Su Borusunun Silah Sayıldığı / Nitelikli Kasten Yaralama

Su Borusunun Silah Sayıldığı / Nitelikli Kasten Yaralama

Su Borusunun Silah Sayıldığı / Nitelikli Kasten Yaralama


Su Borusunun Silah Sayıldığı / Nitelikli Kasten Yaralama

Su Borusunun Silah Sayıldığı / Nitelikli Kasten Yaralama

Yargıtay
T.C. Yargıtay 3.CD
Esas: 2019/9760
Karar: 2019/9680
K.T.: 07/05/2019

Özet: Silahtan sayılan su borusu ile müştekiyi yaraladığı anlaşılan sanığın temel cezasında artırım yapılmaması suretiyle sanığa eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.


Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

1) Açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına ilişkin yapılan yargılamada, sanığa, duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda karar verilebileceği ihtarını da muhtevi  duruşma gününü bildirir davetiyenin tebliğ edilememesine rağmen, sanığın yokluğunda karar verilerek savunma hakkının kısıtlanması,

2) Gerekçeli karar başlığında katılan …’in adı ve soyadının yazılmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması,

3)  Kasten yaralama suçlarından hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanması sırasında sanık hakkında infaz edilecek hüküm, kurulan yeni hüküm olacağından kararın dayandığı tüm delillerin, bu delillere göre ulaşılan sonuçların,  iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerektiği nazara alınmadan, yazılı şekilde gerekçesiz hükümler kurulmak suretiyle Anayasa’nın 141, CMK’nin 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,

Kabule göre;

4) TCK’nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan su borusu ile müştekiyi yaraladığı anlaşılan sanığın TCK’nin 86/2. maddesi uyarınca belirlenen temel cezasında, TCK’nin 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılmaması suretiyle sanığa eksik ceza tayini,

5) Müşteki ve sanığın olay günü kira konusu evin tahliyesi meselesinden aralarında çıkan tartışma sonrasında karşılıklı olarak kavga ettikleri ve sanığın da basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığı olayda, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Dairemizin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen  haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği halde, bu hususun karar yerinde tartışılmaması,

6) TCK’nin 54. maddesi uyarınca müsaderesi talep edilen adli emanetin 2005/4234 sırasında kayıtlı eşyalar hakkında bir karar verilmemesi,

7) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle,  hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 07.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN