0 552 402 13 28
  • Av. Gizem Gül UZUN
  • Çalışma Alanlarımız
    • Online Hukuki Danışmanlık
    • Ticaret Hukuku
    • İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
    • Şirketler Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • İcra ve İflas Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Hava Hukuku
    • Aile Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Toprak Hukuku
    • Vergi Hukuku
    • Fikir-Sanat Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Bankacılık Hukuku
    • KVKK
    • Malpraktis Hukuku
  • Dilekçe Örnekleri
  • Yargıtay Kararları
  • Makaleler
  • İletişim

Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması

  • Anasayfa
  • -
  • Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması
Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması
Av. Gizem Gül UZUN Av. Gizem Gül UZUN 23.02.2022

Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması

Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması


T.C YARGITAY CGK
E
:2017/35
K:2017/210
K.T: 04.04.2017

Özet: Doktor raporu, mağdur beyanını doğruluyor ise, yaralama suçunun oluştuğu kabul edilmelidir.


Kasten yaralama suçundan sanık …’ın beraatine ilişkin, Çine (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 04.06.2009 gün ve 87-383 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 26.02.2013 gün ve 2438-7601 sayı ile;

“…Müşteki ve tanık anlatımı, beyanları ile uyumlu doktor raporu karşısında, sanığın üzerine atılı suçla ilgili delillerin takdir ve değerlendirilmesinde hataya düşülerek mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Çine (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi ise 30.05.2013 gün ve 125-259 sayı ile;

“…Sanığın kardeşi olan tanık …. soruşturma ve kovuşturma aşamalarında alınan beyanlarında kardeşi olan sanığın isnat edilen suçu işlemediğini beyan etmiştir.

Katılanın eşi olan … ise beyanında olaya ilişkin bilgisinin olmadığını, başka bir tarihte sanığın, eşi olan katılanın başını duvara vurduğunu gördüğünü beyan etmiştir. Tanığın bu beyanının sanığa isnat edilen olayla ilgisi bulunmayıp sanığın katılana taşla vurmak şeklindeki suçu işlediği yönünde delil teşkil etmeyeceği gibi sanıkla katılan arasında yargılama konusu olayla sınırlı kalmayan bir husumetin bulunduğunu ortaya koyması bakımından önem arz etmektedir.

Katılanın oğlu olan tanık … ise, sanığın babasına vurduğuna ilişkin beyanda bulunmadığı gibi soruşturma aşamasında alınan ifadesinde babasının kasten kendini yaralayarak darp senaryosu yapmış olabileceğini belirtmiştir. Bir kişinin nedensiz yere kendi babasına bu şekilde bir yakıştırma yapmasının hayatın olağan akışına uygun bir durum olmadığı şüphesizdir. Bu durumda tanığın bu yönde beyanda bulunmuş olması babasının bu yola başvuracak nitelikte birisi olduğunu düşündüğünü göstermektedir.

Katılanın dosya arasında mevcut raporuna göre basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı anlaşılmakta ise de; sanığın cezalandırılabilmesi için katılanın yaralanmış olması yeterli olmayıp bu eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde sabit görülmesi gerektiği şüphesizdir. Aksinin kabulü durumunda sadece katılanın vücudunda yaralanma veya zedelenme bulunması nedeniyle sanığa ceza verilmesi yoluna gidildiği takdirde bu durum masumiyet karinesi ile bağdaşmayacağı gibi şikâyet hakkının kötü niyetli kimseler tarafından istismar edilmesine yol açabilecektir. Katılanın oğlu olan …’in soruşturma aşamasında alınan, babasının kendisini yaralayarak darp senaryosu yapmış olabileceği şeklindeki beyanı da bu hususun önemini ortaya koymaktadır.

Sanığın aşamalarda değişmeyen tutarlı savunmaları, sanığın üzerine atılı suçu işlediği yönünde tanık beyanının bulunmayışı, tanık ….’ın sanığın savunmalarını destekleyen beyanları, tanık …’in beyanlarından da anlaşıldığı üzere katılanla sanık arasında mevcut husumet ve katılanın oğlu olan tanık …’in beyanlarından da anlaşıldığı üzere katılanın kendini yaralayarak sanığı suçlayacak nitelikte biri olarak tanınması birlikte değerlendirildiğinde, katılanın vücudundaki yaralanmanın kendisi tarafından değil de sanık tarafından gerçekleştirildiğinin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde sabit olduğundan söz edilemeyecek olması…” gerekçesiyle direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.

Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.06.2015 gün ve 221211 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 633-697 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 06.02.2017 gün ve 558-858 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi

gereken uyuşmazlık; sanığın üzeine atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

09.01.2009 tarihli olay yeri tespit tutanağında; saat 11.00 sıralarında Çine İlçe Jandarma Komutanlığını telefonla arayan katılanın, sanık tarafından darbedildiğini bildirdiğinin ifade edildiği,

Çine Devlet Hastanesince aynı gün saat 12.07’de düzenlenen adli raporda; katılanın sağ bacak üst 1/3 proksimalde ekimoz ve morluk mevcut olduğu, ağrı tarif edildiği, medial bölgede yaygın ekimozların bulunduğu tespitlerine yer verildikten sonra, vücudunda sert bir cisme bağlı darp bulunan katılandaki yaralanmanın, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu bilgilerine yer verildiği,

Anlaşılmaktadır.

Katılan aşamalarda; olay günü kendisine ait olduğunu iddia ettiği ağaçlardaki zeytinleri toplayan sanığı, zeytinleri toplamaması için uyardığını, sanığın aldırış etmemesi üzerine müdahale edince, sanığın taşla bacağına vurarak kendisini yaraladığını, telefon ile durumu jandarmaya bildirdiğini, jandarma aracı ile tedavisini yaptırmak için Çine Devlet Hastanesine gittiğini,

Tanık … mahkemede; katılanın eşi olduğunu, olay günü sanığı görmediğini ancak başka bir gün sanığın katılanın başını duvara vurduğunu gördüğünü,

Tanık …; katılanın babası, sanığın ise kiracısı olduğunu, evinin bahçesinde iki adet zeytin ağacı bulunduğunu, zeytinleri toplayıp yarısını kendisine göndermesi için sanığa talimat verdiğini, babasının neden sanığa engel olduğunu bilemediğini, olayı görmediğini, babasının kendisini yaralayarak sanık tarafından darbedilmiş gibi asılsız iddiada bulunmuş olabileceğini,

Tanık …. kollukta; sanığın kardeşi olduğunu, olay günü ağabeyine zeytin toplarken yardımcı olduğunu, katılanın kendilerine engel olmaya çalıştığını, ancak zeytinler katılana ait olmadığı için toplamaya devam ettiklerini,

Mahkemede; katılanın kendilerine hakaret ettiğini, sözlü tartışma yaşandığını ancak sanığın katılana vurmadığını, taş atmadığını,

İfade etmişlerdir.

Sanık … kollukta ve mahkemede; katılanın oğlu Akay’ın evinde kiracı olarak kaldığını, evin önünde iki adet zeytin ağacı bulunduğunu, Akay’ın “Zeytinleri topla, yarı yarıya paylaşırız” demesi üzerine, olay günü zeytinleri toplamaya başladığını, bu sırada katılanın kendisine engel olmaya çalıştığını, katılana “İçeri girmesini, canını sıkmamasını” söylediğini, ancak katılana vurmadığını savunmuştur.

Kasten yaralama suçu 5237 sayılı TCK’nun 86. maddesinde;

“(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silâhla,

İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır” şeklinde düzenlenmiştir.

Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun tanımı yapılmış, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiş, madde gerekçesinde bu husus açıkça vurgulanmıştır.

Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Suçun konusu, mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni veya ruhsal varlığıdır. Failin yaptığı hareket sonucu, maddede belirtilen sonuçlardan biri meydana gelirse, kasten yaralama suçunun oluşacağında tereddüt bulunmayıp, bu sonucu doğurmaya elverişli olan tüm hareketlerle, kasten yaralama suçunun işlenmesi mümkündür.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

09.01.2009 tarihinde katılanın, zeytin toplamakta olan sanıkla tartıştığı, tartışma sırasında sanık tarafından darbedilerek bacağından yaralandığı iddiasıyla telefonla durumu ilçe jandarma komutanlığına bildirdiği, aynı gün görevlilerce götürüldüğü Çine Devlet Hastanesi’nde düzenlenen adli raporda, katılanın sağ bacağında basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte morluk ve yaygın ekimozların bulunduğunun belirtildiği olayda; katılanın anlatımları ve bu anlatımlar ile uyumlu adi rapor içeriği, tanık Cihan’ın olay günü sanıkla katılan arasında tartışma yaşandığına ilişkin beyanları ve sanığın da olay günü katılanla zeytin toplama nedeniyle tartıştığını doğrulaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı kasten yaralama suçunun sübuta erdiğinin kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, sanığın kasten yaralama suçundan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Çine (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 30.05.2013 gün ve 125-259 sayılı direnme hükmünün, sanığın kasten yaralama suçundan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.04.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

 

 Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması hakkındaki karar, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından sunulmuştur.

 

 

 

 

 

adana avukat, adana hukuk bürosu, adana avukatlık bürosu, mersin avukat, mersin avukatlık bürosu, mersin hukuk bürosu, hatay avukat, hatay avukatlık bürosu, hatay hukuk bürosu, hatay boşanma avukatı, hatay ceza avukatı, iskenderun avukat, gaziantep avukat, gaziantep avukatlık bürosu, gaziantep hukuk bürosu, kayseri avukat, kayseri hukuk bürosu, kayseri avukatlık bürosu, kayseri boşanma avukatı, kayseri ceza avukatı, kayseri icra avukatı, niğde avukat, kayseri tazminat hukuku avukatı, kayseri iş hukuku avukatı

Doktor Raporunun, Mağdur Beyanını Doğrulaması
[Kod-Baslik]
[Kod-Baslik]

MAKALE KATEGORİLERİ

  • Güncel Makaleler
  • Aile Hukuku Makaleleri
  • Ceza Hukuku Makaleleri
  • Gayrimenkul Hukuku Makaleleri
  • İcra Hukuku Makaleleri
  • İş Hukuku Makaleleri
  • Borçlar Hukuku Makaleleri
  • Eşya Hukuku Makaleleri
  • Miras Hukuku Makaleleri
  • Ticaret Hukuku Makaleleri
  • Bilişim Hukuku Makaleleri
  • Vergi Hukuku Makaleleri
  • Sigorta Hukuku Makaleleri
  • Tüketici Hukuku Makaleleri
  • KVKK

SON MAKALELER

ETİKETLER

Adres

Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri


İletişime Geçin

0 552 402 13 28

Kayseri Avukat

Linkler

Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim

Hakkımızda

Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.

 

 

HARİTA


Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.

Avukatlar İçin Web Sitesi
[Kod-Blog-Baslik]
[Kod-Blog-Baslik]
[Kod-Blog-Tarih]
\
  • [Kod-Adi]