AKRABALARIN TANIKLIĞI GEÇERLİ OLUR MU

AKRABALARIN TANIKLIĞI GEÇERLİ OLUR MU

AKRABALARIN TANIKLIĞI GEÇERLİ OLUR MU


AKRABALIK VEYA DİĞER BİR YAKINLIK BAŞLI BAŞINA TANIK BEYANINI DEĞERDEN DÜŞÜREN BİR SEBEP OLARAK SAYILMAZ.

AKRABALARIN TANIKLIĞI GEÇERLİ OLUR MU

2. Hukuk Dairesi         2018/7596 E.  ,  2019/6992 K.

 

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Boşanma

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı

 

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 10.09.2018 gün ve 2016/21877-2018/8807 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.

Mahkemece, "Her ne kadar davacının ilk evliliğinden çocukları olan tanıklar Aziz Ahmadov ve Matan Türkmen davalının annelerine küfür ettiğini, kendilerine ve annelerine şiddet uyguladığını beyan etmişler ise de, davalının, davacıya şiddet uyguladığına ilişkin tanıkların soyut beyanı dışında delil bulunmadığından, davalının davacıya hakaret ettiğine ilişkin taraflı beyanlarına da itibar edilmemiştir.” şeklindeki gerekçe ile davalı erkeğin boşanmaya sebep olan kusurlu bir davranışının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 10.09.2018 tarih, 2016/21877 esas, 2018/8807 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı kadın tarafından Dairemiz onama ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

Mahkemece davalı erkeğin kusurunun ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. O halde, davacı kadının eşinin önceki evliliğinden olan çocuğu Aziz’in davalı erkeğin davacı kadına küfür ve hakaret ettiği, hastalığı ile ilgilenmediği şeklindeki tanıklığına değer verilerek, davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile kadının davasının reddi isabaetli değildir. Ne var ki; bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, hükmün onanması doğru olmayıp, davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 10/09/2018 gün ve 2016/21877 esas, 2018/8807 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:Davacının karar düzeltme isteğinin yukarıda gösterilen sebeple KABULÜNE, Dairemizin 10/09/2018 gün ve 2016/21877 esas, 2018/8807 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 12.06.2019 (Çrş.)

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN'UN KARARA İLİŞKİN YORUMU;

 

 “Akrabalık veya diğer bir yakınlık, başlı başına tanık beyanını değerden düşüren bir sebep olarak sayılmaz.”

 Ne Anlama Gelir?

 

Ceza muhakemesinde tanık beyanları delil değeri taşıyan beyanlardır. Ancak tanığın taraflarla olan ilişkisi, beyanın güvenilirliği açısından değerlendirmeye alınabilir.

 

Ancak sadece şu nedenlerle tanığın beyanı tamamen geçersiz veya yok sayılmaz:

 

Sanıkla akraba olması (örneğin kardeşi, eşi, çocuğu),

 

Sanıkla arkadaşlık ya da duygusal bir bağ içinde olması,

 

Aynı köyden, mahalleden olması vs.

 

⚖️ Yargıtay ve Uygulama Ne Diyor?

 

Yargıtay, tanıkların akraba ya da yakın olmalarının beyanlarının tamamen göz ardı edilmesini gerektirmediği görüşündedir.

 

✅ Örnek Yargıtay Kararı:

 

"Tanığın sanıkla akraba olması, beyanının tamamen değersiz sayılmasını gerektirmez. Beyanın içeriği, tutarlılığı, diğer delillerle uyumu esas alınarak değerlendirme yapılmalıdır."

(Yargıtay Ceza Genel Kurulu)

 

 Değerlendirme Nasıl Yapılır?

 

Tanık beyanı, şu kriterlere göre değerlendirilmeye devam eder:

 

Tutarlılığı (önceki ifadeleriyle çelişiyor mu?)

 

Somutluğu (duyuma mı dayalı, doğrudan gözleme mi?)

 

Diğer delillerle uyumu (kamera kaydı, fiziksel deliller, başka tanıklar)

 

Yanlılık ihtimali (örneğin çıkar sağlama ihtimali var mı?)

 

 Önemli Not:

 

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) uyarınca:

 

Her tanığın beyanı, kimin lehine veya aleyhine olduğuna bakılmaksızın, mahkeme tarafından delil olarak değerlendirilir.

 

Akrabalık yalnızca değerlendirmede dikkat edilecek bir unsurdur, delili geçersiz kılmaz.

 

 Sonuç:

 

Akrabalık veya yakınlık ilişkisi, tek başına tanık beyanının hükme esas alınmasını engellemez. Ancak bu durum, mahkemenin beyanı değerlendirirken daha dikkatli ve eleştirel bir süzgeç kullanmasını gerektirir.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN