BİPOLAR BOZUKLUK NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

BİPOLAR BOZUKLUK NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

BİPOLAR BOZUKLUK NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ


GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

SAHABİYE MAH.TEOMAN SOK.AVUKATLAR

İŞ HANI BİNA NO:9 KAT:5 DAİRE NO:501

KOCASİNAN/KAYSERİ



KAYSERİ AİLE MAHKEMESİNE



DAVACI:

 

VEKİLİ: Av. Gizem Gül Uzun

 

DAVALI:

 

KONU: Öncelikle akıl hastalığı nedeniyle tarafların boşanmalarına mümkün olmadığı takdirde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi talebimizdir.

 

AÇIKLALAMALAR:

 

Müvekkilimiz ile davalı 15.01.2016 tarihinde evlenmişler ve bu evlilikten 2016 doğumlu *********, 2018 doğumlu ****** ve 2020 doğumlu *********isimli çocuklar dünyaya gelmiştir. Tarafların müşterek üç çocuğu bulunmaktadır. Ancak davalının yaptığı eylemler dilekçemizin ilerleyen aşamalarında açıklayacağımız üzere evliliği çekilmez hale getirmiştir.

 

Müvekkilimiz aleyhinde İzmir 20.Aile Mahkemesi 2023/*** E. Sayılı dosyada boşanma davası açılmıştır. Bu davanın reddini tarafımızca açılan davanın kabulünü talep ederiz. Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olursa dosyaların birleştirilmesini talep ederiz.

 

DAVALI, NİKAH AKDİNDEN ÖNCE MÜVEKKİLİMİZİ KENDİSİYLE İLGİLİ ESASLI NİTELİKLERDE YANILTMIŞTIR. MÜVEKKİLİMİZ, DAVALI TARAFINDAN ADETA KANDIRILMIŞ VE ÇEKİLMEZ BİR HAYATIN İÇERİSİNDE KENDİSİNİ BULMUŞTUR.

 

Davalı, ağır surette bipolar bozukluk hastasıdır. Ancak davalı, bu hastalığını evlenmeden önce müvekkilimizden gizlemiştir. Davalının annesi de bipolar bozukluk hastasıdır. Kısaca davalının ailesinde bu hastalık genetik hale gelmiştir. Davalının amcalarında da bu hastalık bulunmaktadır. Ancak ailecek hastaneye gitmeyi ve tedavi olmayı reddetmektedirler. Üstelik davalı ve ailesinin bu hastalığı ileri boyuttadır.

 

Tarafımızca hastalığın Allah'tan geldiği bilinmekle birlikte burada asıl mesele böyle önemli bir hastalığın evlenmeden önce müvekkilimize söylenmemesidir. Davalının annesi, tarafların evlilik birliğinden sonra müvekkile ve müvekkilin annesine ''Benim kızım hastaydı ancak bu kadar değildi, böyle olduğunu bilseydim evlendirmezdim. Hakkınızı helal edin'' demiştir.

 

Davalının annesi, davalıya çocuklara bakmadığı için kızmıştır. Davalının annesi yüzünü müvekkile ve müvekkilin annesine dönerek ''Ben senden bıktım, sana çok para harcadım, bu oyunları bırak, ben senden çok çektim, sen yurttan da çok kaçtın, ben yurdun kapısında çok bekledim'' demiştir.



Davalının annesi, müvekkile ''Sen bana deseydin ben sana Burcu'nun ne olduğunu söylerdim'' demiştir.

 

Tarafların nişan ve isteme aşamasında davalının annesi hep ikinci planda kalmıştır. Müvekkilimiz ve müvekkilimizin ailesi, davalının dedesi, ninesi ve dayılarını bilahare tanımıştır. Onları tanıyıp da çok sevdikleri için temiz aile diyerek bu aileye de güvenmiş ve evlilik yapmışlardır.

 

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere kişinin nikah akdinden önce kendisiyle ilgili esaslı nitelik arz eden hususları (önemli hastalık, iş, yaş vb.) evleneceği kişiye söylememesi ağır kusur kabul edilmektedir.



DAVALI, MÜVEKKİLİMİZE EVLİLİĞİN SON İKİ AYINDA AĞIR HAKARETLER ETMİŞ VE MÜVEKKİLİMİZİ AŞAĞILAMIŞTIR. KEZA DAVALININ ANNESİ TARAFLARIN İLK ÇOCUĞU DOĞDUKTAN SONRA MÜVEKKİLE HAKARET ETMİŞTİR.

 

Müvekkilimizin bağsur hastalığı bulunmaktadır. Davalı bir gün müvekkilimize 'BEN O RAPORU ALACAĞIM, SENİN DE GÖTÜNE SOKACAĞIM'' şeklinde mesaj göndermiştir. İlgili mesaj kaydı Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır. Ayrıca davalı ve davalının annesi aleyhinde tehdit, hakaret ve kişinin huzur ve sükununu bozma suçlarından Bornova Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunma hakkımızı saklı tutarız.

 

Yine davalı, müvekkilimize WhatsApp uygulamasından ses kaydı olarak ''Orospu çocuğu, pezevenk'' şeklinde çirkin beyanlarda bulunmuştur. Davalı, WhatsApp üzerinden ses kaydını göndermiş ardından ise telaşla hemen silmiştir.

 

Davalının annesi, tarafların evliliğinin başladığı günden bu yana hakaret etmiştir ve tarafları boşayacağını beyan etmiştir. Ses kayıtları ve mesajlar Sayın Mahkemenize sunulacaktır. Keza Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere ses kaydı normal şartlarda hukuka aykırı delil olmasına karşın somut olayımızda hukuka uygun delildir. Zira suç teşkil eden durum karşısında aniden ve plansız şekilde alınan ses kaydı hukuka uygun delil kabul edilmektedir.

 

Ancak davalı, müvekkilin görüntü kaydını evliliğin son iki ayı içerisinde izinsizce almıştır. Müvekkilimiz tedip hakkı kapsamında çocuklara bir baba olarak disiplin amaçlı kızarken davalı annesiyle anlaşarak müvekkilin görüntü kaydını izinsizce almıştır. Suç duyurusunda bulunma hakkımız saklıdır.

 

DAVALI, MÜVEKKİLİMİZE FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULAMIŞTIR.

 

Bipolar bozukluk olarak da bilinen manik depresif bozukluk, bireyin ruh halini ve enerjisini bütünüyle etkileyen sağlık sorunudur. Davalı, annesinin dolduruşuna gelerek tedavi olmayı kabul etmemiştir. Müvekkilimiz kendisine ilaçları vermesine rağmen davalı, ilaçları tükürmüş veyahut çöpe atmıştır. Son iki ay içerisinde kaçtığında da ilaçların kapsüllerini boşaltmıştır. İlaçların kapsüllerini boşalttıktan sonra ise içerisine pudra şekeri koymuştur.

 

Davalı, hastalığının ilerlediği dönemlerde müvekkilimizin kafasına biberonla vurmuştur.

 

Yine davalı, evden kaçmaya çalışırken müvekkilimiz dış kapıdan davalıyı eve almaya çalışmıştır. Ancak davalı direnmiştir. O esnada davalı, müvekkilimizin kollarını çizmiştir. Bu olay davalı, her kaçmaya çalıştığında meydana gelmiştir. Bilahare hastalığın ilk bir buçuk yılında meydana gelmiştir

 

DAVALI, BİPOLAR BOZUKLUK HASTASI OLMASINA RAĞMEN TEDAVİ OLMAYI ANNESİNİN DOLDURUŞUNA GELEREK REDDETMİŞTİR.

 

Davalı, ağır surette bipolar bozukluk hastasıdır ki bu hastalık davalının annesinde de bulunmaktadır. Doktorlar davalıya bu hastalığın genetik olduğunu söylemişlerdir. Ancak davalının annesi, davalıya her daim ''Kızım sen hasta falan değilsin, ilaç içmene gerek yok'' diyerek davalıyı dolduruşa getirmiş ve davalı da annesinin aklına uyarak tedavi olmamıştır.

 

Müvekkilimiz ne zaman davalıya ilaç verse davalı ilaçları tükürmüş veyahut çöpe atmıştır.

 

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere hasta olan evli bireyin hastalığının evliliği etkilemesi ve tedavi olmayı hiçbir sebep yokken reddetmesi yani tedaviden kaçınması ağır kusur kabul edilmektedir.

 

DAVALI, ANNESİNİN EVLİLİK BİRLİĞİNE OLAN MÜDAHALESİNE SESSİZ KALMIŞTIR. DAVALININ ANNESİ DE TARAFLARI HER FIRSATTA BOŞANDIRMAYA ÇALIŞMIŞTIR.

 

Davalının annesi sebepsizce tarafların sürekli olarak boşanmalarını istemiştir. Davalının annesi, müvekkile ''Ahtım olsun ben aşiretin kızıyım, sizi boşayacağım, ben aşiretin oğlunu boşadım, kendim de boşandım, sizi de boşayacağım'' demiştir.

 

Davalının annesi, davalıya ''Kızım boşan, erkeğin egemenliğinde yaşanır mı, sen burada mali müşavir ol, İzmir'de herkes özgürce yaşıyor'' demiştir. Davalının annesi, davalıya ''Boşan, çocukları da bırak gel'' demiştir.

 

DAVALI, EVLİLİĞİN SON İKİ BUÇUK YILI DURDUK YERE GECENİN BİR YARISI EVDEN KAÇMIŞTIR.

 

Davalının hastalığı tedaviden kaçındığı için her geçen ilerlemiş ve davalı evden durduk yere hiçbir sebep yokken kaçmayı kendisine alışkanlık haline getirmiştir. Davalının yaptığı bu eylemler, müvekkilimize hayatı çekilmez hale getirmiştir.

 

Müvekkilimiz gece yarısı su içmek için uyandığı zaman çoğu zaman eşini bulamamış ve eşinin evden kaçtığını öğrenmiştir. Sonrasında büyük bir telaşla polisi aramıştır.

 

Davalı, 2021 yılının mayıs veyahut haziran ayında ilk rahatsızlandığı sıralar ailesinin isteği üzerine çocuklarla birlikte İzmir'e müvekkil tarafından götürülmüştür. Müvekkil, davalıya ve davalının annesine ilaçların kullanılması gerektiğini söylemiştir. Ancak ilaçlar yine kullanılmamıştır, davalı da üç gün sonra evden kaçmıştır.

 

2021 yılında davalı, gece saat üç sularında evden kaçmıştır. Müvekkil de polisi aramıştır. Müvekkil polise 'Eşim bipolar bozukluk hastası, evde yok'' demiştir. Davalı, ambulansla hastaneye götürülmüştür. Davalı, müvekkili hastaneden aramış ve müvekkili çağırmıştır.

 

2022 yılında davalı, yine evden kaçmıştır. Müvekkil ve müvekkilin babası, davalıyı mahallede aramaya başlamıştır. Müvekkil o esnada kendi cebinde para olmadığını fark etmiştir. Bunun üzerine müvekkilin ve müvekkilin babasının aklına otogar gelmiştir. Müvekkil babasıyla birlikte otogara gitmiştir ve bir bakmıştır ki davalı, Adıyaman Menzil'e bilet almış ve otogarda bekliyor. Biletin fotoğrafı Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır

 

2023 yılının şubat ayında davalı, müvekkilimiz işteyken ve hiçbir sebep yokken annesinin dolduruşuna gelerek çocukları da İzmir'e kaçmıştır. Hiçbir sebep yokken boşanmak istediğini dile getirmiştir. Müvekkilimiz de büyük bir olgunluk göstermiş, yuvasına sahip çıkmak için İzmir'e gitmiş, eşini ve çocuklarını almıştır. Müvekkilimiz, İzmir'e davalının annesinin yanına gitmemiştir. Davalının anneannesi ve dedesinin yanına gitmiştir.

 

2023 yılının haziran ayında ise davalı yine evden çocukları da alıp kaçmıştır. Davalının bu kaçışı da ortada hiçbir sebep yokken olmuştur. Davalının kaçtığı gün davalı, müvekkil aleyhinde uzaklaştırma kararı aldırmıştır ve davalı, müvekkil aleyhinde İzmir'de boşanma davası açmıştır. Davalının bu eylemleri yapması için ortada hiçbir sebep yoktur. Davalının bu eylemleri yaptığı esnada davalının annesi de ağır hastadır. Müvekkil, davalıyı aramıştır. Davalı, müvekkilin suratına telefonu kapatmıştır. Müvekkil de bunun üzerine hemen otogara gitmiştir. Müvekkil otogar polisine ''Eşim hasta, çocukları da aldı gitti hiçbir şey yokken'' demiştir. Müvekkil ardından karakola şikayetçi olmak yerine durumu izah etmek için gitmiştir.

 

Müvekkil o esnada davalının dayısını aramıştır. Müvekkil, davalının dayısına ''Burcu yine İzmir'e geliyor'' demiştir. Davalının dayısı da müvekkile cevaben ''Burcu sakın gelmesin, Burcu'nun annesi ağır hasta'' demiştir.

 

Müvekkile karakoldaki polisler yardımcı olmuştur ve davalı yoldayken Aksaray'da polisler tarafından indirilmiş ve aile içi Aksaray Karakoluna götürülmüştür. Müvekkil o esnada karakola çocukların başına bir iş gelebilir, eşim bipolar bozukluk hastası demiştir. O esnada müvekkile şikayetçi olup olmadığı sorulmuştur. Müvekkil de eşim hasta diyerek ve çocukları alacağını zannederek şikayetçi olmamıştır. Sonrasında davalı, yine müvekkil aleyhinde uzaklaştırma kararı aldırmış ve boşanma davası açılmıştır.

 

Davalının annesi, o esnada evde kendi kendisine konuşacak kadar ağır hasta olmuştur. Davalının akrabaları müvekkile davalının annesinin ağır hasta olduğunu beyan etmişlerdir. Müvekkil de bir baba olarak çocuklarına kıyamadığı için çocuklarını almaya gitmiştir. Zira çocuklar, davalı ile birlikteyken çocukların can güvenliği yerinde değildir. Müvekkilimiz çocuklarını davalının akrabalarının kontrolünde almışlardır.

 

Müvekkil ilk etapta anlaşmalı boşanmaya razı olmak istemiştir. Ancak sonrasında çocuklarının başına kötü bir iş geleceğinden endişe ederek anlaşmalı boşanmadan vazgeçmiştir. Davalı da yeniden dilekçe yazarak yuvasına dönmek istemiş ve barışmıştır.

 

Ancak müvekkilimiz en sonunda davalının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu öğrenmiştir.



DAVALI, GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLARDA BULUNMUŞTUR.

 

Davalı, rahatsızlandığı bir gün müvekkilimize Selçuk isimli bir şahıstan bahsetmiştir. Müvekkilimiz de davalının dayısını aramış ve bu durumdan bahsetmiştir. Davalının dayısı ise müvekkilimize ''Selçuk, Burcu'yu eskiden istemişti ama vermemişlerdi'' demiştir.

 

Müvekkilimiz bunun üzerine davalının annesine Selçuk'un kim olduğunu sormuştur. Davalının annesi de müvekkilimize ''Kızımı istediler, çingene gibi bir aile oldukları için vermedim'' demiştir.

 

Müvekkilimiz evliliğin ilerleyen zamanlarında üzülerek davalının aklında aslında hep Selçuk'un kaldığını acı bir şekilde öğrenmiştir.

 

Davalı, evden kaçtığı son iki aylık dönemde WhatsAppta gece geç saatlere kadar çevrimiçi olmuştur. Müvekkilimizden gizli bir şekilde tiktok ve instagram hesabı açmıştır. Müvekkilimiz, bu olayı öğrenene kadar davalının telefonunu hiçbir zaman karıştırmamıştır. Ancak bu olayı öğrenince bir gün davalının telefonuna bakmış ve davalının sosyal medya platformanlarında geçmiş aramalarda Selçuk ****** ismini görmüştür.

 

Hatta ve hatta davalının akrabaları dahi davalıya ''Senin evli iki çocuklu adamla ne işin var'' demiştir.

 

MÜVEKKİLİMİZİN EVLİLİK BİRLİĞİNİN İLK YILINDA, TARAFLARIN İLK ÇOCUĞUNUN DÜNYAYA GELDİĞİ YIL EVDE CAN GÜVENLİĞİ OLMAMIŞTIR.

 

Davalının annesi tarafların evinde olduğu zaman davalı, müvekkile ''Bıçakları kaldır, annemin ne yapacağı belli olmaz'' demiştir. Davalının annesinin o yıldan itibaren boşanma istekleri ve tehditleri çok olmuştur. Davalının işbu evlilikteki en büyük kusuru annesinin aklına uymak olmuştur.

 

DAVALININ BİPOLAR BOZUKLUK HASTALIĞININ EVLİLİK BİRLİĞİNE ETKİSİ HAKKINDAKİ BEYANLARIMIZ;

 

Davalı, evlilik birliği boyunca çalışmamıştır. İşten zaten yorgun gelen müvekkilimiz ise evin tüm işini yapmak zorunda kalmıştır. Davalı, çocuklara bakamamış, yemek pişirememiştir. Tarafların aile konutunda müşterek çocukların can güvenliği dahi olmamıştır. Müvekkilimiz eve geldiği zaman evde bıçak izleri görmüştür. Bu fotoğraflar Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.

 

Tarafların evi her daim dağınık olmuştur. Tarafların evinde eşyalar sürekli değiştirilmek zorunda kalmıştır. Davalının hastalığı tedaviden kaçındığı için ilerlemiştir. Tarafların evinde düzenli olarak su bardakları ve porselen takımları kırılmıştır.

 

Çocuklar, müvekkilimiz işteyken kendileri için tehlikeli olan bir işe kalkıştıklarında davalı, hiçbir şekilde müdahale etmiştir. Müvekkilimiz işteyken dahi evi sürekli kontrol etmek zorunda kalmıştır. Davalının hastalığından ötürü öğrenme algısı çok düşük kalmıştır. Hastalık sürecinde de bu olaylar artarak devam etmiştir. Müvekkilimizin annesi bu süreçte yardım etmeye çalışmıştır. Hastalık süreci boyunca müvekkilin annesi, çocukların bakım ve gözetimine yardım etmiştir.

 

Müvekkilimiz bir yıl içerisinde iki kez televizyon almak zorunda kalmıştır. Bulaşık makinesinde dahi her daim cam kırıkları olmuştur. Müvekkilimiz, orta gelirli maaşıyla iki ev geçindirir hale gelmiştir. Çünkü eşyalar sürekli kırılmıştır, yemekler sürekli yanmıştır, evde her şey sık sık değiştirilmek zorunda kalmıştır.

 

VELAYET HUSUSU KONUSUNDAKİ BEYANLARIMIZ;

 

Müşterek çocukların velayetinin müvekkil babaya verilmesi gerekmektedir. Zira davalı, sürekli olarak depresiftir, çökkün ve duyarsız haldedir. Müvekkil baba, çocukların her türlü bakım ve gözetimini tek başına kendisi yapmıştır. Müvekkil baba işe gittiği zamanlar ise çocukların bakım ve gözetimini müvekkilimizin annesi yapmıştır.

 

Tarafların müşterek çocukları yeni doğduğunda dahi müvekkil baba çocuklarla ilgilenmiştir. Davalı, hastalığından ötürü zaten kendisi bakıma muhtaç haldedir.

 

Ayrıca davalı, hastalık süresince evden kaçmıştır. Evden kaçıp bilinmez yerlere giderek çocukların can güvenliğini de tehlikeye atmaktadır.

 

Davalı, televizyon kumandasını büyük çocuk Servet'in eline vurarak kırmıştır. Davalı, küçük çocuk Melikşah'ı mutfak masasına koymuş ve çocuğun düşmesine sebebiyet vermiştir. Davalı, hastalığından ötürü tehlikeyi genel olarak görmezden gelmektedir. Davalı, hastalık sürecinde sinirlendiği zamanlar çocukların yüzünü ısırmıştır.

 

Bir gün davalı, çocuklara yine şiddet uygulamıştır. Büyük çocuk Servet de davalının çocuklara fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin videoları davalının annesine göndermiştir. Davalının annesi de bunun üzerine müvekkilimize ''Burcu'dan şikayetçi olma'' şeklinde mesaj göndermiştir. İlgili mesaj ekte sunulmuştur.

 

Davalının çocuklara bakabilecek bir durumu yoktur. Davalı, kendisine dahi bakamayacak vaziyettedir. Davalının çocuklara bakabileceği bir yeri ve ortamı dahi yoktur. Müvekkilimiz davalıya çocuklara nerede bakacaksın diye sorduğunda davalı, müvekkile ''Ben çocukları alır kadın sığınma evinde bakarım çocuklara''demiştir. Davalı, Menzil'e gideceğim, çocukları Menzil'de büyüteceğim demiştir. Çocukların üstün menfaati gereği çocukların müvekkil babaya verilmesi gerekmektedir.

 

BİPOLAR BOZUKLUK HASTALIĞININ TARAFLARIN HAYATINA ETKİSİ HAKKINDAKİ BEYANLARIMIZ;

 

Bipolar bozukluğun belirtileri hastalığın dönemlerine göre farklılık gösterir. Mani dönemde görülen belirtiler genellikle aşağıdaki gibidir:

 

  • Aşırı neşe hali
  • Olayların merkezinde olma duygusu
  • Hiperaktivite
  • Her zamankine göre daha az uyuma
  • Artan cinsel istek
  • Aşırı özgüven
  • Odaklanma problemleri
  • Halüsinasyon görme
  • Hızlı ve çabuk konuşma
  • Yaratıcılık
  • Alkol ve uyuşturucu kullanımı
  • Sabırsızlık
  • Sık sık para harcama
  • Huzursuzluk

Depresyon döneminde görülen bipolar kişilik bozukluğu belirtileri ise aşağıdaki gibidir:

 

  • Sık sık uyuma isteği
  • Yorgunluk
  • Keyifsizlik
  • Konsantrasyon problemleri
  • Kendini suçlu hissetme
  • Umutsuzluk
  • Sık sık kuşku duyma
  • İştahsızlık
  • Sanrılar görme
  • Uykuya dalma problemleri
  • Çevredeki insanlarla uyumsuzluk hali
  • Cinsel istekte azalma
  • İntihar düşünceleri
  • Günlük işleri yerine getirememe

Karma dönemde ise her iki durumdaki belirtilerle de sık sık karşılaşmak mümkündür. Kişi bir an çok mutlu hissederken, belli bir süre sonra depresif hissedebilir.

 

Yukarıda madde madde belirtilen tüm belirtiler davalıda görülmüştür. Davalının aşırı para harcama isteği olmuştur dolayısıyla davalı kendisine müsrif bir yaşam tarzı edinmiştir. Davalı, günlük sıradan işleri dahi yerine getirememiştir. Davalının sürekli olarak intihar düşünceleri olmuştur. Davalı, evin içerisindeki en basit işleri dahi yapamamıştır. Mesela bulaşık makinesini boşaltırken kuruyan kaşıkları ve çatalları yerine dahi koyamamıştır.

 

BİPOLAR BOZUKLUK, EVLİLİĞİ VE YAŞAMI ÇEKİLMEZ HALE GETİRİYORSA AKIL HASTALIĞI SAYILMAKTADIR. DAVALI, EVLENMEDEN ÖNCE MÜVEKKİLİMİZDEN HASTALIĞINI GİZLEMİŞTİR. SONRASINDA İSE DAVALI, TEDAVİDEN KAÇINMIŞTIR. DAVALININ HEM BÖYLE AĞIR BİR HASTALIĞININ OLMASI HEM DE TEDAVİDEN KAÇINMASI TARAFLARIN EVLİLİĞİNİ ÇEKİLMEZ HALE GETİRMİŞTİR.

 

HUKUKİ DELİL: Mali ve ekonomik durum araştırması, e-nabız kayıtları, müvekkilin darp edildiğini gösterir fotoğraflar, evde bıçak izleri olduğuna ilişkin fotoğraflar, davalının ve annesinin sabıka kaydı ve e-nabız kayıtları, davalı ve davalının annesinin kullandığı psikiyatrik ilaçların Sağlık Bakanlığından celbi, sağlık raporu kayıtları, ses kayıtları, video kayıtları, mesaj kayıtları, arama ve görüşme kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi, uzman görüşü, keşif ve sair her türlü delil

 

HUKUKİ SEBEP: Türk Medeni Kanunu, HMK ve tüm yasal mevzuat hükümleri

 

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle;

 

Müvekkil aleyhinde açılan İzmir 20.Aile Mahkemesi 2023/*** E. Sayılı davanın reddine, açmış olduğumuz davanın kabulüne, Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olur ise dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini,

 

Tarafların öncelikle akıl hastalığı mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına,

 

Müşterek çocukların velayetinin müvekkil babaya verilmesine,

 

Müvekkil lehine 200.000,00 TL (İKİ YÜZ BİN) maddi ve 200.000,00 TL (İKİ YÜZ BİN) manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıdan tahsiline hükmedilmesine,

 

Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 4.09.2023

 

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN




ADLİ YARDIM KONUSUNDAKİ TALEPLERİMİZ;

 

Müvekkilimiz tek başına üç çocuğa bakmaktadır. Müvekkilimiz maddi olarak oldukça zor durumdadır. Müvekkilimiz yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda değildir. Keza yine müvekkilin üzerine kayıtlı malvarlığı dahi yoktur. Müvekkilin ne taşınırı ne taşınmazı bulunmaktadır. Aldığı maaşlara üç çocuğa yetmeye çalışmaktadır.

 

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 334. maddesine göre, geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN