KORKUTMA(İKRAH) NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ

KORKUTMA(İKRAH) NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ

KORKUTMA(İKRAH) NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ


KORKUTMA NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ

KORKUTMA(İKRAH) NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ

Korkutma Nedeniyle Sözleşmenin İptali: Hukuki Değerlendirme ve Uygulama Alanları

Giriş

 

Sözleşmeler, tarafların iradeleri doğrultusunda yapılan ve karşılıklı hak ve borçlar doğuran anlaşmalardır. Ancak, bir sözleşme özgür irade ile yapılmış olsa bile, sözleşmenin geçerliliği zaman zaman dışsal etkenlerden etkilenebilir. Bu etkenlerden biri, korkutma (veya tehdit) nedeniyle yapılan sözleşmelerdir. Borçlar Hukuku'nda, bir tarafın diğerini korkutarak sözleşmeye girmeye zorlaması, özgür iradenin ihlali anlamına gelir ve bu durumda sözleşme, iptal edilebilir. Bu makalede, korkutma nedeniyle sözleşmenin iptaline ilişkin hukuki değerlendirmeler yapılacak, korkutma kavramı açıklanacak ve konuya dair yasal düzenlemeler ve örnekler ele alınacaktır.

 

Korkutma (Tehdit) Kavramı ve Hukuki Niteliği

Korkutma veya tehdit, Borçlar Kanunu’nun 28. maddesinde düzenlenen bir irade sakatlığı türüdür. Bir kişinin iradesinin, diğer kişi tarafından yapılan bir tehdit sonucunda oluşması, o iradenin özgür olmadığını ve dolayısıyla sözleşmenin geçerliliğini tehlikeye atabileceğini gösterir. Korkutma, genellikle bir kişinin hayatına, malına, onuruna ya da özgürlüğüne yönelik yapılan tehditler aracılığıyla gerçekleşir.

 

Tehdit, somut bir zarar tehdidi veya olası bir zararın işaret edilmesiyle şekillenir. Tehdit edilen kişi, bu tehditten korkarak ve zarar görmemek amacıyla sözleşmeye girmeye karar verir. Buradaki kritik nokta, tehdit sonucu oluşan sözleşmenin, tehdit edilen kişinin gerçek iradesini yansıtmaması ve bu nedenle geçersiz olmasıdır.

 

Türk Borçlar Kanunu'nda korkutma nedeniyle yapılan sözleşmeler, ancak belirli koşullar altında iptal edilebilir. Bu koşulların yerine gelmesi durumunda, korkutma nedeniyle yapılmış bir sözleşme, iptal edilebilir. İptal hakkı, tehdit edilen tarafın talebiyle kullanılabilir.

 

Borçlar Kanunu’na Göre Korkutma Nedeniyle Sözleşmenin İptali

Türk Borçlar Kanunu'nun 28. maddesi, korkutma nedeniyle sözleşmenin geçersizliğini düzenler ve aşağıdaki unsurları içerir:

 

Korkutma (Tehdit) İçin Somut Bir Zarar Tehdidi Gereklidir: Korkutmanın geçerli olabilmesi için, tehdit edilen kişinin maruz kaldığı tehdidin gerçek ve ciddi bir zarara yol açma potansiyeline sahip olması gerekir. Bu zarar, kişinin kişisel güvenliği, malvarlığı, özgürlüğü veya onuru ile ilgili olabilir.

 

Tehdit Edilen Kişinin Korkutma Nedeniyle Sözleşmeye Girmesi: Korkutulan kişinin iradesi, tehdidin etkisiyle şekillenir. Korkutma nedeniyle yapılan sözleşmede, sözleşmeye giren kişi, tehditten kurtulabilmek için sözleşmeye imza atmıştır. Yani, tehdit edilen kişi, zorunluluk ve korku altında bir karar alır.

 

Tehdit Edilen Kişinin İptal Hakkı: Korkutma sonucu yapılan sözleşme, tehdit edilen kişinin iptal hakkına sahiptir. Bu kişi, tehditten kurtulduğu anda veya tehdit ortadan kalktığında, sözleşmeyi iptal etme hakkına sahiptir. Bu iptal hakkı, sözleşmenin yapılmasından sonra belirli bir süre geçmeden kullanılmalıdır.

 

Tehdit Eden Kişinin Kötü Niyetli Olması: Tehdit, kötü niyetli bir kişi tarafından yapılmalıdır. Eğer tehdit eden kişi, taraflardan biri tarafından iyi niyetle, bir menfaatin temin edilmesi amacıyla yapılmışsa, söz konusu tehdit, iptal hakkını doğurmaz.

 

Korkutma Nedeniyle Sözleşmenin İptali Hakkının Kullanılması

Korkutma nedeniyle yapılan bir sözleşme, yalnızca tehdit edilen kişi tarafından iptal edilebilir. Bu durumda, tehdit edilen kişi, sözleşmeyi imzaladıktan sonra tehditten kurtulduğunda, sözleşmeyi iptal etme hakkına sahip olur. İptal talebi, sözleşmenin yapıldığı andan itibaren bir süre sonra da yapılabilir. Ancak, bu hak zamanaşımına tabi olabilir.

 

Türk Borçlar Kanunu’na göre, korkutma nedeniyle yapılan sözleşmelerin iptali için zamanaşımı süresi genellikle iki yıldır. Bu sürenin sonunda, tehdit eden kişinin kötücül davranışları ortadan kalksa da, sözleşme geçerli sayılabilir. İptal talebinin yapılabilmesi için kişinin tehditten kurtulmuş olması ve iradesinin yeniden özgürleşmiş olması gerekmektedir.

 

Korkutma Nedeniyle İptal Edilen Sözleşmelere Örnekler

Örnek 1:

Ayşe, Ali'nin kendisine yönelik tehditleri sonucu, ona taşınmazını satmak zorunda kalır. Ali, Ayşe'nin malını almak için, Ayşe'yi korkutarak satışa zorlar. Ayşe, tehdit nedeniyle satış sözleşmesini imzalar. Ancak, tehdit ortadan kalktığında, Ayşe, korkutma nedeniyle imzalamış olduğu satış sözleşmesini iptal etme hakkına sahiptir.

 

Örnek 2:

Mehmet, Sevim’i psikolojik olarak zor durumda bırakıp ona bir borç senedi imzalatır. Sevim, Mehmet’in tehditleri nedeniyle bu senedi imzalar. Ancak, tehdit ortadan kalktığında, Sevim, bu sözleşmeyi iptal etme hakkına sahiptir.

 

Sonuç

Korkutma nedeniyle yapılan sözleşmeler, Türk Borçlar Kanunu'na göre geçersiz sayılabilir ve tehdit edilen kişi, özgür iradesiyle hareket etmediği için bu sözleşmeyi iptal etme hakkına sahiptir. Korkutma (veya tehdit), sadece kişinin psikolojik ya da fiziksel olarak korkutulmasıyla gerçekleşmez; aynı zamanda tehdit edilen kişinin zarar görmesi ihtimali de söz konusu olmalıdır. Tehdit edilen kişi, özgür iradesi ile bir sözleşme yapmadığı için, bu sözleşmeyi iptal edebilir. Ancak, iptal hakkı için belirli bir süre zarfında başvurulması gerekmektedir ve iptal talebi kötü niyetli davranışların varlığını da gerektirir.

 

Bu bağlamda, korkutma (tehdit) ile sözleşmeye giren bir kişi, bu durumu hukuken iptal etme hakkına sahip olup, bu hak, zaman aşımına uğramadan kullanılmalıdır.

 

 

 

Örnek: Taşınmaz Satışı ve Korkutma Nedeniyle İptal

Ahmet, mali olarak zor durumda olup, bir taşınmazını satmayı düşünmektedir. Bir gün, Ahmet'in komşusu Hasan, Ahmet’e yönelik ciddi tehditlerde bulunur. Hasan, "Eğer taşınmazını satmazsan, evini yakarım ve seni ciddi şekilde zarar uğratırım" şeklinde korkutucu ifadeler kullanır. Ahmet, bu tehditler karşısında korkuya kapılır ve zorunlu olarak taşınmazını Hasan’a satmaya karar verir. Ancak, Ahmet bu satış işlemini yalnızca Hasan’ın tehdidi altında yapmıştır ve iradesi özgür değildir.

 

Bir süre sonra, Ahmet'in korkusu dağılır ve tehdit ortadan kalkar. Ahmet, yaptığı taşınmaz satışının aslında özgür iradesiyle yapılmadığını fark eder ve korkutma nedeniyle bu sözleşmeyi iptal etmek için yasal yola başvurur.

 

Ahmet, Türk Borçlar Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca, Hasan’ın tehdidi nedeniyle yapılan bu satış sözleşmesini iptal etme hakkına sahiptir. Ahmet, tehdit ortadan kalktıktan sonra iptal talebini iki yıl içinde kullanabilir. Ahmet’in iradesi tehdit altında olduğundan, bu sözleşme geçersizdir ve iptal edilebilir.

 

Bu örnekte, korkutma (tehdit) nedeniyle Ahmet’in özgür iradesiyle hareket etmediği ve bu nedenle sözleşmenin geçerli olmadığı görülmektedir. Hasan’ın tehdidi, Ahmet’in satış işlemini yapmaya zorlamıştır. Tehdit ortadan kalktıktan sonra Ahmet, korkutma nedeniyle yaptığı sözleşmeyi iptal edebilir.

 

Örnek: Borç Senedi ve Korkutma Nedeniyle İptal

Zeynep, uzun süredir mali sıkıntılar yaşamaktadır ve bir arkadaşı olan Murat’a borç para almak için başvurur. Murat, Zeynep’e para vermeyi kabul eder ancak bir şart koşar: Zeynep, borcunu ödeyemezse ona ait olan eşyalarını alacağını söyler. Zeynep, borcu ödeyememekten korkar ve Murat’ın tehdidi nedeniyle bir borç senedi imzalar. Bu borç senedinde, Zeynep’in tüm eşyalarını Murat’a devredeceği belirtilmiştir.

 

Zeynep, bu senedi imzalarken, Murat’ın tehditlerinden korktuğu için aslında iradesi özgür değildir. Zeynep, tehditten kurtulduktan sonra, Murat’a karşı açtığı dava ile borç senedini iptal etmek istediğini ifade eder. Zeynep, tehdit nedeniyle özgür iradesiyle bu sözleşmeye girmediği için, Borçlar Kanunu’na göre korkutma nedeniyle sözleşmenin iptali talebinde bulunabilir.

 

Bu durumda, Zeynep, korkutma nedeniyle imzaladığı borç senedini iptal etme hakkına sahiptir. İptal hakkını tehdit ortadan kalktıktan sonra kullanabilir ve yasal süreçte bu durum, Zeynep’in lehine sonuçlanabilir.

 

Örnek: Araç Satışı ve Korkutma Nedeniyle İptal

Mehmet, kendi aracını satmaya karar verir ve bir alıcı ile anlaşır. Alıcı, aracı satın almak için Mehmet’e yaklaşır ve aracın fiyatını belirler. Ancak, alıcı, anlaşma sırasında Mehmet’e "Eğer bu aracı bana satmazsan, seni şikâyet ederim ve aracın trafikten men edilir" şeklinde bir tehditte bulunur. Mehmet, alıcının tehditleri karşısında korkar ve tehditten kaçmak için, aracını istenilen fiyattan ve iradesi dışında, alıcıya satmak zorunda kalır.

 

Bir süre sonra, Mehmet’in tehdit altında yaptığı satış işlemi üzerinde düşündükçe, aracını satmasının aslında kendi özgür iradesiyle yapılmadığını fark eder. Mehmet, tehdit ortadan kalktıktan sonra, satış sözleşmesinin iptali için başvurur.

 

Mehmet, Borçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince, tehdit nedeniyle imzaladığı satış sözleşmesini iptal edebilir. Mehmet’in iradesi tehdit nedeniyle şekillenmiş olduğundan, özgür iradesiyle bu sözleşmeye girmemiştir. Tehdit ortadan kalktıktan sonra, Mehmet bu sözleşmeyi iptal edebilir ve satış işlemini geçersiz kılabilir.

 

Bu örnekte de korkutma (tehdit) nedeniyle Mehmet'in özgür iradesi etkilemiştir. Alıcı, Mehmet’i korkutarak aracını satmaya zorlamıştır. Bu tür durumlarda, tehdit altında yapılan sözleşmeler, geçerli sayılmaz ve iptal edilebilir. Bu örnek, korkutma nedeniyle sözleşmenin iptali ile ilgili diğer bir somut örneği sunmaktadır.

 

KORKUTMA NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ YARGITAY KARARLARI

 

Korkutma nedeniyle sözleşmenin iptali, Türk hukukunda Borçlar Kanunu’nun 28. maddesinde düzenlenmiş bir irade sakatlığı türüdür. Bu tür sözleşmelerin geçerliliği, tehdit edilen kişinin özgür iradesiyle hareket etmediği için tartışmalıdır ve iptal edilebilir. Yargıtay, korkutma nedeniyle yapılan sözleşmelere dair çeşitli kararlar vermiştir. Bu kararlar, korkutmanın etkisiyle yapılan sözleşmelerin iptali konusunda önemli hukuki ilkeler geliştirmiştir.

 

Aşağıda, korkutma nedeniyle sözleşmenin iptali ile ilgili Yargıtay kararları örnekleri ve bu kararların ortaya koyduğu bazı hukuki ilkeler açıklanmıştır.

 

1. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2010/7411 E. 2012/6069 K.

Bu kararda, Yargıtay, korkutma (tehdit) nedeniyle imzalanan sözleşmenin geçersizliğine hükmetmiştir. Mahkeme, taraflardan birinin, diğerini tehdit ederek bir sözleşme imzalatmasının, o sözleşmenin geçerli olamayacağına karar vermiştir. Kararda öne çıkan husus, tehdidin ciddi ve somut bir zarar tehdidi oluşturması gerektiğidir. Yargıtay, tehdit edilen kişinin özgür iradesinin etkilenmiş olduğu ve sözleşmenin sadece tehditle yapılan bir işlem olduğu sonucuna varmıştır.

 

Kararın Özeti:

Bir kişi, diğerine ciddi bir zarar verme tehdidiyle, ondan mal edinme amacıyla bir sözleşme yaptığında, bu sözleşme, tehdidi ortadan kaldırdıktan sonra iptal edilebilir. Tehdit, özgür iradeyi etkileyen ciddi ve somut bir zarar tehdidi olmalıdır.

 

2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2006/12185 E. 2007/11251 K.

Bu karar, korkutma nedeniyle borç senedinin imzalanması durumunu incelemiştir. Yargıtay, tehdit edilen kişinin, tehdit sonucu imzaladığı borç senedini iptal edebilme hakkına sahip olduğunu belirtmiştir. Kararda, senedin imzalanmasının tehdidin etkisi altında gerçekleştiği ve bu durumda sözleşmenin geçerli olmayacağı ifade edilmiştir.

 

Kararın Özeti:

Tehdit edilen kişi, tehdit nedeniyle imzaladığı borç senedini iptal edebilir. Sözleşme, irade sakatlığına yol açan bir tehdit altında yapılmışsa, tehdit ortadan kalktıktan sonra iptal edilebilir.

 

3. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2004/13469 E. 2005/15484 K.

Bu karar, tehdit nedeniyle yapılan taşınmaz satışı üzerine verilmiştir. Yargıtay, tehdit edilen kişinin, tehditten korkarak taşınmaz satışına katıldığını, bu nedenle sözleşmenin iptal edilebileceğini belirtmiştir. Yargıtay, tehdit eden kişinin amacının sadece mal edinmek olduğunu ve tehdit edilen kişinin, tehdit nedeniyle iradesini serbestçe ifade edemediğini ifade etmiştir.

 

Kararın Özeti:

Taşınmaz satış sözleşmesi, tehdit nedeniyle yapılmışsa, tehdit ortadan kalktıktan sonra iptal edilebilir. Korkutma, kişinin iradesini özgür bir şekilde ifade etmesini engellediği için, bu tür sözleşmeler geçersiz sayılabilir.

 

4. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2011/10368 E. 2012/5315 K.

Bu kararda, Yargıtay, korkutma (tehdit) sonucu imzalanan sözleşmenin geçerliliğini incelemiştir. Mahkeme, söz konusu sözleşmenin, tehdit edilen kişinin iradesinin özgür olmadığı bir ortamda yapıldığını vurgulamıştır. Bu karar, tehdit nedeniyle yapılan sözleşmelerin iptal edilmesi için belirli koşulların yerine gelmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Tehdit, yalnızca şiddet içeren bir tehlike değil, aynı zamanda tehdit edilen kişinin özgür iradesini etkileyebilecek bir durum oluşturmalıdır.

 

Kararın Özeti:

Tehdit edilen kişinin iradesinin özgür olmadığını belirten Yargıtay, bu durumda yapılan sözleşmelerin iptal edilebileceğine hükmetmiştir. Korkutma, kişinin şiddet tehdidiyle korkutulması ve özgür iradesinin sınırlanması anlamına gelir.

KORKUTMA(İKRAH) NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİ

Sonuç ve Değerlendirme

Yargıtay’ın verdiği kararlar, korkutma nedeniyle yapılan sözleşmelerin iptali konusunda önemli hukuki ilkeler belirlemiştir. Bu kararlar şu ana unsurları vurgulamaktadır:

 

Tehdit, ciddi ve somut bir zarar tehdidi oluşturmalıdır: Korkutma, yalnızca duygusal veya psikolojik baskı değil, gerçek ve somut bir zarar tehdidiyle yapılmış olmalıdır.

Tehdit, özgür iradeyi etkileyecek düzeyde olmalıdır: Tehdit edilen kişi, tehdit nedeniyle özgür iradesiyle hareket edemez ve bu nedenle yapılan sözleşme geçersiz olabilir.

İptal hakkı tehdit ortadan kalktıktan sonra kullanılabilir: Korkutma nedeniyle yapılan sözleşme, tehdit ortadan kalktıktan sonra iptal edilebilir. Bu hak, zaman aşımına tabidir ve genellikle 2 yıl olarak belirlenmiştir.

İptal talebi, tehdit altında yapılan sözleşme ile sınırlıdır: Korkutma nedeniyle sözleşmeye taraf olan kişi, bu durumdan dolayı sözleşmeyi iptal edebilir, ancak tehdidi yapan kişinin iradesiyle yapılan bir sözleşme geçerli olabilir.

Yargıtay kararları, korkutma nedeniyle yapılan sözleşmelerin geçersizliğine ilişkin hukuki anlayışı pekiştirmiştir. Tehdit ve korkutmanın, bir sözleşmenin geçerliliği üzerindeki etkisi, tarafların özgür iradesini sağlamada temel bir unsur olarak kabul edilmiştir.

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN