2012 tarihli göçmen kaçakçılığı eyleminde, göçmenlerin Suriyeli olması, sanıkların atılı suçlamayı reddetmeleri, Suriyeli göçmenlerin “..Suriye hükümeti bizi askere almak isteyince Türkiye’ye kaçtık, amacımız Antakya’daki çadır kente gitmekti, kimseye para vermedik..” biçimindeki ifadeleri ile 30/03/2012 tarihli Yönerge” hükümlerine göre Suriyelilere geçici koruma sağlanmış olması ve sonrasında yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu Kanunun 91. maddesine dayanılarak hazırlanan Geçici Koruma Yönetmeliğindeki “geçici koruma” statüsünün içeriğine dair düzenlemeler de dikkate alındığında, unsurları oluşmayan göçmen kaçakçığı suçunda, sanıklar … ile … hakkında yerinde olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,

4-11.04.2012 tarihli göçmen kaçakçılığı eyleminde,….plakalı yolcu otobüsünde ele geçirilen yabancı göçmenlerin uyruklarına dair dosya kapsamında bir bilgiye ulaşılamaması, ve isimleri belli olan bu göçmenlerin Suriyeli olma ihtimalinin varlığı karşısında, bir önceki bentte yapılan bozma nedeni de dikkate alındığında, eyleme iştirak eden suç failleri hakkında yürütülen bir soruşturma veya açılmış bir kamu davasının olup olmadığı tespit edilerek, soruşturma veya kovuşturma dosyası bulunması halinde bu dosyaların tasdikli birer suretleri dosya arasına alınıp, göçmenlerin uyrukları tespit edildikten sonra sanıklar …, …, … ile …’nın hukuki durumlarının değerlendirilmesi zorunluluğu,

5-Kabule göre de;

a) Sanık … hakkında Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2013, sanık … hakkında ise Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.02.2014 tarihli kararları ile gözaltı ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin mahsubuna karar verildiği halde, mükerrer infaza sebebiyet verecek şekilde yeniden mahsup kararı verilmesi,

b) Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan ilamın, kesin nitelikte olması nedeniyle TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasının mümkün olmaması,

c) 07.04.2012 tarihli göçmen kaçakçılığı eyleminde kullanılan 31 K 6289 aracın müsaderesine yönelik temyizde;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Aracı kullanan sanık …’in,aracın kendisine ait olmadığı ve kiraladığı yönündeki ifadesi, malen sorumlu …’nun aracın kiraladığını belirterek buna dair bir günlük araç kiralama sözleşmesi ile faturayı dosyaya sunmuş olması karşısında, malen sorumlunun “iyiniyetli olmadığı” yönündeki kabule dayanak yapılan deliller tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle müsadere kararı verilmesi,

Kanuna aykırı ve sanıklar …, …, …, …, …, …, sanık … müdafii ile malen sorumlu … vekilinin, temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/06/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN