Sanığın Maktulü Öldürme Konusunda Karar Verip Bir Plan Yapması, Bu Kararında Sebat Ve Israr Gösterip Makul Bir Süre Geçmesine Rağmen Dönmemesi / Tasarlayarak Adam Öldürme

Sanığın Maktulü Öldürme Konusunda Karar Verip Bir Plan Yapması, Bu Kararında Sebat Ve Israr Gösterip Makul Bir Süre Geçmesine Rağmen Dönmemesi / Tasarlayarak Adam Öldürme

Sanığın Maktulü Öldürme Konusunda Karar Verip Bir Plan Yapması, Bu Kararında Sebat Ve Israr Gösterip Makul Bir Süre Geçmesine Rağmen Dönmemesi / Tasarlayarak Adam Öldürme


Sanığın Maktulü Öldürme Konusunda Karar Verip Bir Plan Yapması, Bu Kararında Sebat Ve Israr Gösterip Makul Bir Süre Geçmesine Rağmen Dönmemesi / Tasarlayarak Adam Öldürme

Sanığın Maktulü Öldürme Konusunda Karar Verip Bir Plan Yapması, Bu Kararında Sebat Ve Israr Gösterip Makul Bir Süre Geçmesine Rağmen Dönmemesi / Tasarlayarak Adam Öldürme

Yargıtay
T.C. Yargıtay 1.CD
Esas: 2008/8783
Karar: 2009/437
K.T.: 06/02/2009

Özet: Sanığın maktulü öldürme konusunda karar verip bir plan yaptığına, bu kararında sebat ve ısrar gösterip makul bir süre geçmesine rağmen dönmediğine ve olay günü maktulü bu plan gereği öldürdüğüne ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından tasarlamanın şartlarının bulunmadığı gözetilmelidir.


Dava: ….. …..’ı taammüden öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık ….. ……, işbu suçlara yardımdan sanık ….. …..’nın yapılan yargılanmaları sonunda, hükümlülüklerine, …..’in izinsiz silah taşımaktan beraetine ilişkin Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.04.2008 gün ve 123/181 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş, sanıklar duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen re’sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanıklar hakkında duruşmalı, müdahillerin temyizi veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar: 1- Maktulün reşit olmayan çocukları ….. ve …..’a velayeten müdahil olan …..’nun, 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, müdahiller vekilinin, bu suç yönünden kurulan hükme yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

2- Sanık ….. hakkında kurulan hükümlerde, adli sicil kaydında bulunan ….. Asliye Ceza Mahkemesinin tarih ve sayılı ilamı ile ilgili tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

3- Sanık …..’in öldürme ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçları yönünden;

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın  öldürme ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçlarının sübutu kabul, 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçu bakımından, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede, yasal savunmaya, tahrike yönelen ve yerinde görülmeyen sair  temyiz itirazlarının reddiyle,

A) 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçu ile ilgili olarak kurulan hükmün, tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,

B) Öldürme suçu ile ilgili olarak,

a) Dosya kapsamına göre, sanık ile maktulün Kastamonu otogarında işletmecilik yaptıkları ve birbirlerini tanıdıkları, olay tarihinde sanık ile maktulün çarşıda karşılaştıkları, maktulün sanığa bir konu hakkında konuşmak için yazıhanesine geleceğini söylediği, sanığın da bunu kabul ettiği, maktulün akşam saatlerinde sanığı cep telefonundan arayıp geleceğini bildirdiği, aradan geçen zamana rağmen maktulün gelmemesi üzerine bu kez sanığın maktulü cep telefonundan arayarak acele etmesini istediği, bu görüşmeden sonra HTSL raporlarından da anlaşılacağı üzere maktulün, 17 dakika ara ile iki kez daha sanığı aradıktan sonra sanığın işyerine geldiği, burada sanığın maktulü tabanca ile ateş ederek öldürdüğü olayda,

Sanığın  maktulü öldürme konusunda karar verip bir plan yaptığına, bu kararında sebat ve ısrar gösterip makul bir süre geçmesine rağmen dönmediğine ve olay günü maktulü bu plan gereği öldürdüğüne ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle, olayda tasarlamanın şartlarının bulunmadığı gözetilmeden, kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar vermek yerine, yazılı şekilde tasarlayarak öldürme suçundan mahkumiyet hüküm kurulması;

b) Kabule göre;

Sanık lehine olan yasanın belirlenmesi amacıyla, 765 sayılı TCK. ile 5237 sayılı TCK.nun karşılaştırılması sırasında, 5237 sayılı TCK.nun 82/1-a, 62, ve 53. maddeleri ile yapılacak uygulamanın sanık lehine olacağının düşünülmemesi,

2- Sanık …..’in öldürme suçu yönünden;

4422 Sayılı  Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri İle Mücadele Kanunu hükümlerine göre, iletişimin tespiti sınırlı olarak sayılmış suç tipleri bakımından, sınırlı durumlarda yapılmaktayken, 5271 Sayılı CMK’nun yürürlüğe girmesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi uyarınca 4422 Sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış, 5271 Sayılı CMK’nun 135. maddesi ile yeniden düzenlenmiş, düzenleme ile iletişimin tespiti yapılabilecek suçların sayısı artırılmış, bu suçlar arasında 5237 Sayılı TCK’nun 81, 82 ve 83. maddelerindeki öldürme suçları da dahil edilmiştir. 5271 Sayılı CMK’nun 138. maddesi, yürürlükten kalkan 4422 Sayılı Kanundan farklı olarak, bir başka suçun işlendiği şüphesini uyandıracak şekilde tesadüfen elde edilen delillerin değerlendirilmesi olanağını tanımış, bu delillerin dikkate alınabilmesi için de sözkonusu suçun TCK’nun 135. maddesinde sayılan suçlardan olması gerektiğini belirtmiştir.

Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulurken, delil olarak kabul edilen sanık ile tanık Nurettin arasında gerçekleşen telefon dinleme kayıtları, tanık ……’in de içinde bulunduğu soruşturma sırasında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin ……. değişik iş numaralı iletişimin dinlenmesi ve tespiti kararı ile elde edilmiştir.

Bu dinleme kararı doğrultusunda, olay günü olan 19.08.2004 ve bir gün sonrası 20.08.2004 tarihleri arasında 2 kez tanık ……’in sanığı cep telefonundan araması sırasında olayla ilgili görüşmeler tespit edilmiştir.

Sanığa ait olan iletişimin tespiti tutanakları tesadüfen elde edilmiş delil niteliğindedir. 4422 Sayılı Kanun, tesadüfen elde edilmiş delillerle ilgili bir düzenleme getirmediği gibi, 5271 Sayılı CMK’nun 138. maddesi de söz konusu iletişimin tespiti tutanaklarına yasal bir delil niteliği kazandırmamaktadır. Zira, tesadüfen 19.08.2004 tarihinde tespit edilen ilk görüşmeden sonra bu durum Cumhuriyet Savcısına bildirilmemiş, davayı gören mahkemenin 11.02.2005 tarihli yazısı ile istenen tespit tutanakları, iletişimin tespiti kararını veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin …… numaralı yazısı ile gönderilmiş, dosyaya da 07.04.2005 tarihinde girmiştir.

Usul ve yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi hükmün, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, sanık …..’in Tahliyesine, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse, salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 06.02.2009 gününde, Üye Hakim ….. ve Üye Hakim …….un değişik gerekçeleri ve oybirliği ile karar verildi.

DEĞİŞİK GEREKÇE

Dosyada bulunan telefon dinleme tutanaklarına göre, olay günü maktulü olay yerine davet edenin sanık …… olmayıp, aksine ısrarla görüşmek isteyenin maktul …… olduğu, yine ani gelişen kasıt sonucu, sanık …..’in maktulü birden çok ateş ederek öldürdüğü, bu kabul altında tasarlamadan söz edilmeyeceği gibi, ağabeyi olan diğer sanık Alper’in de sanık Alp’i azmettirmesinden söz edilemeyeceğinden, sonuçta: Sanık ……’in yüklenen tüm suçlardan beraatine, Sanık ……’in ise kasten insan öldürme ve yasak silah suçlarından mahkum edilmesi görüşü ile, sadece bu gerekçe ile hükmün bozulması gerektiği görüşündeyiz.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN