Kasten Yaralama Suçu Savunma Dilekçesi

Kasten Yaralama Suçu Savunma Dilekçesi

Kasten Yaralama Suçu Savunma Dilekçesi


KASTEN YARALAMA SUÇU

Genel Olarak

Kasten yaralama suçu dünya üzerindeki bütün ceza hukuku sistemlerinde yer almış ve tarih boyunca da ceza olarak farklı yaptırımlara tabi tutulmış bir suçtur. Kasten yaralama suçu Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinde düzenlenmiş olup, suça ilişkin nitelikli hallerde aynı kanun maddesinde farklı yaptırımlara tabi tutulmuştur. Maddeye göre suç, mağdurun vücuduna acı çektirmek, sağlığını veya algılama yeteneğini bozmak amacıyla meydana gelecektir. Suçun işleniş amacı bazı durumlarda başkaca suçların işlenmesini sağlayabilmektir. Örneğin kasten yaralama suçu bazı durumlarda yağma suçunun işlenmesi, bazı durumlarda tehdit suçunun işlenmesi yine bazı durumlarda da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile birlikte karşımıza gelmektedir. Biz bu makalemizde kasten yaralama suçunun unsurlarını açıklamakla birlikte suçun diğer suçlarla birlikte gerçekleştiğinde faile uygulanacak olan yaptırımın nasıl olacağını da anlatacağız.

KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Herkes bedeni ile ilgili özgürlüğe ve dokunulmazlığa sahiptir. İnsanların kişiliklerinin serbest ve başkalarının müdahalelerinden uzak bir şekilde gelişimi bedeni özgürlüğe ve dokunulmazlığa sahip olmasına bağlıdır. Kasten yaralama suçunda failin amacı mağdurun vücut bütünlüğünü bozmaya yönelik olmasından dolayı suçun yaptırıma tabi olmasının sebebi kişilerin vücut ve beden bütünlüğünü korumaktır.

SUÇUN UNSURLARI 

1- Maddi Unsurlar

Fail: Kasten yaralama suçunda fail için özel bir tipten söz edilmemiştir. Suçun faili herkes olabilecektir.

Kişiye cebir, tehdit uygulayarak ya da hile ile kendisine zarar vermesinin sağlanması hallerinde dolaylı faillikte söz konusu olabilecektir.

Mağdur: Yine suçun mağduru içinde kanunda özel bir tipten söz edilmemiştir. Suçun mağduru herkes olabilecektir. Ölmüş kişiler bu suçun mağduru olamazlar. Yine henüz doğmamış kişiler de bu suçun mağduru olamaz. Cenine yönelik yaralama fiillerinin gerçekleştirilmesi halinde mağdur annedir.

Konu: TCK madde 86'nın hükümlerine göre konu bir başkasının vücududur. Yani failin dışında başka birisinin vücududur. 

Fiil: Kasten yaralama suçunun gerçekleşmesi için durumlar belirtilmemiş olup; serbest hareket ile işlenebilecek bir suçtur. Çeşitli neticelere sebep olacak her türlü hareket kasten yaralama suçunun vücut bulmasını sağlayacaktır.

Kasten yaralama suçu icrai hareketlerle işlenebilecek bir suçtur. Kanunun 88. Maddesinde kasten yaralama suçuna ilave olarak, ihmali hareketle işlenmesi halinde cezanın üçte ikisine kadar indirilerek hükmolunacağı düzenlenmiştir.

Bu suçun oluşması için hareket ya da neticenin belirli bir süre devam etmesi gerekmemektedir. Dolayısıyla ani hareketli bir suçtur.

Netice: Kanun maddesinde kolayca çıkarım yapabileceğimiz üzere; yaralama suçunun meydana gelebilmesi için üç durum söz konusudur. Bunlar sırasıyla: vücuda acı verilmesi, sağlığın bozulması ve algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmaktır. 

2- Manevi Unsur:

Suçun manevi unsurundan anlaşılması gereken kasttır. Kast, failin yapacak olduğu fiil sonucunda yukarıda anlatmış olduğumuz maddi unsurların gerçekleşeceğini bilmesi ve bunu istemesi şeklinde hareket etmesi sonucu oluşacaktır. Bu durum ortaya doğrudan kast ile adam yaralama olarak çıkacaktır.

Suç karşımıza olası kast ile de çıkabilecektir. Kolay anlaşılabilmesi için kasten yaralama suçu üzerinden bir örnek ile açıklamak gerekirse; fail, tercih etmese, istemese bile başkalarının da zarar görmesi mümkün veya muhtemel olmasına rağmen, bunu göze alarak kıraathanede bir kişiyi öldürmeye çalışırken kurşunların sekmesi sonucu başkalarını da yaralayan fail, olası kast ile yaralama suçundan yargılanır.

HUKUKA AYKIRILIK 

Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için yaralama fiilinin hukuka aykırı bir şekilde ortaya çıkması gerekmektedir. Bu sebeple bazı durumlarda yaralama suçu, hukuka uygunluk nedenleri çerçevesinde karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun en tipik örneği meşru savunmadır. Meşru savunmanın şartlarının gerçekleştiği bir durumda işlenen yaralama fiili nedeniyle kasten yaralama suçu oluşmayacaktır. Bu nedenle gerçekleşmiş olan yaralama fiilininde ehemmiyetle hukuka uygunluk nedeninin var olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.

Yine meşru savunma gibi görevin ifası ve ilgilinin rızasının bulunduğu durumlarda tıbbi müdahalenin yapılması nedenleriyle kasten yaralama suçunun meydana gelmesi durumunda da hukuka aykırılık unsurunun ortadan kalkması mümkündür. 

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

a. Teşebbüs 

Failin, suça elverişli hareketlerle bu suçun icrasına doğrudan doğruya başlaması ve elinde olmayan nedenlerle icra hareketlerini tamamlayamaması ya da bu sayılan neticelerden birinin gerçekleşmemesi halinde kasten yaralama suçuna teşebbüs söz konusu olacaktır.

Kasten yaralama suçu ağır neticeleri bakımından teşebbüse ilişkin özel durumlar arz etmekle beraber konumuz olan kasten yaralamanın basit hali bakımından bir özellik arz etmemektedir.

b. İştirak 

Türk Ceza Kanunun 86 . Maddesinde yer alan suç bakımından iştirak özelliği taşımamaktadır. Ancak Türk Ceza Kanunun 87. Maddesinde sayılan Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama halinde iştirak özellik gösterir. Türk Ceza Kanunun 40. Maddesine göre “Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.” Hükmü gereğince her fail kendi kusurundan sorumlu olacaktır.

c. İçtima

Kasten yaralama suçunda zincirleme suç hükümleri ve aynı neviden içtima çerçevesinde somut olayın olgularına göre değerlendirilecektir. TCK'nın 43. maddesinde zincirleme suç hükümleri düzenlenmiştir. Maddenin son fıkrasında kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, işkence suçlarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Bu yüzden kasten yaralama suçu aynı kişiye karşı farklı zamanlarda uygulanmış ise faile her bir yaralamasından ötürü tek tek ceza verilecektir.

Kasten yaralama suçu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille meydana gelirse bu durumda aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanmayacak ve faile, her bir mağdura karşı işlediği kasten yaralama suçundan ayrı ayrı ceza verilecektir.

KASTEN YARALAMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ VE SUÇUN YAPTIRIMI 

Kasten Yaralama Suçunun Madde Metni

Kasten yaralama

TCK 86/1, Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK 86/2, Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

TCK 86/3, Kasten yaralama suçunun;

Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

Silahla, İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama

Madde 87- (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

Konuşmasında sürekli zorluğa,

Yüzünde sabit ize,

Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.

(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

Yüzünün sürekli değişikliğine,

Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.

(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.

(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi

Madde 88- (1) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.

KASTEN YARALAMA SUÇUNDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanunun 14. Maddesine göre “Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur”. Hükmüne yer verilmiştir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanunun 86 maddesi,87maddesi ve 88. Maddesi bakımından cezaların üst sınırı on yıldan fazla olmaması nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.

Ancak Türk Ceza Kanunun 87/4 Maddesine göre “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”. Hükmü gereğince cezanın üst sınırı on yıldan fazla olması nedeniyle bu maddeye göre görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.

Kasten yaralama suçunda yer bakımından yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.

KASTEN YARALAMA SUÇU VE HAKSIZ TAHRİK 

Haksız tahrik, failin mağdurdan kaynaklanan bir fiilin meydana getirdiği elem, üzüntü veya öfkenin etkisiyle kasten adam yaralama suçu işlemesidir.

Haksız tahrik altında adam yaralama suçu işlenmesi halinde faile verilecek cezada, haksız tahrikin derecesine göre 1/4 oranı ile 3/4 oranı arasında bir indirim uygulanır. Örneğin, adam yaralama suçu neticesinde 4 yıl ceza alabilecek bir sanık, suçu haksız tahrik altında işlemişse haksız tahrik indirimi neticesinde 1 yıl ceza alabileceği gibi 3 yıl ceza da alabilir. Haksız tahrikin derecesi, yani haksız tahrikin ağırlığı yapılacak indirimin oranını da belirler.

KASTEN YARALAMA SUÇU VE ŞİKAYET

Türk Ceza Kanunu madde 86/1 e göre: ‘’ (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ demektedir yani 86/1’ deki kasten yaralama suçunun belirtilen halinin takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde tutulmamıştır. Bu sebeple yaralama suçunun bu hali şikayete tabi değildir. Türk Ceza Kanunu madde 86/2 ‘’ (2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.’’demektedir. Yani burada görüldüğü üzere kasten yaralama suçunun basit hali şikayete tabi suçlar kategorisinde tutulmuştur. Suçun mağduru 6 ay süresi içinde şikayet etmesi halinde suçun soruşturulması ve kovuşturulması yapılabilecektir. TCK 86/3 içinde şikayet durumundan bahsedilmemiştir bu yüzden de şikayete tabi suçlar kategorisinde tutulmamıştır.

KASTEN YARALAMA SUÇU VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI

Kasten yaralama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

KASTEN YARALAMA SUÇU VE ADLİ PARA CEZASI

Kasten yaralama suçunun basit halleri nedeniyle hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.

KASTEN YARALAMA SUÇU VE CEZANIN ERTELENMESİ

Kasten yaralama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür fakat kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan kasten yaralama (TCK 86) suçlarında; Türk Ceza Kanununun 51. maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz (3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Ek Madde 12). 

KASTEN YARALAMA SUÇU YARGITAY KARARLARI

1- Yaralamada Ölüm Neticesine Failin Engel Olması

Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay gecesi mağdurun birlikte alkol aldığı sanığa cinsel saldırıya kalkışması üzerine, sanığın eline geçirdiği taşla mağdura müteaddit kez vurmak suretiyle kafa ve yüz kemiklerinde çok sayıda kırığa, epidural kanamaya, pnömosefaliye ve sol göz kaybına neden olacak şekilde yaraladıktan sonra olay yerinden ayrıldığı, sabah işe gittiğinde olayı yanında çalıştığı tanığa anlatması üzerine, birlikte kolluğa müracaat ettikleri, kolluk ile birlikte mağdurun yanına gelip hastaneye kaldırılmasını sağladıkları olayda, sanığın kendi çabası ile ölüm neticesinin gerçekleşmesini ve suçun tamamlanmasını önlediği gözetilerek hakkında TCK’nun 36. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümleri uygulanıp, meydana gelen neticeye göre kasten yaralama suçundan, üst sınıra yakın bir ceza verilmek suretiyle cezalandırılması yerine, yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 1.Ceza Dairesi - Karar: 2014/5757).

2- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralamada (TCK 87/1) Ceza Nasıl Hesaplanır?

Mağduru silahtan sayılan bıçakla yaşamı tehlikeye girecek şekilde yaralayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1 maddesi uyarınca temel ceza belirlenip 86/3-e, maddesi gereğince artırılması, ardından TCK’nin 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırıma tabi tutulması, artırım sonucu bulunacak cezanın 5 yılın altında kalması halinde TCK’nin 87/1-son maddesi uyarınca 5 yıla çıkarılması ve bu miktar üzerinden indirimlerin yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 3.Ceza Dairesi - Karar : 2017/2064)

3- Silahla Kasten Yaralama Suçunda Cezanın Belirlenmesi

Sanığın mağdurlar ve Fatih’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının incelenmesinde,

Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın, kayınvalidesi olan mağduru 5 bıçak darbesiyle ve bacanağı olan mağduru 4 bıçak darbesiyle hayati tehlikeye neden olmayacak, basit tibbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı, aralarında köklü bir husumet bulunmaması, yaralanmaların niteliği, oluşan zarar ve tehlikenin boyutu gözetildiğinde, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu hususunun şüpheli kaldığının anlaşılması karşısında, sanığın mağdurlara yönelik eyleminin “Kasten Silahla Yaralama” suçu kapsamında bulunduğu ve 5237 Sayılı TCK’nun 61. maddesindeki kıstaslara göre teşdiden ceza tayini gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüsten hükümler kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar: 2017/3288).

4- Kasten yaralama suçu ile kasten öldürmeye teşebbüs suçu arasındaki fark

"......... Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, çözülmesi gereken konu sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun belirlenmesine ilişkindir.

5237 sayılı TCK’nun 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.

İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.07.2003 gün ve 196-212, 30.09.2003 gün ve 226-229, 08.07.2008 gün ve 88-184 ile 31.03.2009 gün ve 248-82 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânının olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmaktadır.

Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken kıstaslar farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Pazarcılık yapan mağdur ve sanık arasında olay tarihinde yol verme meselesi nedeniyle başlayan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, mağdur ve sanığın akrabalarının da karıştığı kavga sırasında sanığın ele geçirilemeyen bıçakla mağdurun batın bölgesine 3 ayrı darbe vurduğu, mağdurun ağabeyi Hüseyin'in mağduru alarak arabaya bindirdiği ve acil olarak hastahaneye götürdüğü, sanık ve akrabalarının mağdurun arabaya alınmasından sonra da saldırılarına devam ederek arabaya da zarar verdikleri, sanık tarafından kesici-delici aletle gerçekleştirilen 3 adet darbeden orta hat göbek deliği altındaki darbenin karaciğer ve mide yaralanmasına neden olduğu için mağdurun hayati tehlike geçirdiği sabit olan olayda; sanığın öldürmeye elverişli nitelikteki bıçakla hedef gözeterek mağdura üç kez vurması, darbelerden üçünün de hayati bölgelerden olan batın bölgesine isabet etmesi, göbek deliği altındaki darbenin şiddeti ve meydana getirdiği yaralanma, sanığın kendi isteği ile değil de mağdurun ağabeyinin mağduru olay yerinden uzaklaştırması nedeniyle eylemini sonlandırmak zorunda kalması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüs olarak kabulü gerekmektedir.

(Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/804 E., 2014/391 K.) 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN