ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ


 

ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

 

GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

SAHABİYE MAH. TEOMAN SOK. AVUKATLAR İŞ HANI

BİNA NO:9 KAT:5 DAİRE NO:501

KOCASİNAN/KAYSERİ



KAYSERİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE



DOSYA NO: 2023/*** E.

 

DAVACI: Suna *******

 

VEKİLİ: Av. Gizem Gül Uzun

 

DAVALI: Şeker Sigorta A.Ş.

 

KONU: Cevaba cevap dilekçemizin ibrazıdır.

ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

AÇIKLAMALAR:

 

1.Davalı şirket sigortalısı, kazaya kendi kusuruyla sebebiyet vermiştir. Kusur oranları açıkça belli olmuş, müvekkilimize herhangi bir kusur yükletilmemişken davalı şirket sigortalısına %100 oranında kusur yükletilmiştir. Kusur oranları açıkça tespit edilmiştir.

 

2.Müvekkilimizin aracı değer kaybetmiştir. Değer kaybı hesabı yapılırken aracın kazaya karışmadan önceki haliyle kazaya karıştıktan sonraki hali arasındaki fark dikkate alınmaktadır. Değer kaybının doğru şekilde tespit edilmesi için bilirkişi raporu alınmasını talep ederiz.

 

3.Bir trafik kazası meydana geldiğinde aracımızın hasar ve değer kaybı tazminatlarının yanında araç mahrumiyeti tazminatı diğer adıyla araçtan yoksun kalma tazminatını da talep etme hakkımız bulunmaktadır. Şöyle ki; kusurlu eylemiyle karşı tarafa zarar veren ve örneğin tamir süresince aracı kullanamamasına yol açan kişi araçtan yoksun kalma tazminatı ödemekle yükümlüdür. Öncelikle TBK’ nın 49/1. maddesine göre; "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Aynı zamanda Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1. maddesine göre; "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar".

 

Genel ve özel olarak nitelendirebileceğimiz kanun maddelerinden hareketle kişi, kusurlu olarak başka bir kişinin aracına bir zarar verdiğinde aracın belli bir süre kullanılamaması durumu oluştuğundan kusurlu kişi bunu tazmin etmekle yükümlüdür. Aracı hasar gören kişi; aracının tamir süresince taksi kullanmış olabilir, araç kiralamış olabilir ya da herhangi bir şekilde ulaşımını sağlamış olabilir. Önemli olan kişinin kusursuz veya daha az kusurlu olması ve buna rağmen aracından mahrum kalmış olmasıdır. Ayrıca hasar ve değer kaybı tazminatları trafik sigortası kapsamındayken araç mahrumiyeti tazminatı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (Trafik Sigortası) kapsamına girmez, kapsam dışı hallerden sayılır. Kaza sonrasında kişinin kasko sigortası sözleşmesinde buna ilişkin bir madde bulunması halinde ikame araç verilebilmekte ise de bu durum yaygın değildir.

 

Araç mahrumiyeti tazminatının hesabı ise hasar gören aracın günlük ikame (kiralama) bedeli ile onarımda kaldığı gün sayısı çarpılarak elde edilir. Örnek olarak, onarım süresi 20 gün ve ikame araç bedeli 100 TL olan bir araç için araç mahrumiyet tazminatı 20X100 = 2.000 TL olarak hesaplanır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus ise onarım süresidir. Tazminat hesaplanırken hakkaniyete uygun şekilde “makul onarım süresi” dikkate alınmaktadır. Hakim, somut olarak aracın kaç günde onarıldığını değil, aracın ne kadar sürede onarılabileceğini dikkate almaktadır. Buna makul onarım süresi denir ve bu süre bilirkişi tarafından hesaplanmaktadır. Kaza sonrası aracın onarımı dış etkenlerden dolayı olması gerekenden uzun sürebilir. Fakat bu durumda fazlalık süreler kusurlu sürücüye yükletilemez.

 

Yargıtay kararlarında da araç mahrumiyetine dair zararın hesaplanmasında dikkat edilmesi gereken kriterlerin neler olduğu tespit edilmiştir. Örneğin; “Bir davada, davacı taraf trafik kazası sonucunda aracının onarımının ekonomik olmadığı için pert olarak kabulü olmuş ve araç sahibi araçsız kalınca, araç kiralamak zorunda kaldığını belirterek araç mahrumiyeti zararının tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak davacı taraf, araç kiralandığına dair belge sunamadığı için, ilk derece mahkemesi davayı reddetmiştir ve davacı taraf temyiz edince, konu Yargıtay’a taşınmış ve Yargıtay da kasko sigortacısı tarafından yapılan ödeme ve tarihleri de değerlendirilmek suretiyle yeni bir araç alıncaya kadar geçecek makul süre için araç mahrumiyeti zararı belirlenerek hükmetmesi gerektiğini belirterek, hükmü bozmuştur.

 

Söylenmelidir ki araç kullanılamayacak hale gelmiş yani pert olmuşsa kusursuz sürücü yeni bir araç alıncaya kadar geçecek makul süre dikkate alınır. Aracın tamir olması ve yeniden kullanılması mümkün olmasa da araç sahibi yine bir süre aracından yoksun kalmaktadır. Dolayısıyla bu durumda da araç mahrumiyeti tazminatı belirlenebilmektedir.

 

Yine başka bir Yargıtay kararına göre “Davacı, aracı için 23 günlük tamir süresinde araç kiraladığını ve 2.300,00 TL ödediğine ilişkin oto kira sözleşmesini ibraz etmiştir. MK’nin 6.maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle zararına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir. Açıklanan konularda ile dosyada bulunan hasar tamir belgelerine göre ne kadar sürede tamir edileceği belirlemek için gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmalıdır. Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde TBK’ nın 50/2. maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulaması isabetli olmamıştır.

 

Yargıtay’ın vurguladığı üzere konu ile ilgili önemli başka bir husus ise ilgili kazaya uğrayan aracın; nasıl kullanıldığı, aracı kullanan kişinin kullanıldığı güzergahı (örneğin kişinin evi ile işyeri arasındaki uzaklık), zaten araç kullanılsaydı da gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt, amortisman gideri gibi) belirlenecek zararından indirilir. Çünkü yakıt gideri gibi giderler zorunlu ve her durumda araç sahibi tarafından karşılanacak olup söz konusu kaza ile ilgisi bulunmamaktadır.

 

Dolasıyla araç mahrumiyet bedeli teminat dışı değildir. Müvekkilimize araç mahrumiyet bedelinin de ödenmesi gerekmektedir.

 

3.İşbu davayı açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmış ve sigorta şirketi sadece 2.000,00 TL ödeme yapmıştır. Müvekkilin aracında oluşan değer kaybı tutarının yanında 2.000,00 TL gibi bir meblağ oldukça düşük kalmaktadır.

 

4.Avans faizi talebimizin kabulünü talep ederiz.

 

Yargıtay’ın bu konuda farklı içtihatları bulunmakla birlikte, 17. Hukuk Dairesi 2016/647 E., 2016/5639 K. sayılı ve 09/05/2016 tarihli içtihadında “Davalı vekili; (…), kaza tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 8.000,00 TL’nin davalı (…) açısından 23.10.2012 tarihinden, davalı sigorta şirketi açısından 28.12.2012 tarihinden işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. (…) usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA (…)” kararını vererek bizce de doğru bir şekilde, değer kaybı taleplerinde ticari faiz istenebileceğine hükmetmiştir.

 

Uygulamada araç değer kaybı tazminatı davalarında araç ticari olmasa dahi yasal faiz yerine avans faizine hükmedildiği açıkça görülmektedir.



SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Mahkemenizce re’sen tespit edilecek hususlar doğrultusunda

 

Haklı davamızın kabulü ile,

 

Aşağıda belirtilen ve belirtilmeyen kalemlerle ilgili FAZLAYA İLİŞKİN HER TÜRLÜ TALEP VE DAVA HAKKIMIZ SAKLI KALMAK KAYDIYLA;

 

Öncelikle hüküm altına alınacak alacağın tahsil edilememesi riskine karşılık olay esnasında davalı sürücünün kullanımında olan ve aynı zamanda davalılardan Veli **** adına kayıtlı olan 38 H **** plakalı aracın trafik kaydına, kararın kesinleşmesine kadar cebri icra yoluyla satışı ve 3. Şahıslara devri engelleyici nitelikte “ihtiyati tedbir” şerhi konulmasına karar verilmesini,

 

Meydana gelen trafik kazası nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası Md. 107 uyarınca, toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek(fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) şimdilik müvekkile ait 38 SN 798 plakalı araçta meydana gelen “değer kaybı” için 100,00-TL ve Tamir ve Onarım Giderleri için 100,00-TL ve araç mahrumiyet bedeli için şimdilik 100,00 TL olmak üzere Toplamda 300,00-TL maddi tazminat tutarının (Davalı sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak ve “değer kaybı” kalemiyle sınırlı kalmak kaydıyla) üzere işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden; sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini saygılarımızla davacı vekili olarak vekaleten arz ve talep eder, saygılar sunarız. 03.08.2023




DAVACI VEKİLİ

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN