KARABÜK CEZA AVUKATI-KARABÜK CEZA HUKUKU AVUKATI

KARABÜK CEZA AVUKATI-KARABÜK CEZA HUKUKU AVUKATI

KARABÜK CEZA AVUKATI-KARABÜK CEZA HUKUKU AVUKATI


KARABÜK CEZA AVUKATI-KARABÜK CEZA HUKUKU AVUKATIKARABÜK CEZA AVUKATI-KARABÜK CEZA HUKUKU AVUKATI

 

 

Savunma Hizmeti Sunduğumuz Ceza Davası Türleri

 

Yalan tanıklık

Yağma

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti

Terör Örgütü Üyeliği

Tehdit

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak

Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi

Ruhsatsız Silah Taşıma

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Müstehcenlik

Mala Zarar Verme

Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Şekilde Ele Geçirme ve Yayma

Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Şekilde Kaydedilmesi

Kasten Yaralama

Kasten Öldürme

İftira

Hırsızlık

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal

Haksız Arama

Hakaret

Görevi Kötüye Kullanma

Göçmen Kaçakçılığı

Fuhuş

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması

Cumhurbaşkanına Hakaret

Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme

Bilişim Sistemine Girme

Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması

 

SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ŞİKAYET DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ, GİZEM UZUN HUKUK BÜROSU TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.

 

GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU 

SAHABİYE MAH. TEOMAN SOK. AVUKATLAR 

İŞ HANI BİNA NO:9 KAT:5 DAİRE NO: 501

KOCASİNAN/KAYSERİ

 

KAYSERİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

MAĞDUR : 

 

MÜŞTEKİ :

 

VEKİLİ: Av. Gizem Gül Uzun 

 

ŞÜPHELİLER : Kadir *****

Sena *****

Tarafınızca tespit edilecek diğer iki şüpheli

******Kız Yurdu 

 

SUÇ :Çocukların cinsel istismarı TCK Madde 103, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma TCK Madde109, Haberleşmenin Engellenmesi Suçu TCK Madde 124 ve tarafınızca tespit edilecek diğer suçlar.

 

SUÇ TARİHİ : 01.08.2023-02.08.2023

 

OLAY :

 

Müvekkilimiz 01.08.2023 tarihini 02.08.2023 tarihine bağlayan gece saat 00.40 civarı lavaboya gitmek üzere uyanmıştır. Daha sonrasında lavabodan yatağına geçerken mağdur çocuğun kullanımında bulunan Akbank hesabından para çekildiğine dair bankadan mesaj geldiğini görmüştür. Bu mesaj akabinde mağdur çocuğun yurtta olması gereken saatte yurtta olmadığı konusunda şüpheye düşmüştür ve mağdur çocuğa "Kızım yurtta mısın" şeklinde WhattsApp üzerinden mesaj göndermiştir fakat mesajın mağdur çocuğa iletilmediğini fark etmiştir. Mağdur çocuğun Yurtta internete erişiminin olduğunu bilen müvekkil daha da şüphelenerek mağdur çocuğun kalmakta olduğu yurdu arayarak kızının yurtta olup olmadığını sormuştur. Fakat iletişime geçtiği İstiklal Kız Yurdu görevlileri "Yoklama alındı, sayım yapıldı, bir sıkıntı olsa zaten size mesaj atardık." şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Müvekkil ısrarla, kızıyla görüşmek istediğini, kızının odasına gitmelerini, müvekkille görüştürmelerini talep etmişse de "sabah aratırız" şeklinde beyanlarda bulunularak müvekkile hiçbir şekilde bilgi verilmemiştir. Müvekkil "Polisi de arayın, çocuğu yurtta kontrol edin görün." şeklinde beyanda bulununca müvekkilin görüşme sağladığı ******* Kız Yurdu görevlisi, güvenliği aramış ve neticede mağdur çocuğun yurtta olmadığı anlaşılmıştır. Yurt yönetimi mağdur çocuğun yurtta olmadığını müvekkilimizin ve ailesinin aramaları ve kontrol etmeleri noktasındaki ısrarları neticesinde fark etmiş, yurda giriş saati olarak belirledikleri 23.00 saatini hiçbir şekilde gözetmemiş; yurt yönetimi tarafından yoklama dahi alınmadığı tüm bu olaylar neticesinde gün yüzüne çıkmıştır. Dava açma hakkımızı saklı tutarız.

 

Daha sonrasında müvekkil ve ailesi polisi aramış, mağdur çocuğun kaybolduğunu, yurtta olması gerekirken yurtta olmadığını beyan etmişlerdir.

 

Mağdur çocuk abisi Mustafa ****'ın "0552 156 ****" numaralı hattına ulaşmaya çalışmış, ulaştığında "Abi beni kurtarın." şeklinde beyanda bulunuştur. Mağdur çocuk abisi Mustafa *****'ın telefonuna konum göndermeye çalışmış ancak mağdur çocuğun interneti olmadığından konum iletilmemiş ve mağdur çocuğun ailesi konumu sabah görebilmişlerdir.

 

Müvekkil ve ailesi mağdur çocuğa ulaşmak için mağdur çocuğu telefonla arayarak ulaşmaya çalışmaya devam etmişlerdir. Müvekkilde panik atak olduğu için mağdur kızın ablası Sedef ***** "0505 498 ****" numaralı hattan mağdur çocuğa ulaşmaya çalışmış, bu aramaların akabinde mağdur çocukla iletişim kurabilmişlerdir. Mağdur çocuk telefonu açtığında " Telefon bende değil zaten, telefon onların elinde." şeklinde beyanda bulunmuştur. Daha sonra müvekkil ve ailesinin ismini dava konusu olay neticesinde öğrendiği Sena ***** isimli şüpheli şahıs telefonu mağdur kızın elinden zorla alarak "Biz içiyoruz, bir sıkıntı yok, kızınız gayet iyi, biz şuan sadece dertleşiyoruz." şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil ve ailesi yanlarında erkek olduğunu fark etmemiş yine şüpheli şahıs Sena ****** iki kişiyiz şeklinde beyanda bulunmuştur. Şüpheli şahıs Sena ***** mağdur kızın ablası Sedef ***** "İnan ki içinizi rahatlatmak için konuşuyoruz, bizim uykumuz geldi ben uyuyorum. Çiğdem de uyuyacak." şeklinde beyanda bulunmuştur. Abla Sedef ***** "Ben iki saate geliyorum, yerini söyle konum at." şeklinde beyanda bulunmuş ancak şüpheli şahıs Sena ***** nerede olduklarını ısrarla söylememiştir. Abla Sedef "Polisle geleceğim, çünkü düvenönünde olduğunu biliyorum." şeklinde polisle geleceğini beyan edince şüpheli şahıslar mağdur kızı kaçırmak suretiyle bulunduğu yerden zorla götürmüşlerdir.

Daha sonra ise götürdükleri bu yerde Kadir **** ve olay yerinde yakalanan diğer iki şahıs birlikte mağdur çocuğa cinsel istismarda bulunmuştur. Mağdur çocuk direnmiş, ancak türlü cebirler kullanılarak mağdur çocukla zorla cinsel ilişkiye girilmiştir.

 

Mağdur çocuk ***** olay esnasında, polise konumu tarif etmiş ve polisler bu sayede mağdur çocuk Çiğdem'i, şüpheli şahıs Sena ****'u ve olay yerinde yakalanan diğer iki şahısı bu konumda bulmuşlar ve şüpheli şahıslar yakalanmıştır ancak Kadir **** olay yerinden kaçtığı için yakalanamamıştır.

 

Müvekkil ve ailesi mağdur çocuğu saat sabah 04.00 sularında, polis aracının arkasında üzerinde polis memurlarının verdiği kapşonlu ceket ve ceketin içerisindeki iç çamaşırı yırtık alt bedeninde ise sadece külot bulunan bir vaziyette; saçı başı dağınık, yüzü ve boynu tırnaklanmış ve vücudunda darp izleriyle tecavüze uğradığını söyleyerek ağlar bir vaziyette bulmuşlardır. Mağdur çocuk "Baba bana tecavüz ettiler." şeklinde beyanda bulunup sürekli ağlamıştır.

Müvekkil ve ailesi yurda gidip mağdur çocuğun odasından eşyalar almış, mağdur çocuğa eşyaları vermiş, polis aracından memurlar inmiş ve mağdur çocuk kıyafetlerini giyinmiştir.

 

AÇIKLAMALAR :

 

****** Kız Yurdu 4419 sayılı ÖZEL ÖĞRENCİ YURTLARI YÖNETMELİĞİ'nin maddelerine açıkça aykırı hareket etmiştir.

 

Madde 15

 

"Yurtlarda aşağıdaki belgelerin bulundurulması ve kayıtların tutulması zorunludur.

 

c) Öğrenci dosyaları ve yoklama defterleri,

 

Yurtlarda kayıt, ücret takibi, yoklama ve benzeri işlemler bilgisayar ortamında kayıtlanabilir. Bu kayıtların diske aktarımı sağlanır."

 

şeklindedir, ancak dava konusu olayda da sarih bir şekilde ortada olduğu üzere yurt yönetimi yoklama almıyor, bir yoklama defteri oluşturuluyorsa da bu yoklama defteri gerçekle bağdaşmayan; hukuk dışı, gerçekten oldukça uzak dosyalardır.

 

Madde 24

 

"Yurtlar öğretim yılı/dönemi devamınca hizmete açık bulundurulurlar. Yurtların kapanış saatleri, bulundukları yerin özellikleri ile ulaşım vasıtalarının durumu dikkate alınarak yurt yönetimince tespit edilir."

 

Şeklindedir. Yurt yönetimi yurdun kapanış saatini 23.00 olarak belirlemiş, mağdur çocuğun ailesine 23.00'da öğrencinin yurtta bulunacağı konusunda müsterih olması söylenmiş; yurda geç gelme, yurda gelmeme durumlarında gecikmeksizin mutlaka kendilerine bildirileceği noktasında kesin ve net olunacağı teminat edilmiştir. Dava konusu olayın gerçekleştiği gece mağdur çocuğun ailesi ile görüşmelerinde "Yoklama alındı, sayım yapıldı, bir sıkıntı olsa zaten size mesaj atardık." şeklindeki beyanlarından da anlaşılacağı üzere yurt yönetimi bu konuda sorumluluk üstlenmiştir. Ancak dava konusu olayda yurt yönetimi, mağdur çocuğun yurtta olmadığını müvekkilimizin ve ailesinin aramaları ve kontrol etmeleri noktasındaki ısrarları neticesinde fark etmiş, yurda giriş saati olarak belirledikleri 23.00 saatini hiçbir şekilde gözetmemiştir. Ayrıca yurt yönetimi "sabah aratırız" şeklindeki beyanlarla aşırı aldırmaz bir tutum sergilemiştir.

 

Dava konusu olayda mağdur çocuğun ailesi ile haberleşmesi sürekli olarak engellenmiş, Haberleşmenin Engellenmesi Suçunun işlendiği mağdur çocuğun " Telefon bende değil zaten, telefon onların elinde."  şeklindeki beyanları ve Sayın Savcılığınızca incelenecek HTS kayıtlarından da sarih bir şekilde anlaşılacaktır.

 

TCK Madde 124

 

"(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi

halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur." şeklindedir. Kanun hükmünün ilgililere uygulanmasını talep ederiz.

 

Şüpheli şahıslar mağdur çocuğun rızası olmaksızın, zorla ve cebir kullanarak mağdur çocuğu bulunduğu yerden başka yere götürmek suretiyle Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunu işlemişlerdir.

 

TCK Madde 109

 

" (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki

yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Bu suçun;

b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan

kişiye karşı,

İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar

yarı oranında artırılır."

 

Şeklindedir. Dava konusu olayda Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu'nun Nitelikli Hali'nin gerçekleşmiş olduğu Sayın Mahkemenizce de tespit edileceği üzere sarih bir şekilde ortadır, ilgili şüpheliler hakkında uygulanmasını talep ederiz.

 

Ayrıca Etkin Pişmanlık Hükümlerine bakacak olursak,

 

TCK Madde 110

"(1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle

soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden

güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir."

 

Denmektedir. Dava konusu olayımıza baktığımızda şüpheli şahıslar hiçbir şekilde mağdur çocuğu salıverme ya da güvenli yere bırakma girişiminde bulunmamışlardır, mağdura karşı cinsel istismarda bulunmuşlardır ve polisler olay yerine mağdur çocuğun kendilerine konumunu tarifi ve mağdur çocukla iletişimleri neticesinde ulaşmışlardır. Etkin pişmanlık hükümlerinin ilgili şahıslara uygulanmamasını talep ederiz.

 

Çocukların cinsel istismarı Madde 103'e bakacak olursak,

 

" (Değişik: 18/6/2014-6545/59 md.)39

(1) (Yeniden düzenlenen birinci ve ikinci cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Çocuğu

cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis

cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Mağdurun on iki yaşını

tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık

durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması

hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine

bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;(38)

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam

ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü

cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir

nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

anlaşılır.

(2) (Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/13 md.) Cinsel istismarın vücuda organ

veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı

olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması

hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

(3) Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların

sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı

ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma,

bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle

ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde,

yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır

neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış

müebbet hapis cezasına hükmolunur.

"

 

Şeklindedir. Dava konusu olayımızda açıkladığımız nedenler, mevcut deliller ve Sayın Savcılığınızca araştırılacak diğer delillerden de anlaşılacağı üzere şüpheli şahıslar Cinsel istismar suçunu ve bu suçun daha fazla cezayı gerektiren birçok haliyle birlikte işlemişlerdir. İlgili kanun hükümlerinin ilgili şahıslar hakkında uygulanmasını talep ederiz.

 

Mağdur çocuk *******, **** Fen Lisesinde okumaktadır, başarılı bir eğitim hayatı ve Erciyes Üniversitesi'nde tıp okumak gibi bir hayali vardır. Dava konusu olay neticesinde mağdur çocuğun tüm hayatı altüst olmuş, psikolojisi bozulmuştur. Lise son sınıf öğrencisi olan mağdur çocuk Çiğdem'in sınava hazırlandığı bu süreçte yaşadığı bu olay tüm hayatını etkileyecek durumdadır.

 

Müvekkil ve ailesi kendisini mağdur çocuk ****** ve mağdur çocuğun eğitim hayatına adamıştır. Mağdur çocuk Ankara'da ******** Fen Lisesi'ni kazanınca hiç tereddüt etmeden çocuklarının geleceği için evlerini ve işlerini Ankara'ya taşımışlardır. Ancak ekonomik nedenlerle ve yine mağdur çocuk Çiğdem'in Erciyes Üniversitesi'nde tıp okuma hayali ile Kayseri'ye geri dönme kararı almışlardır. Dava konusu olay müvekkil ve ailesini de derinden etkilemiş, psikolojileri altüst olmuştur.

 

Sayın Savcılığınızdan müvekkilin, ailesinin ve yukarıda belirttiğimiz numaraların; yurt ile iletişim sağlanan numaralarının ve süphelilerin iletişim için kullandıkları numaraların HTS kayıtlarının celbini talep ederiz.

 

HUKUKİ NEDENLER : TCK, CMK ve sair nedenler.

 

DELİLLER : Mağdurun ifadesi, sanıkların ifadesi ve tüm ifadeler, HTS kayıtları, İç muayene raporu ve diğer hastane raporları, tanık, bilirkişi ve yasal her türlü delil.

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheliler hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak cezalandırılmaları için kamu davası açılmasına ve Türk Ceza Kanunu gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 10.08.2023

 

MÜŞTEKİ VEKİLİ

Av. Gizem Gül Uzun

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN