KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI


KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMIKÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

Kötü niyetli , zilyetliğinin haksız olduğunu bilen veya bilebilecek durumda olan anlamına gelir.Başlangıçta iyiniyetli olan sonradan kötüniyetli hale gelebiliyordu. Gelirse o andan itibaren hakkında kötüniyetli zilyede ilişkin hükümler uygulanıyordu.

Kötü niyetli haksız zilyedin iade borcunu yükümlülükleri ve hakları olarak ikiye ayrılalım.

  1. Kötüniyetli Zilyedin Yükümlülükleri

a) Malı iade yükümlülüğü

Düşünün ki hırsız atınızı çaldı. Kötüniyetli zilyet malı iade borcu altındadır. Hırsız malı elinden çıkarmışsa örneğin birisine bağışlamışsa , elinde maldan geriye bir şey kalmamışsa bile kötü niyetli olduğu için malın bedelini tazmin etmek zorundadır.

Diyelim ki hırsız A nın atını çaldı. A nın da at arabası varmış. Atı çaldığı için artık o işi yapamayacak duruma gelmiş ve işi bırakıp kendisine bir berber dükkanı açmış yani iş değiştirmek zorunda kalmış. Sonra hırsızı bulmuş ona dava açmış. Hırsız da atı vereyim demiş. A için atın iadesi artık faydasızdır. A hırsıza at sende kalsın bana bedelini tazmin et diyebilir.

Malın geri verilmesi malik için faydasız hale gelmişse malı kötüniyetli zilyede bırakıp zararının tazminini isteyebileceği doktrinde öne sürülmektedir.Peki acaba kötü niyetli haksız zilyet malın başına gelen zararlardan sorumlu mu ? Kötü niyetli zilyedin sorumluluğu m. 995 te düzenlemiştir.

2. İyi niyetli olmayan zilyet bakımından

MK m.995 : İyi niyetli olmayan zilyet , geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.

İyi niyetli olmayan zilyet , yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.

İyi niyetli olmayan zilyet , şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.

Diyelim ki A nın atını hırsız çaldı. Hırsız kötüniyetli haksız zilyettir. Şu anda at hırsızın zilyetliğindedir. Hırsız bu atın başına gelecek zararlardan kusuru olmasa bile sorumludur.

Mesela at hırsızın ahırında duruken yangın çıkmış ve at telef olmuş . Atın ölümünde hırsızın kusuru yoksa bile yine de zarardan sorumludur. Çünkü bu zarar haksız alıkoyma yüzünden meydana gelmiştir. At hırsızın zilyetliğinde olmasaydı bu zarar meydana gelmeyecekti.

Malın haksız alıkonulması ile zarar arasında illiyet bağı varsa kötüniyetli zilyet zarardan kusursuz sorumludur. Buradaki sorumluluk haksız fiil esaslarına dayanır. Sorumlulukta kusur aranmaz.

At hırsızın ahırında olmasaydı telef olmayacaktı. O zaman haksız alıkoyma ile zarar arasında illiyet bağı vardır. Bu durumda hırsız , kusuru olmasa bile zarardan sorumludur.

Düşünün ki çalınan at yaşlı veya hasta bir atmış. Hastalığı sebebiyle 2 saat sonra ölmüş. Yani hırsız çalmasaydı da yine de zarar meydana gelecektiyse o zaman illiyet bağı yoktur ve hırsız artık zarardan sorumlu değildir. Bu durumu hırsız ispatlayacaktır.

İlliyet bağından dolayı mücbir sebepten hırsız sorumlu olabiliyor. Mesela at hırsızın ahırındayken ahıra yıldırım düşmüş ve at ölmüş. Hırsız bu zarardan sorumludur. At ahırda olmasaydı ölmeyecekti. Normalde yıldırım mücbir sebeptir. Ancak illiyet bağı varsa hırsız mücbir sabapten dahi sorumludur.

Diyelim ki A ile hırsız aynı köyde oturuyor ve köyde deprem oldu bütün ahırlar yıkıldı. O zaman illiyet bağı kesilmiş olur. Ve hırsızı zarardan sorumlu tutamayız. Yani mal A nın zilyetliğinde olsaydı da aynı zararın meydana geleceği kanıtlarsa hırsız zarardan sorumlu değildir.

m.995 'in son fıkrası şöyle bir hüküm getirmiştir. Diyor ki kötüniyetli fakat daha sonra Ü pişman olmuş ve atı sahibine geri vermek istemiş. Fakat kime iade etmesi gerektiğini bilmiyormuş. Bu durumda Ü , zararlardan ancak kusuru varsa sorumludur. Bakın burada kötüniyetli zilyedin kusursuz sorumluluğu kalkıyor. Ancak tabiiki burada malın sahibini bulmak için gerekli özeni göstermiş olmak da gereklidir.

Mesela Ü atın sahibini bulamıyor ve at ahırdayken yıldırım düşüyor at ölüyor. Burada Ü 'nün kusuru olmadığı için zarardan sorumlu değildir. Ü kime vereceğini bilseydi ve götürüp vermeseydi kusursuz sorumlu olurdu.

Ü malı kime vereceğini biliyor fakat içinde içinde bulunduğu fiili imkansızlık sebebiyle geri vermiyorsa örneğin Ü edirnede A ise ankarada yaşıormuş Ü'nün yaşadığı ilde sıkıyönetim ilan edilmiş , sınırlar kapatılmış Ü gelip malı geri veremiyor. Burada da kıyasen yine kusuru varsa sorumludur. diyeceğiz.

b)Elde ettiği ürünleri tanzim

Kötü niyetli zilyet , maldan elde ettiği ürünler varsa bunları geri verecektir. Ürün doğal ürün de olabilir. Mesela tarladaki mahsul gibi veya ineğin sütü gibi , hukuki üründe olabilir. Mesela kira geliri , faiz geliri gibi gelirler hukuki ürünlerdir. Ürün aynen mevcutsa kötüniyetli zilyet bunları aynen iade etmek zorundadır. Örneğin

tarlayı ekip biçmiş ürünler aynen duruyorsa kendisi bunlara malik olmadığı için ürünleri aynen geri verecek. Ürünleri satmışsa bedelini ödeyecektir.

Ürünlerin iadesi bakımından hak sahibinin zarara uğraması şartı yoktur. Yani ürünler hak sahibinin elinde olsaydı hak sahibi bu ürünleri elde etmeyecek olsa bile kötüniyetli zilyet elde ettiği ürünleri sahibine iade etmelidir.

c)Elde etmeyi ihmal ettiği ürünleri tazmin

Kötü niyetli zilyedin elde etmeyi ihmal ettiği ürünler varsa bunları da tazmin etmek zorundadır. Örneğin tarladaki mahsulü zamanında toplamayıp telef olmasına yol açmışsa kötüniyetli olduğu için bu toplamadığı ürünlerden de sorumlu olur. Mesela malı kiraya vermiş ama kira bedelini zamanında talep etmemiş ve kira bedeli alacağı zamanaşımına uğramış. Bu durum da elde etmeyi ihmal ettiği ürün sayılır. Ve bunu da tazmin edebilir.

Kötü niyetli zilyet malı bizzat kullanıp maldan yararlanmışsa kullanma karşılığında bir tazminat istenip istenmeyeceği doktrinde tartışmalıdır. Buna hukukta fuzuli işgal halinde (fuzuli işgal , haksız yere bir kişinin kötüniyetli olarak malınıza el koyması , onu kulanması demektir).Ecri misil tazminatı diyoruz.

Eski hukukumuzda fuzuli işgal kira olarak kabul ediliyordu. Yani fuzuli işgal durumunda ecri misil tazminatı kira bedeli kabul edilerek isteniyordu.

Diyelim ki hırsız malınızı haksız yere kullanmış sanki kiralamış gibi hesaplayacağız Ne kadar kullanmışsa kiralamışsa ondan tazminat istenebiliyordu. Yargıtay 1938 tarihli içihadı birleştirme kararında ecri misil tazminatını eski hukukun da etkisiyle kira bedeli gibi 5 yıllık zamanaşımına tabi tutmuştur. 1950 tarihli içtihadı birleştirme kararında ise Yargıtay , fuzuli işgalin kiraya benzetilmeyeceğini bunun bir haksız fiil sayılması gerektiğini ve ancak bir zarar varsa tazmin ettirileceğini kabul etmiştir.

Yargıtayın bu kararına göre malik mal elinde olsaydı kiraya vermeyecektiyse o zaman ortada bir zarar olmadığı için bunun tazmini istenemez. Bizim savunduğumuz görüşe göre mal zaten kiraya verilecek bir malsa bizim kötüniyetli zilyet malı kiraya vermeyip kendisi kullanmışsa bu zaten elde etmeyi ihmal ettiği gelir sayılır.

KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

Ayrıca bir zararı ispat etmeye gerek yoktur. Mal kiraya verielemeyecek bir malsa herhangi bir tazminat istenemez.

Ecri misil tazminatı Yargıtayca haksız fiil esasına dayandırılmış olmasına rağmen Yargıtay kira bedelini ilişkin 5 yıllık zamanaşımını uygulamaktadır. Yargıtaya göre kötü niyetli zilyetlerden geçmişe dönük olarak en çok 5 yıllık ecri misil istenebilir. 5 yıldan öncekiler zamanaşımına uğramıştır. Diyelim ki biri tarlanızı 10 yıldır haksız yere kullanıyor. Yargıtay diyor ki son 5 yıl için tazminat isteyebilirsiniz. Bize göre ise eğer bu bir haksız fiilse 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.

Kötü niyetli zilyet maldan mal sahibinin elde etmeyeceği ve edemeyeceği bazı karlar sağlamışsa bunları tazmin etmek zorundadır. Bu karlar için BK m. 414 'te yer alan vekaletsiz iş görme hükümlerine göre bunlar kendisinden istenebilir.

2.Kötü Niyetli Zilyedin Hakları

Kötü niyetli zilyet ancak mal için yaptığı zorunlu giderleri isteyebilir. Fakat alıkoyma hakkı yoktur. Yani kötü niyetli zilyet malın sahibine giderlerimi öde sonra malı iade edeceğim deme hakkına sahip değildir. Malik giderleri ödemiyorsa bu giderler ayrıca sebepsiz zenginleşme davasıyla istenebilir. Giderleri talep hakkı malın geri verilmesinin istenmesiyle doğduğu için zamanaşımı da bu tarihten itibaren işlemeye başlar.

Yararlı ve lüks giderleri ise isteyemez. Bunlar asıl eşyaya zarar vermeden sökülüp alınabiliyorsa bunlar söküp alabilir. Ancak mal sahibinin bedelini ödemeyi teklif etmemiş olması gerekir.

KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI-KÖTÜ NİYETLİ HAKSIZ ZİLYEDİN İADE SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

kaynak. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DERS NOTLARI

https://www.gizemuzun.av.tr/iyi-niyetli-haksiz-zilyedin-iade-borcunun-kapsami

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN