Akrabalık Veya Diğer Bir Yakınlığın Başlı Başına Tanık Beyanını Değerden Düşürücü Bir Sebep Sayılamayacağı

Akrabalık Veya Diğer Bir Yakınlığın Başlı Başına Tanık Beyanını Değerden Düşürücü Bir Sebep Sayılamayacağı

Akrabalık Veya Diğer Bir Yakınlığın Başlı Başına Tanık Beyanını Değerden Düşürücü Bir Sebep Sayılamayacağı


Akrabalık Veya Diğer Bir Yakınlığın Başlı Başına Tanık Beyanını Değerden Düşürücü Bir Sebep Sayılamayacağı

Akrabalık Veya Diğer Bir Yakınlığın Başlı Başına Tanık Beyanını Değerden Düşürücü Bir Sebep Sayılamayacağı

Yargıtay

T.C YARGITAY 2.HD
Esas
: 2018/7596
Karar: 2019/6992
Karar Tarihi: 12/06/2019

Özet: Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz.


Dava: Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 10.09.2018 gün ve 2016/21877-2018/8807 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;

Karar: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde,  Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.

Mahkemece, “Her ne kadar davacının ilk evliliğinden çocukları olan tanıklar Aziz ….. ve Matan ….. davalının annelerine küfür ettiğini, kendilerine ve annelerine şiddet uyguladığını beyan etmişler ise de, davalının, davacıya şiddet uyguladığına ilişkin tanıkların soyut beyanı dışında delil bulunmadığından, davalının davacıya  hakaret ettiğine ilişkin taraflı beyanlarına da itibar edilmemiştir.” şeklindeki gerekçe ile davalı erkeğin boşanmaya sebep olan kusurlu bir davranışının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 10.09.2018 tarih, 2016/21877 esas, 2018/8807 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı kadın tarafından Dairemiz onama ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

Mahkemece davalı erkeğin kusurunun ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. O halde, davacı kadının eşinin önceki evliliğinden olan çocuğu Aziz’in davalı erkeğin davacı kadına küfür ve hakaret ettiği, hastalığı ile ilgilenmediği şeklindeki tanıklığına değer verilerek, davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile kadının davasının reddi isabaetli değildir. Ne var ki; bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, hükmün onanması doğru olmayıp, davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 10/09/2018 gün ve 2016/21877 esas, 2018/8807 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Davacının karar düzeltme isteğinin yukarıda gösterilen sebeple KABULÜNE, Dairemizin 10/09/2018 gün ve 2016/21877 esas, 2018/8807 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda gösterilen sebeple  BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN