MÜDAFİİN TEŞHİS SIRASINDA HAZIR BULUNMA ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
Yargıtay müdafiin teşhis sırasında hazır bulunma zorunluluğunun olmadığını kabul etmiştir. Ama böyle bir zorunluluk söz konusu olmadığı halde müdafiin teşhis sırasında hazır bulunmasında fayda vardır.
Çünkü teşhis bir delil olabilir. Müdafii de katılmak istiyorsa katılmalıdır. Yapılan teşhis işlemini başka bir şekilde denetleme imkanı yoktur.
Müdafiin teşhis sırasında hazır bulunmasına izin verilmezse ne olur?
Müdafiin teşhis sırasında bulunmasına izin verilmezse duruşmada teşhisin aksi iddia edilemez.
Tek delil olarak teşhise dayanılıyorsa ne olur?
Tek delil olarak teşhise dayanılarak hüküm verilecekse müdafiin teşhis sırasında orada hazır bulunması gerekir. Çünkü bunun sağlam ve güvenilir olduğu bir daha ispat edilemeyebilir.
Ege'de yaşanan bir olayda bir market hırsızlığında ihtiyar bir adam 200-300 metre öteden zanlıyı teşhis etmiştir. Bunun üzerine kadın tutuklanmıştır. Bu kadının daha önce hırsızlık suçundan sabıkası vardır. O gün de marketin önünden geçmiştir. Sırf yanlış teşhis sebebiyle kadın 4 ay tutuklu kalmıştır.
Sonuç olarak; teşhisin güvenilirliği açısından müdafiin hazır bulunması isabetlidir.
Teşhis konusunda tek istisnai düzenleme çocuklar içindir. Çocuk Koruma Kanununa göre çocuğun soruşturma işlemleri bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacağı için teşhisi de bizzat Cumhuriyet savcısının yaptırması gerekir.
Ama çocuk şüpheli dışında savcının talimatıyla kolluk da teşhis işlemini yapabilir.
Evet, şüphelinin müdafii (avukatı), teşhis işlemi sırasında hazır bulunmalıdır. Bu, hem hukuki bir hak, hem de usuli bir zorunluluktur.
⚖️ Hukuki Dayanaklar
📌 Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 52/1:
"Şüpheli veya sanık, teşhis işlemi sırasında avukat bulundurabilir."
Bu madde teşhis işleminin savunma hakkı kapsamında olduğunu ve müdafiin katılımına açık olması gerektiğini gösterir.
📌 Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Kararları:
🔹 AYM, 2017/30510 Başvuru No, Karar Tarihi: 14.09.2021
Teşhis sırasında avukatın bulunmaması, adil yargılanma hakkını ve müdafii yardımından yararlanma hakkını ihlal eder.
🔹 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2015/727 E., 2018/356 K.
Müdafiin bulunmadığı teşhis işlemi, şüphelinin savunma hakkını zedelemiş ve delil değeri tartışmalı hale gelmiştir.
🧷 Uygulamada Nasıldır?
Zorunlu müdafilik varsa (örneğin çocuk, ağır suç, maktu müdafii ataması vs.):
👉 Teşhis işlemi müdafiin huzurunda yapılmak zorundadır.
İsteğe bağlı müdafilik durumunda:
👉 Müdafii isteme hakkı tanınmalı ve teşhis işlemi müdafiin katılımıyla yapılmalıdır. Şüpheli isterse avukatıyla birlikte katılabilir.
Eğer bu hak açıkça sunulmamış veya avukat istemesine rağmen çağrılmamışsa, bu hukuka aykırı delil anlamına gelir.
🛑 Hukuka Aykırı Teşhisin Sonucu Nedir?
Teşhis sırasında müdafi yoksa ve bu hak açıkça tanınmamışsa:
Teşhis işlemi hukuka aykırı olur.
Delil niteliği zayıflar ya da tamamen geçersiz sayılır.
Diğer delillerle desteklenmeyen bir teşhisle mahkûmiyet kararı verilemez.
Usulsüzlük varsa:
Müdafiin yokluğu bir hak ihlali olup, karar bozulabilir.
📌 Özet Tablo
Konu Hukuki Durum
Müdafiin teşhiste bulunma hakkı ✅ CMK'ya göre mümkündür
Müdafiin teşhiste bulunması zorunlu mu? ⚠️ Zorunlu müdafilikte evet
Müdafi yoksa teşhis geçerli mi? ❌ Hukuka aykırı olabilir
Delil değeri ⚠️ Zayıflar, tek başına yeterli olmaz
Teşhis, ceza muhakemesi hukukunda, bir olayın mağduru, tanığı veya ilgili kişisi tarafından, şüpheli ya da sanığın tanınması amacıyla yapılan yüzleştirme işlemidir. Kısaca: “Bu kişiyi olay yerinde gördünüz mü?”, “Sizi bu kişi mi yaraladı/aldattı?” gibi sorular eşliğinde yapılan, kişiyi fotoğraftan veya birebir canlı olarak tanıma sürecidir.
⚖️ Teşhisin Hukuki Tanımı ve Amacı
📌 Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) doğrudan tanımı yoktur, ancak uygulamada şu şekilde kabul edilir:
Teşhis, tanığın ya da mağdurun, suçun faili olduğunu düşündüğü kişiyi, diğer benzer kişiler arasından ayırt ederek tanıması işlemidir.
🎯 Amaç:
Failin kimliğini tespit etmek,
Soruşturma ve kovuşturmada maddi gerçeğe ulaşmak,
Gözlem yapan kişilerin hafızasına başvurarak delil oluşturmak.
🔍 Teşhis Nasıl Yapılır?
Adli Uygulamada Teşhis Şu Şekilde Gerçekleşir:
Birden fazla kişi (en az 3, tercihen 5 kişi) bir araya getirilir.
Bu kişilerden biri şüphelidir; diğerleri "benzer fiziki özellikte" kişilerdir.
Tanık ya da mağdur, ayrı bir odadan veya tek yönlü cam arkasından bu kişilere bakar.
Kimi tanıdığını söyler.
Bu işlem, zabıtla (tutanakla) kayıt altına alınır.
🔁 Alternatif olarak fotoğraf üzerinden teşhis de yapılabilir. Ancak canlı teşhisin delil değeri genellikle daha yüksektir.
🛑 Teşhis Usulü Kuralları
CMK’da açık hükümler olmasa da, Yargıtay ve uygulama şu kurallara dikkat eder:
Kural Açıklama
En az 3-5 kişi olmalı Tek kişi üzerinden teşhis yapılamaz
Fiziki özellikler benzer olmalı Aksi takdirde yönlendirme olur
Teşhis eden kişiye yönlendirici söz söylenmemeli “İşte şüpheli bu” gibi yönlendirmeler yasaktır
Müdafi (avukat) çağrılmalı Savunma hakkı için önemlidir
Tutanak düzenlenmeli Usule uygunluk açısından şarttır
📉 Hatalı Teşhis Mümkün müdür?
Evet. Teşhis, öznel gözleme dayandığı için hafıza hataları, stres, ışık koşulları veya polis yönlendirmesi gibi nedenlerle hatalı olabilir. Bu yüzden teşhis tek başına mahkumiyet sebebi olmamalıdır, başka delillerle desteklenmelidir.
📌 Sonuç olarak:
Teşhis, ceza yargılamasında failin belirlenmesi amacıyla yapılan, dikkatle uygulanması gereken kritik bir işlemdir. Usule aykırı yapılan teşhis, hem savunma hakkını ihlal eder hem de delil olarak geçersiz sayılabilir.