Özet: Davalının, on iki yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu, suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, davacının Türk Medeni Kanunu’nun 163. Maddesinde yer alan ”küçük düşürücü suç işleme” sebebine dayanarak boşanma davası açtığı dikkate alındığında; işlenen suçun niteliğine göre boşanma sebebinin gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalının, on iki yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu, suçu sabit görülerek bundan dolayı ceza aldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece, “davalının bu suçu bir kere işlemiş olmasının tek başına boşanmaya neden olmayacağı vicdani kanaatine varıldığı, bu durumun evliliği diğer eş bakımından çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması gerektiği, bu yolda delil getirilmediği” gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Dava Türk Medeni Kanununun 163’üncü maddesinde yer alan “küçük düşürücü suç işleme” sebebine dayanılarak açılmıştır. İşlenen suçun niteliğine göre davacının dava açması karşısında onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemeyeceği açık ve tartışmasızdır. Boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.03.2015 (Prş.)
KARARA İLİŞKİN GÖRÜŞÜMÜZ:
Türk Medeni Kanununda suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, boşanma nedeni olarak kabul edilmiştir. Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi ve bu sebepten ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenecek bir durum değilse, bu eş her zaman boşanma davası açabilecektir.
Davacının, küçük düşürücü suç işlemeye dayanarak boşanma davası açması için gerekli şartlar; söz konusu suçun evlilik birliği içerisinde işlenmiş olması, işlenen suçun toplum nezdinde küçük düşürücü nitelikte olması ve söz konusu suç nedeniyle ortak yaşamın sürdürülmesi beklenemez olmasıdır.
Olayda da davalı on iki yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmuştur. Bahse konu suç toplum nezdinde oldukça yüz kızartıcı ve utanç vericidir. Hem ahlak kuralları hem de toplum tarafından reddedilen de bir suçtur. Dolayısıyla eşin evlilik birliğini devam ettirmesi güçtür. Dolayısıyla boşanma sebebinin kabul edilmesi gerekmektedir.
adana avukat, adana hukuk bürosu, adana avukatlık bürosu, mersin avukat, mersin avukatlık bürosu, mersin hukuk bürosu, hatay avukat, hatay avukatlık bürosu, hatay hukuk bürosu, hatay boşanma avukatı, hatay ceza avukatı, iskenderun avukat, gaziantep avukat, gaziantep avukatlık bürosu, gaziantep hukuk bürosu, kayseri avukat, kayseri hukuk bürosu, kayseri avukatlık bürosu, kayseri boşanma avukatı, kayseri ceza avukatı, kayseri icra avukatı, niğde avukat, kayseri tazminat hukuku avukatı, kayseri iş hukuku avukatı
Adres
Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri
İletişime Geçin
Linkler
Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim
Hakkımızda
Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.
HARİTA
Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.