Bilirkişinin Yetki Ve Görevini Aşarak Takdiri İndirim Uygulayamayacağı

Bilirkişinin Yetki Ve Görevini Aşarak Takdiri İndirim Uygulayamayacağı

Bilirkişinin Yetki Ve Görevini Aşarak Takdiri İndirim Uygulayamayacağı


Bilirkişinin Yetki Ve Görevini Aşarak Takdiri İndirim Uygulayamayacağı

Bilirkişinin Yetki Ve Görevini Aşarak Takdiri İndirim Uygulayamayacağı

Yargıtay
T.C YARGITAY 9.HD
Esas
: 2017/10876
Karar: 2019/12459
Karar Tarihi: 29/05/2019

Özet: Bilirkişinin yetki ve görevini aşarak takdiri indirim uygulaması isabetsizdir. Takdiri indirimi belirleme görev ve yetkisi hakime aittir.


Dava: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi  davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Karar:  Davacı vekili, müvekkilin davalı yana ait işyerinde işçi olarak çalıştığını, müvekkilin ücretinin daha fazla olmasına rağmen müvekkilin asgari ücret ödendiğini, 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme şeklinde olan dinlenme süresi içerisinde dinlenirken 24 saat hiç uyumadan çalışması sonucu işe çağrıldığı, müvekkilin ise saat 16:00’a kadar dinlenme süresi olmasına rağmen işe saat 14:30’da gelebileceğini söylemesi üzerine müvekkilin işe bir daha gelme o zaman denilerek kovulduğunu, davalı işverinin müvekkilin iş akdini haksız ve yersiz fesih etmiş olduğundan müvekkilin ihbar ve kıdem tazminatı alacağı doğduğunu iddia ederek işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsil edilerek davacı müvekkile verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının günde 7,5 saatten fazla çalıştırılmadığını, iş akdinin devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, 24 saat çalışması söz konusu olmayıp vardiya sistemi ile çalıştığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporunda, dosyaya giren belge ve beyanların usul ve yasaya uygun değerlendirilerek, gerekçeli olarak doğru hesaplamalarla sonuca ulaşıldığı, raporun bu haliyle hükme esas alınabileceği, davacının davasını ispatladığı anlaşıldığından davanın kabulü yönünde karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.

Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur.  Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.

HMK.nın 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli,  hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.

Somut uyuşmazlıkta, davacının iddiası, davalının savunması üzerinde durulmamış, deliller ile maddi olay saptanmamış, sadece “… bilirkişi raporunda dosyaya giren belge ve beyanların usul ve yasaya uygun değerlendirilerek gerekçeli olarak doğru hesaplamalarla sonuca ulaşıldığı raporun bu haliyle hükme esas alınabilceği” şeklinde açıklama yapılarak gerekçesiz karar yazılmıştır. Kararın gerekçesiz olması adil yargılanma hakkının ihlali olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2-Kabule göre davacı dava dilekçesinde 24 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde çalıştığını beyan etmiş tanık anlatımından davacının 24 saat çalışma 24 saat dinlenme usuluyle çalıştığını ispatladığı görülmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceğinin kabulü gerekir. 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esasına göre fazla mesai hesabında davacı işçinin bir hafta 4 gün, bir hafta 3 gün çalışma yapacağından, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük 11 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılması nedeniyle, bu çalışma sisteminde işçi ilk bir hafta (3×3=) 9 saat takip eden hafta ise (4×3=) 12 saat fazla çalışma yapmış sayılmalıdır. Bu durumda fazla mesai ücretinin haftalık bazda yukardaki ilkelere göre hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği düşünülmeksizin bilirkişinin haftada 18 saat fazla mesai yapıldığına ilişkin raporuna itibar edilmesi hatalıdır.

3-Ayrıca bilirkişinin yetki ve görevini aşarak takdiri indirim uygulaması isabetsizdir. Takdiri indirimi belirleme görev ve yetkisi hakime aittir. Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı  BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN