ORTAK ALANA MÜDAHELE ŞEKLİNDEKİ YAPININ UZUN YILLARDIR SÖZ KONUSU YERDE OLMASI VE BUNA SES ÇIKARILMAMASI YAPININ YAPILMASI İÇİN GEREKLİ ÇOĞUNLUĞUN SAĞLANMAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2019/5896 E. , 2020/1992 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile, ... ilçesi, ... mahallesi, ... sokak ... ada 6 sayılı parselde bulunan ... Apartmanı 6 Nolu bağımsız bölümünün maliki olduğunu parselde 2 adet blok bulunmakta olduğunu, diğer blokun ... Apartmanı olduğunu, davalı ile ... Apartmanı maliki arasında daha önce Alanya 4. Noterliğinin 03/03/1998 tarih ve 275 sayılı muvafakatnamesi ile rızai taksim yapıldığını davalıya ait bina yapılırken davalı tarafından parselin gelişigüzel şekilde ayrıldığını, tüm ortak alanların davalı tarafından kullanıldığını, davalının ortak alanların bir kısmına ağaç diktiğini, kümes yapıp tavuk beslediğini, tüm uyarılara rağmen ortak alana müdahalede ısrar ettiğini ileri sürerek davalının ortak yerlere müdahalesinin önlenmesini, davalı tarafından ortak yerlere yapılan uygulamaların kaldırılmasını, ortak alanların mimari ve peyzaj projesine uygun hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.
Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/257 E. - 2018/1484 K. sayılı ilamı ile davalı tarafından yapılan imalatların ana gayrimenkulun ortak alanına müdahale niteliğinde olduğu, bu hususta bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olduğuna dair herhangi belge olmadığı gibi bu yönde kat malikleri kurulunda da karar alınmadığı ve yapılan imalatların imar mevzuatına aykırı bulunduğu, bu sebeple kaldırılarak eski hale getirilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davalıya ortak alanın tecavüzünü sonlandırması ve eski haline iadesi hususunda 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi uyarınca 30 gün süre verilmesine karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/472-2019/1033 E.-K. karar sayılı kararıyla “Kat Mülkiyeti Kanununun 18. ve 19. maddelerine ve tasdikli mimari projeye aykırı şekilde ... ilçesi ... mah. ... ada 6 sayılı parsel üzerinde bulunan B blok bağımsız bölüm maliki davalı ... tarafından, ... apartmanının giriş yolunun güneyinden başlayarak iki bina arasında fiziki olarak bölen ve rapordaki kroki 3.1 de verildiği üzere tel çitin yapıldığı ve ... apartmanının ... apartmanına bakan yönünde bahçe içerisinde davalının yapmış olduğu ve kullandığı rapordaki kroki 3.1 de yeşil boyanmış 3 numara ile gösterilmiş alanda yer alan kümesin yapıldığı, bu suretle müdahalede bulunulduğu, davalı her ne kadar kümesin etrafa rahatsızlık vermediğini, iki tavuğun sığabileceği kadar küçük olduğunu, içi boş halde durduğunu belirtmiş ise de bunlar sonuca etkili olmayıp, bu konuda kat maliklerinden yeterli sayıda çoğunlukla gerekli izin ve onayın alınmadığı, yine davalı vekili bilirkişi raporunda belirtilen tel çitin yüklenici ile davacının talebi üzerine müvekkilinin muvafakati ile yapıldığını ve on üç yıl boyunca bu şekilde kullanıldığını belirtmiş ise de; böyle bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı
gibi, yönetim
planında yer almadığı, sözleşmenin ancak sözleşme taraflarını bağlayacağı, uzun yıllardır bu şekilde kullanılmasının tespit edilen müdahaleyi haklı ve kanuna uygun hale getirmediği” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan REDDİNE karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22/06/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN'UN KARARA İLİŞKİN YORUMU;
Evet, doğru. Ortak alana müdahale şeklindeki yapının uzun yıllardır söz konusu yerde olması ve buna ses çıkarmamış olunması, yapının yapılması için gerekli çoğunluğun sağlanamayacağı anlamına gelmez.
Ortak Alan ve Kat Mülkiyeti Hukuku:
Kat mülkiyeti hukukunda, ortak alanlar söz konusu olduğunda, bu alanların kullanımı ve değişiklik yapılması ile ilgili kararlar, kat maliklerinin çoğunluğunun onayına tabidir. Ortak alanlar, bütün kat maliklerinin haklarına etki edebilecek alanlar olduğu için, bu alanlarda yapılacak herhangi bir değişiklik veya müdahale için belirli kurallar uygulanır.
Uzun Yıllar Boyunca Sessiz Kalmanın Etkisi:
Bir yapının uzun yıllardır var olması ve buna ses çıkarılmaması, mevcut durumun kabul edildiği anlamına gelebilir. Ancak, bu durum yapılan müdahalenin hukuken geçerli olduğu anlamına gelmez. Kat mülkiyeti kanunlarına göre, ortak alana yapılacak herhangi bir müdahale, diğer kat maliklerinin çoğunluğunun onayını gerektirir.
Eğer bir kat maliki, ortak alanlarda bir değişiklik yapıldığına dair sesini çıkarmamışsa, bu durum, kat maliklerinin çoğunluğunun izninin alınması gerektiği gerçeğini değiştirmez. Uzun süre boyunca sessiz kalmış olmak, sadece bu durumu tolerans gösterme olarak değerlendirilebilir, ancak bu durum çoğunluğun izninin gerekliliğini ortadan kaldırmaz.
Çoğunluğun Sağlanması:
Kat mülkiyeti hukukuna göre, ortak alanlarda yapılacak değişiklik için gereken çoğunluğun sağlanması gerekmektedir. Söz konusu yapının yapılması için kat maliklerinin çoğunluğunun onayı gereklidir. Bu çoğunluk, yapının hukuken geçerli olması için zorunludur. Eğer bu çoğunluk sağlanamazsa, yapılan değişiklik veya müdahale hukuki açıdan geçersiz olabilir.
Sonuç:
Ortak alana müdahale şeklindeki yapının uzun yıllardır var olması ve buna ses çıkarmamış olunması, yapının yapılması için gerekli çoğunluğun sağlanamayacağı anlamına gelmez. Kat mülkiyeti hukukuna göre, her ne kadar uzun yıllar boyunca sessizlik söz konusu olsa da, ortak alanlarda yapılacak değişiklikler için kat maliklerinin çoğunluğunun onayının alınması gerekir ve bu onayın alınamaması, müdahalenin geçerli olmamasına neden olabilir.