LAZER HİZMETİ DOLAYISIYLA AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR

LAZER HİZMETİ DOLAYISIYLA AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR

LAZER HİZMETİ DOLAYISIYLA AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR


LAZER HİZMETİ DOLAYISIYLA AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR

LAZER HİZMETİ DOLAYISIYLA AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR

Yargıtay

T.C YARGITAY 15.HD

Esas:   2018/2338

Karar:   2018/1467

Karar Tarihi:   10/04/2018

Özet: Güzellik salonundan lazer hizmeti alanın açtığı maddi-manevi tazminat davası güzellik salonunun hizmet sağlayıcısı, kişininin de tüketici olması nedeniyle tüketici mahkemesinde görülmesi gerekir.

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, lazer epilasyon hizmeti sözleşmesinden dolayı zarar gören tüketicinin, sözleşme bedelinin iadesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, asliye hukuk mahkemesince, taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle 2.000,00 TL manevi tazminatın ve 300,00 TL tedavi ücretinin davalıdan tahsiline, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 1. ve devamı maddelerine göre mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Davada öncelikle, lazer epilasyon hizmetine ilişkin sözleşmenin tüketici işlemi sayılıp sayılmayacağı hususu çözümlenmelidir. 6502 sayılı Yasa’nın. geçici 1. maddesine göre uygulanması gereken, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Yasa’nın amaç başlıklı 1. maddesinde; yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasa’nın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım ses, görüntü ve benzeri gayrimaddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek ve tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan Yasa’nın 3/d maddesinde “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasa’nın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.

Somut olay değerlendirildiğinde; davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının da satıcı (hizmet sağlayıcı) olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme ve dava dilekçesi içeriğine göre lazer epilasyon hizmeti niteliği gereği, tedavi veya estetik amaçlar dışında yapıldığında davaya bakmaya genel mahkeme değil tüketici mahkemesi görevlidir (Nitekim bkz. Yargıtay 13. HD 11.09.2012 tarih 2012/18626-19294 E-K sayılı kararı). Taraflarca ileri sürülmese bile görevin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.

O halde mahkemece işin esasına girilmeden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.04.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

Yargıtay 12. CD., E. 2013/20420 K. 2014/13908 T. 05.06.2014

 

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

Medikal estetik doktoru olan sanığın, katılanın kol ve bacaklarında lazer epilasyon sonrası oluşmuş bir takım pigment lekeleri ve izlerin tedavisi için fraksiyonel lazer tedavisini önerdiği, sanığın sahibi olduğu Estetik Merkezi’nde sanık tarafından iki seans halinde uygulandığı, ilk seansın 5 Şubat 2010 tarihinde yapıldığı, seanstan sonra katılanın vücudunda yanıklar oluştuğu, iki hafta sonra yanıklarda oluşan kabukların soyulduğu ve cilt renginde düzelmeler olduğu bunun üzerine 19 Mart 2010 tarihinde ikinci seansın yapıldığı, katılanın iddiasına göre 3. seansa gerek kalmaması için 2. seansta ısı düzeyinin arttırıldığı ve ikinci seanstan sonra 1 ay boyunca tansiyon düşüklüğü ile iki kol ve bacağında ağır yanıklar oluştuğu, sanığın yanıkların zamanla geçeceğini her şeyin normal olduğunu söylediği ve yanıklara hiçbir tedavi uygulamadığı gibi bahsedilen lazer tedavisinin muhtemel sonuçları ve yan etkilerinin katılana anlatılmadığı, ilk seanstan sonra cildinin yeni bir seansı daha kaldırıp kaldıramayacağı kontrol edilmeden 2. seansın yapıldığı, yüksek dozda yapılan uygulama ile kol ve bacaklarının iz bırakacak şekilde yandığından bahisle şikayetçi olduğu olayda ,

 

3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 5 kasım 2012 tarihli raporunda: “fonksiyoneL lazer işleminin yapıldığı tarihlere ait yapılan işlem ve süresi ile ilgili tıbbi kayıtları mevcut olmamakla birlikte iki seans arasındaki süre dikkate alındığında 2. seansın erken yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu durumun da fraksiyonel lazer işlemine bağlı gelişen lezyonların iyileşme süresinin uzamasına neden olabileceği, kişinin kurulumuzca 6.5.2011 tarihinde yapılan muayenesinde epilasyon yapılan ve yapılmayan alanlar arasında belirgin cilt değişikliği tesbit edilmediği, fraksiyonel lazer işlemi akabinde gelişen cilt lezyonlarının her lazer işlemi sonrasında da ortaya çıkabilecek komplikasyonlardan olduğu cihetle Dr.N.. D..’in eylemine kusur atfedilemeyeceği” belirtilmekle mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

 

Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.LAZER HİZMETİ DOLAYISIYLA AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN