GİZLİ OLARAK ALINAN KAMERA KAYDI VE SES KAYDI
Hukuka aykırı elde edilen gizli görüntü ve video kayıtları ceza ve özel hukuk yargılamalarında delil olarak kullanılamaz. Ancak bazı istisnai durumlarda delil olarak kullanılabilir.
Bu konuyla ilgili önemli bir Yargıtay kararına değinmek istiyorum. Kişinin işlenmekte olan bir suçla ilgili bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması hukuka uygundur. Burada en önemli nokta şudur; kişinin başka surette delil elde etme imkanının kalmamış olmasıdır.
Uygulamada bu tarz gizli kayıtların delil olarak kullanılabilmesinin belli şartları bulunmaktadır. Bu şartlardan ilki kişinin kendisine ya da yakınına yönelik bir suç işlenmiş olmasıdır. Ancak bazen suç vasfına haiz olması dahi şart değildir. Haksız bir saldırı dahi yeterli olabilir.
Diğer şartımız ise kişinin o an kolluk güçlerine gitme imkanının kalmamış olmasıdır. Yani kişi suç ya da haksız saldırı karşısında öyle bir aşamaya gelmiş olmalı ki o an o kaydı alamaz ise yapılan haksız saldırıyı ya da işlenen suçu hiçbir şekilde ispat edememelidir.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus şayet kayıt alınmış ise bu kaydın kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşılmamasıdır. Sadece devletin yetkili makamları ile paylaşılmalıdır. Aksi takdirde suç teşkil eder.
Zorunluluklar dışında alınan bu tarz kayıtlar suç teşkil eder. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ya da haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşur.
Yargıtay içtihatlarında da boşanma ve ceza davalarında “karşı tarafın bilgisi olmaksızın alınan ses kayıtlarının” delil olarak kullanılabileceğine yer verilmiştir.
Olay esnasında mağdura karşı işlenen hakaret, tehdit, cinsel saldırı, iftira gibi suçlar söz konusu ise mağdurun aldığı kayıt hukuka uygun kabul edilir. Burada mağdurun eylemi meşru müdafaa kabul edilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/5-1270 E., 2013/248 K, 21.05.2013 tarihli kararına göre; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan suça ilişkin delil elde etmek amacıyla yapılan kaydın hukuka uygunluğunu iki koşula bağlamıştır:
Bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmaması ve
Yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumların varlığı
Bu şartlar haiz olduğu takdirde yapılan kayıt hukuka uygun kabul edilir. Zira akdi takdirde işlenmiş suç hiçbir şekilde ispat edilemeyecek ve delil ortadan kalkmış olacaktır.
GİZLİ OLARAK ALINAN KAMERA KAYDI VE SES KAYDI HUKUKA UYGUN DELİL MİDİR?
1. Giriş
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bireylerin günlük yaşamları daha fazla kayıt altına alınabilir hâle gelmiştir. Bu durum, delil elde etme bakımından önemli avantajlar sunsa da, aynı zamanda özel hayatın gizliliği, haberleşme özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması gibi temel hak ve özgürlükleri tehdit edebilmektedir. Özellikle gizli kamera ve gizli ses kayıtları, yargılamalarda delil olarak kullanılmak istendiğinde ciddi hukuki tartışmalar doğurmaktadır. Bu çalışmada, gizli kayıtların hukuk sistemimizde hukuka uygun delil sayılıp sayılamayacağı, Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde ele alınacaktır.
2. Temel İlkeler ve Hukuki Çerçeve
2.1. Anayasal Düzenlemeler
Anayasa’nın 20. maddesi, herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkını güvence altına almıştır. Aynı şekilde, 22. madde haberleşme hürriyetini, 21. madde ise konut dokunulmazlığını teminat altına alır. Bu haklara yapılan müdahaleler, ancak kanunla ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde mümkün olabilir.
2.2. Ceza Muhakemesi Hukukunda Delil Yasakları
CMK'nın 206/2-a ve 217. maddelerine göre, hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller yargılamada kullanılamaz. Yani bir delilin maddi gerçeği yansıtsa bile, hukuka aykırı elde edilmişse yok hükmündedir. Özellikle gizli ses veya görüntü kayıtları, eğer yasal izne dayanmıyorsa ve kişinin rızası olmadan alınmışsa, hukuka aykırı delil sayılır.
2.3. Hukuk Yargılamalarında Delil Serbestisi ve Sınırlamaları
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre delil serbestisi prensibi geçerli olmakla birlikte, özel hayatın gizliliği ve kişilik hakları göz önünde bulundurularak bazı sınırlamalar yapılmaktadır. HMK m. 189/2’de açıkça “hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin” dikkate alınamayacağı belirtilmiştir.
3. Gizli Kayıtların Hukuka Aykırılığına İlişkin Kriterler
3.1. Kayıt Alınan Kişinin Rızası
Eğer kaydın alındığı kişi açık ya da örtülü biçimde bu kayda rıza göstermemişse, kayıt özel hayatın gizliliğini ihlal eder. Yargıtay, bu tür durumlarda delilin hukuka aykırı olduğunu sıklıkla vurgulamaktadır.
3.2. İstisnai Durum: Hukuka Aykırılığı Ortadan Kaldırabilecek Haller
Yargıtay, bazı özel durumlarda gizli kayıtların hukuka uygun kabul edilebileceğini belirtmiştir. Özellikle:
-
Kişinin kendi hukuki yararını korumak amacıyla,
-
Başka türlü ispat imkânı bulunmadığı,
-
Acil ve zorunlu bir durumun varlığı halinde,
-
Kamu düzenini ilgilendiren ağır bir suçun önlenmesi gibi istisnai durumlarda gizli kaydın “hukuka aykırılığı ortadan kalkabilir” yönünde kararlar mevcuttur (örneğin: Yargıtay 6. Ceza Dairesi, E. 2012/10491, K. 2013/8675).
4. Uygulamada Karşılaşılan Örnekler
4.1. İş Yerinde Alınan Kayıtlar
Çalışan tarafından işverene karşı açılan mobbing davasında, çalışanın gizlice ses kaydı alması, bazı kararlarca hukuka uygun kabul edilmiştir. Özellikle işçinin başka türlü ispat imkânı yoksa ve kayıt yalnızca kendi konuşmalarını içeriyorsa bu tür deliller kullanılabilir.
4.2. Aile İçi Şiddet ve Boşanma Davaları
Boşanma davalarında taraflardan birinin diğerinin sesini gizlice kaydetmesi genellikle hukuka aykırı kabul edilse de, şiddet içeren olayların ispatı veya çocuğun korunması gibi üstün yarar durumlarında bu deliller bazı mahkemelerce dikkate alınmıştır.
4.3. Ceza Yargılaması ve Telefon Dinlemeleri
Ceza yargılamasında, yalnızca hakim kararıyla yapılan teknik takip ve iletişimin tespiti geçerli delil olarak kabul edilir. Kişilerin kendi başına yaptığı ses/kamera kayıtları, suçüstü halleri dışında genellikle delil sayılmaz.
5. Kişisel Verilerin Korunması ve KVKK Boyutu
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında, ses ve görüntü kayıtları da kişisel veri niteliğindedir. İlgilinin rızası olmadan yapılan bu tür kayıtlar, sadece yargı sürecine delil olarak sunulmakla kalmaz, aynı zamanda hukuka aykırı veri işleme suçu kapsamına da girebilir.
6. Değerlendirme ve Sonuç
Gizli olarak alınan ses ve görüntü kayıtları, hukuk sistemimizde kural olarak hukuka aykırı delil niteliğindedir. Ancak bazı istisnai durumlarda, kayıt yapan kişinin başka türlü delil elde etme imkânının olmaması, meşru savunma, acil bir tehlikenin önlenmesi gibi nedenlerle bu kayıtlar geçerli kabul edilebilir. Yine de bu tür delillerin kullanımı, her somut olayın özelinde değerlendirilmelidir.
Yargı mercileri, delil serbestliği ilkesi ile temel hakların korunması arasındaki dengeyi gözeterek karar vermelidir. Bu nedenle, gizli kayıtların delil olarak kullanılabilmesi için yalnızca teknik değil, etik ve anayasal sınırların da dikkate alınması büyük önem taşır.